İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gençler Dikkat! Sığ Suya Atlamayın

Zinde Türkiye için yazan: Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon

Bir rehabilitasyon hekimi olarak bizi en fazla üzen olguların başında , derinliği fazla olmayan sulara “balıklama “ atlayışlar yüzünden oluşan omurilik felçleri gelmektedir. Bütün uyarılarımıza rağmen, her yıl çok sayıda yeni olguyla karşılaşmamız, sorunun önemini ortaya koymaktadır. Sığ suya atlamak çok tehlikelidir; nedenine gelince:

Derin Olmayan Sulara Atlamak Neden Çok Tehlikelidir?

Omurilik adı verilen sinirler yumağı beynimizin uzantısıdır ve ense kökünden başlayarak kurşun kalem kalınlığındaki bir demet şeklinde bel hizasına kadar uzanır, sonra da at kuyruğu şeklindeki sinir lifleriyle kuyruk sokumuna kadar devam eder. Omurilik; kollarımızı, bacaklarımızı, kısacası tüm gövdemizi hareket ettiren ve duyularını sağlayan sinirlerin çıkış yeridir. Beyinden gelen hareket komutlarını kaslara ileten sinir yollarını içerir. Boyun bölgesindeki omurilik, bu sinirsel ileti yollarıyla beraber kollarımızın ve ellerimizin hareketini sağlayan sinirleri içerir. Göğüs bölgesindeki omurilikten ise gövdemizi, karnımızı, sırtımızı ve kaburgalar bölgesinin hareketini ve duyularını sağlayan sinirler çıkar. Bacaklarımıza giden sinirlerin çıktığı omurilik bölgesi bel hizasındadır.

Felç Riski

Derinliği fazla olmayan sulara balıklama atlama sırasında alnını yere çarpan kişilerde boyun omurgası aniden geriye doğru zorlanarak hasar görür. Ancak buradaki zedelenme yalnızca omurgada kalmaz; boyun bölgesindeki omurilik de zedelenir ve buradaki milyonlarca sinir hücresi o anda ölür. Bunun sonucunda, omurilikteki sinir hücrelerinin fonksiyonları bir daha geri gelmeyecek şekilde kayba uğrar ve maalesef boyundan aşağı vücut kısımlarında yani hem kollarda hem de bacaklarda felç durumu ortaya çıkar. Bu hasarın en ileri derecesinde, belli bir seviyedeki omuriliğin tamamı zedelendiğinden her iki kol ve bacakta tam hareket felciyle beraber komple duyu kaybı olur. Tıp dilinde “tetrapleji” adı verilen bu sakatlık, bir insanı ömür boyu tekerlekli iskemleye mahkum eden en ağır yaralanmalardan biridir. Omurilik zedelenmesi tam değil de kısmen olmuşsa, o zaman kollarda veya bacaklarda önemli kuvvet kayıpları ortaya çıkar ve yaralanan kişi yürüme yeteneğini kaybedebilir. Omurilikteki sinir hücrelerinin bu hasarı onarım yeteneği çok sınırlı olduğundan, felç tablosu kalıcıdır.

İç Organlar da Zarar Görebilir

Duyu ve hareket kaybının yanı sıra iç organ fonksiyonlarında da bozulmalar olabilir. Örneğin mesane-barsak boşaltımı aksar, akciğer enfeksiyonları gelişebilir, idrar yolunda kolayca gelişen enfeksiyonlar nedeniyle böbrek fonksiyonları bozulabilir. Duyu kaybı ve deri direncinin azalması nedeniyle bası yaraları açılabilir ve bu tür tıpsal sorunlar rehabilitasyonda gecikmelere neden olup klinik tablonun daha da kötüleşmesine yol açar.

Kaza Sonrasında Ne Yapmalı?

Böyle bir kazayla karşı karşıya gelindiğinde ilk yapılacak iş; hastayı sudan çıkarıp, hastaneye nakletmektir. Ancak bunu yaparken boynun öne ve arkaya doğru fazla gerilmemesine dikkat edilmelidir. Bu amaçla, düz bir zemin üzerinde hastayı naklederken bir boyunluk takarak boyun omurgasının hareketini engellemek gerekir. Akut dönemde gerekli tedaviler yapıldıktan sonra hasta, donanımlı bir rehabilitasyon merkezine nakledilerek kapsamlı rehabilitasyon programına başlanmalıdır.

Bu nedenle sevgili gençler;
2 (İKİ) METREDEN SIĞ SULARA BALIKLAMA ATLAMAYIN; BU KURALA UYMAYAN ARKADAŞLARINIZI DA ONLARIN İYİLİĞİ İÇİN UYARIN…

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.

Yaz tatilinde dikkat edilmesi gerekenler; deniz kenarında, sahilde, havuzda ve çok derin olmayan (sığ) sularda dikkat edilmesi gerekenler ve suya atlamalarla ilgili olup sağlıklı yaşam konusuyla dolaylı yoldan ilgili olan bu yazıda kullanılan telif haklarıyla korunan görseller: Erathic Eric ve notsogoodphotography Creative Commons lisanslarına uygun olarak kullanılmıştır.

Bir yorum

  1. İlşad Özkan (ZT Yönetim Hesabı) İlşad Özkan (ZT Yönetim Hesabı) Yazar | 27 Mayıs 2011

    Değerli hocam,
    Sitedeki yazılara site üzerinden bireysel yorum eklememekle birlikte özel durumlarda yazmamda bir sakınca olmadığını düşünüyorum. Konuyla ilgili kötü bir deneyimimi herkesle paylaşarak ibretlik olmasını umuyorum:

    2006 yılının yazında çiftliğimizde çalışırken akşama doğru serinlemek amacıyla 1,5 metre derinlikte olan sulama göletimizde yüzmeye karar vermiştik. Yanımda iki amcaoğlum vardı. Ben yüzmeye başladıktan 10-20 dakika sonra boş bulunarak o derinlikteki suya balıklama atladım ve kafamı beton zemine sertçe çarptım. Çarpma sesi dışarıdan bile duyulmuş. Acıyla suyun içinde doğrulup ayağa kalktım ve kafamı tuttum. Amcaoğullarımla birlikte ben de bu talihsiz kazaya güldüm ama bir daha da sığ sulara, hele hele balıklama atlamak mı, aman aman… Uzak olsun.

    O gün gülüp geçtik ama anlıyorum ki ciddi bir tehlike atlatmışım ve Allah korumuş. Bu yaşadığımın bir ders olmasını ve kimsenin ne bir benzerini ne de daha beterini yaşamamasını dilerim.

    Kaleminize sağlık. Saygılarımla,
    İlşad Özkan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir