Güneş ışığının yararları nedir diye soracak olsanız çoğumuz d vitaminiyle ilgili bir şeyler anımsarız ama bu konu hakkında detaylı bilgi sahibi olanımız azdır. İşte bu yazı D vitamininin yaşam süresi ve kalitesinde neden olumlu etkileri olduğunu bize anlatıyor. Yaşlanma ve D vitamini arasındaki ilişki şaşırtıcı boyuttaymış. Okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Uzun Yaşamak İçin Sahillerde Güneşlenmek Tek Başına Çözüm mü?
Yaz mevsimi nedeniyle güneş ışığını bolca bulabildiğimiz şu günlerde kendimizi sahillere atıp ıstakoz gibi kızarmamız gerektiği anlamını çıkartmayın bu yazıdan. Sağlık ilkeleri yaşamın tümüne yayılmalıdır, güneş ışığından yararlanma konusunda da bu geçerli. Güneşlenmek için sahillere akın etmek şart değil, köyünde tarlada çalışan insan da bir dereceye kadar güneşleniyor şüphesiz. Ayrıca sadece yazın deniz kenarında güneşlenmekle yetinmek yerine 4 mevsim güneş ışığından yararlanmaya çalışılmalıdır. Ben bu yazıyı okudum ve artık güneş ışığı konusunda çok daha dikkatli olacağım.(BodyTR Editör)

Güneş ışığı vitamini ömrü uzatıyor
Ölümün çaresi yok ama uzun yaşamak mümkün ve milyonlarca yıldan beri insanoğlunun hayallerini süslüyor.
Vitamin, mineral, probiyotik (faydalı mikroplar), omega-3 yağ asitleri ve flavonoidlerden (renkli bitkisel vitaminler) zengin bir undan ve şekerden zayıf bir diyetin, temiz hava ve suyun, hareket etme ve spor yapmanın hayat süresini uzattığı uzunca yıllardan beri biliniyor.
Son yıllarda güneş ışığı vitamininin (D vitamini) raşitizm ve osetoporoz gibi kemik hastalıkları dışında kanserlerden, enfeksiyonlardan ve iltihabi-romatizmal-otoimmün hastalıklardan koruyucu olduğuna dair birçok araştırma yayınlanmıştı. Ama D vitamininin yaşam süresi ile ilişkisi iyi bilinmiyordu. İşte Dünyanın en ünlü klinik beslenme dergisi olarak kabul edilen Amercan Journal of Clinical Nutrition’ın Kasım 2007 sayısında bu konu ile ilgili önemli bir araştırma yayınlandı. Bu araştırmaya göre kan D vitamini düzeyi düşük olanlar, daha yüksek olan kişilere göre daha uzun yaşama şansına sahip. Bültenimizin bu sayısında bu önemli bilimsel çalışmanın özetini ve editörümüz Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın konu hakkındaki yorumlarını okuyacaksınız. (Beslenme Bülteni Sitesinin Önsözü)
Güneş Işığı Vitamini (D Vitamini) Ömrü Uzatıyor
Yazan: Prof. Dr. Ahmet Aydın
Ölümün çaresi yok ama uzun yaşamak mümkün ve milyonlarca yıldan beri insanoğlunun hayallerini süslüyor. Vitamin, mineral, probiyotik (faydalı mikroplar), omega-3 yağ asitleri ve flavonoidlerden (renkli bitkisel vitaminler) zengin, undan ve şekerden zayıf bir diyetin, temiz hava ve suyun, hareket etme ve spor yapmanın hayat süresini uzattığı uzunca yıllardan beri biliniyor. Son yıllarda güneş ışığı vitamininin ( D vitamini) raşitizm ve osetoporoz gibi kemik hastalıkları dışında kanserlerden, enfeksiyonlardan ve iltihabi-romatizmal-otoimmün hastalıklardan koruyucu olduğuna dair birçok araştırma yayınlanmıştı. Ama D vitamininin yaşam süresi ile ilişkisi iyi bilinmiyordu. İşte American Journal of Clinical Nutrition’ın Kasım 2007 sayısında bu konu ile ilgili bir araştırma yayınlandı.
Araştırmanın Özeti
Bahsedilen çalışma Londra Tıp Fakültesinden J Brent Richards ve arkadaşları tarafından yapılmış. Yaşları 18 ile 79 yıl arasında değişen 2160 kadının alyuvar (lökosit) telomer uzunluğu ile kan D vitamini düzeyleri arasındaki ilişki irdelenmiş. Yaştan bağımsız olarak D vitamini daha yüksek olan kadınların daha uzun (107 baz çifti) telomerlere sahip olduğu gösterilmiş. 107 baz çifti yaklaşık 5 yıllık bir ömür süresine denk geliyor. Yani aynı yaştaki kadınlardan D vitamini daha yüksek olan kadınların kromozomları düşük olanlara göre 5 yaş daha gençmiş. Ayrıca D vitamini düzeyleri düşük olanlarda bir iltihap parametresi olan kan C-Reaktif Protein (CRP) düzeyleri yüksek bulunmuş.
Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın yorumu
Önce telomerin ne olduğunu açıklayalım. Telomerler kalıtım maddemiz olan DNA moleküllerinin uç parçalarıdır. Telomerlerin başlıca görevleri kromozomun uçlarını hasardan korumak, kromozomun kendini kopyalamasını sağlamak ve gen ekspresyonunu denetlemektir.
Biliyorsunuz yaşamın sürebilmesi için hücrelerin sürekli bölünmesi gerekir. Hücre her bölündükçe telomerlerden de bir parça düşer ve kısalırlar. Yani yaşlandıkça telomerlerimiz kısalmaktadır. Bazı insanların yaşlarından genç görünmelerinin nedeni telomerlerinin yaşıtlarından daha uzun olmasıdır.
Anne karnındaki bebeğin (cenin) telomerleri 10.000 baz çifti uzunluğundadır. Anne karnındaki hızlı büyüme nedeni ile doğduğunda bebeğin telomerleri yarı yarıya kısmıştır (5.000 baz çifti).
Progerya denilen erken yaşlanma hastalarının telomerleri 90 yaşındaki insanlarınki kadar kısadır.
Progerya hastaları nadiren 15 yıldan fazla yaşayabilirler.
Telomerler sadece yaşlanmakla kısalmazlar; serbest radikaller, sigara ve hava kirliliği, klinik ve subklinik iltihabi hastalıklar, otoimmün hastalıklar ve toksinler de telomerlerimizi kısaltarak yaşam süremizi kısaltırlar.
Türkiye-D Vitamini Yetersizliği
Ülkemiz güneşli bir ülkedir. O zaman ülkemiz insanlarında D vitamini yetersizliği çok beklenmeyen bir durumdur. Acaba öyle mi?
Normal koşullar altında insan vücudunda bulunan D vitamininin yaklaşık % 90-95’i güneş ışınlarının etkisi ile deride sentezlenir. Özellikle içine katılmadıkça (süt, formül mama vb) yiyecekler ile alınan D vitamini miktarının büyük bir önemi yoktur.
Eğer yetersiz güneş ışığına maruz kalırsak D vitamini yetersizliğinin gelişmemesi de kaçınılmaz olacaktır. Maalesef Türkiye’deki kadınların %67 ile %100’ünde değişik derecede D vitamini yetersizliği mevcuttur. Erkeklerdeki oranlar daha düşük olabilirse de bence onlarda da çok düşük olduğunu sanmıyoruz. Ama şu bir gerçek ki annelerinin D vitamini düzeyi düşük ise bebeklerde de (erkek ya da kız) düşük olmaktadır.
D Vitamini Yetersizliğinin Dereceleri

Günlük Fizyolojik D Vitamini Miktarı
ABD’deki ‘Food and Nutrition Board’ 1997 yılında yaptığı bir yayında çocuklara 400İÜ/gün, erişkinlere 200İÜ/gün ve yaşlılara 400 İÜ/gün D vitamini verilmesini önermektedir. Fakat Dünyanın en önemli D vitamini uzmanları günlük fizyolojik D vitamini ihtiyacının bu rakamların en az 10 katı daha fazla yani yaklaşık 4000 İÜ/gün olması gerektiğini söylemektedirler.

Güneşlenme Süresi/Güneşlenme Yüzeyi/ D Vitamini Sentezi
Ünlü araştırıcı Holick öğleleyin fazla uzun olmayan bir süre güneşlenen bir kişinin vücudunda 10,000 ile 25,000 IU D vitamini sentezlendiğini göstermiştir. Adam ve arkadaşları öğleleyin 30 dakika süre ile güneşlenen beyaz bir kişinin vücudundaki D vitamini sentezinin 50,000 IU/gün’e kadar artabildiğini göstermişlerdir. Benzer 3 çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş ve kısa süre güneşe maruz kalanlarda en az 8,000 ile 10,000 IU/gün D vitamini sentezlendiği saptanmıştır.
Mayo ile güneşlenen bir kişide 20 dakika sonra en az 10,000 IU D vitamini yapılmakta, yapım maksimuma ulaştıktan sonra artık daha fazla aktif D vitamini metabolitli sentezlenmemektedir. Çünkü D vitamini öncüleri inaktive olmaktadır. Yani fazla güneşlenmek ile D hipervitaminozu olmamaktadır.
Özetle çocuklar Günlük 1000 ünite, erişkinler için 2000 ünite güvenlidir. Kanaatimizce büyük çocuklar ve erişkinler için pratik bir yol kış mevsiminin başında ve sonunda 300.000 Ü depo D vitamini almak, diğer mevsimlerde bol bol güneşlenmek olabilir. Kronik hastalıkları olanlarda (kanser, romatizmal hastalıklar, astım, anfizem, kistik fibroz, otoimmün hastalıklar, mültipl skleroz, koroner kalp hastalığı, osteoporoz vb) daha yüksek dozlar gerekebilir. Ama daha yüksek dozlar sakıncalı olabileceğinden kan seviyelerine bakılarak hekimler tarafından ayarlanmalıdır.
KAYNAKLAR:
1. Richards JB, Valdes AM, Gardner JP, Paximadas D, Kimura M, Nessa A, Lu X, Surdulescu GL, Swaminathan R, Spector TD, Aviv A. Higher serum vitamin D concentrations are associated with longer leukocyte telomere length in women. Am J Clin Nutr. 2007;86(5):1420-1425.
2. Pizzaro J, Murray M. Doğal Tıp Ansiklopedisi. A.E Yayıncılık Film Ltd, 2006, İstanbul
3. Hasanoğlu A, Özalp İ, Özsoylu Ş, Anne ve kordon kanında 25-hidroksikolekalsiferol düzeyleri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi. 1981; 24:207-222
4. Aydın A, Ilıkkan B, Haktan M, Kavunoğlu G. Doğum sırasında annelerdeki D vitamini düzeyi ve bu düzeylerin mevsimlerle ilişkisi. XXVII. Türk Pediatri Kongresi Kitabı, Ünal Ofset 1988: 53.
5. Sarıkaya S, Çam H, Aydın A, Haktan M. Annede ve erken yenidoğan dönemindeki bebeklerde kan Ca, P, Mg, PTH ve vitamin D düzeyleri. İst Çocuk Kliniği Dergisi(Pediatri Arşivi). 1992: 3-4:92-7
6. Alagöl F, Shihadeh Y, Boztepe H, Tanakol R, Yarman S, Azizlerli H, Sandalcı O. Sunlight exposure and vitamin D deficiency in Turkish Women. J Endocrinol Invest 2000;23:173-7
7. Andıran N, Yordam N, Özon A. The risk factors for Vitamin D Deficiency in Breast-fed Newborns and their mothers. Nutrition 2002;18:47-50
8. Pehlivan İ, Hatun Ş, Aydoğan M Babaoğlu K, Türker G, Gökalp AS. Maternal serum vitamin D levels in the third trimester of pregnancy. Turk J Med Sci 2002;32:237-241.
9. Erol M, İşman FK, Kucur M, Hacıbekiroğlu E. Annede D vitamini eksikliğinin değerlendirilmesi. Turk Ped Arş. 2007; 42: 29-32
10. Dietary Reference Intakes for Calcium, Phosphorus, Magnesium, Vitamin D, and Fluoride, Standing Committee on the Scientific Evaluation of Dietary Reference Intakes, Food and Nutrition Board, Institute of Medicine, 1997
11. Vieth R: Vitamin D supplementation, 25-hydroxyvitamin D concentration, and safety. Am J Clin Nutr. 1999;69:842-56
12. Heaney RP, Davies KM, Chen TC, Holick MF, Barger-Lux MJ: Human serum 25-hydroxycholecalciferol response to extended oral dosing with cholecalciferol. Am J Clin Nutr. 2003;77:204-10
13. Zittermann A: Vitamin D in preventive medicine: are we ignoring the evidence? Br J of Nutr. 2003;89:552-572
14. Holick M: Vitamin D; A millennium Perspective. J Cell Biochem. 2003;88:296-307 (2003)
15. Holick MF: Environmental factors that influence the cutaneous production of vitamin D. Am J Clin Nutr. 1995 Mar; 61(3 Suppl):638S-645S
16. Adams JS; Clemens TL; Parrish JA; Holick MF: Vitamin-D synthesis and metabolism after ultraviolet irradiation of normal and vitamin-D-deficient subjects. N Engl J Med 1982, Mar 25;306(12):722-5
17. Stamp TC: Factors in human vitamin D nutrition and in the production and cure of classical rickets. Proc Nutr Soc 1975 Sep;34(2):119-30
18. Davie MW; Lawson DE; Emberson C; Barnes JL; Roberts GE; Barnes ND: Vitamin D from skin: contribution to vitamin D status compared with oral vitamin D in normal and anticonvulsant-treated subjects. Clin Sci (Lond) 1982 Nov;63(5):461-72
19. Chel VG, Ooms ME, Popp-Snijders C, Pavel S. Schothorst AA, Meulemans CC, Lips P: Ultraviolet irradiation corrects vitamin D deficiency and suppresses secondary hyperparathyroidism in the elderly. J Bone Miner Res 1998 Aug;13(8):1238-42
20. Krause R, Buhring M, Hopfenmuller W, Holick MF, Sharma AM. Ultraviolet B and blood pressure. Lancet 1998;352:709–10.
21. Tjellesen L, Hummer L, Christiansen C, Rodbro P. Serum concentration of vitamin D metabolites during treatment with vitamin D2 and D3 in normal premenopausal women. Bone Miner 1986;1:407–13.

Bu yazıda kullanılan görseller : Paulo Brandão ve wabberjocky Creative Commons lisanslarına uygun olarak kullanılmıştır.
merhaba ben 23 yaşında peynir beyazı bir yapıya sahibim,güneşte kızaranlardanım çok aram yok o yüzden güneşle son 2 yıldır güneşten nekadar kaçsamda özellikle yüzümde göz altı çevremde ve kulak mememden çeneme doğru uzanan kısımda güneş lekeleri oluştu bunun her güneşe çıktığımda artığını okadar bariz gözlemliyebiliyorumki artık güneşten iyice kaçar oldum,yüzüme krem hiç kullanma alışkanlığım yoktu ne olursa olsun ancak geçen sene 50 faktörlü güneş kremi aldım rahatça yazın dolaştım ve inanın hiç bir faydası olmadı aksine arttı şuan lekelerim açık kahve ve yine yaz geldi lütfen bana özel birşeyler tavsiye edin yoksa yaz bana yine hüsran olucak,lekelerimi yok edin demiyorum:(artık onlarla barıştım ama dahada artmasını nasıl önleyebilirim,ben evliyim ve sırf lekelerin artması korkusuyla henüz çocuk düşünmüyorum-yer bana dönücek olursanız şunu söylemek isterim burnundan yanaklarına dökülen kısım hep kızarıkça olan bir tenim var ,cildiye kılcal damarlarımın yüzeye yakın olduğundan kaynaklandığını söylemişti,belki öneriniz için etkili labilir,teşekkürler.
sayın hatice hanım benimde doğumdan sonra yüzümde biraz lekelerim vardı ben bunu denedim sanada tavsiye ediyorum ibrahim saraçoğlu tvde söyledi bende uyguladım ben fayda gördüm umarım sende görürsün kuru börülceyi yani soyada deniyor onu alıp kaynatıyorsun suda kara suyu çıkana kadar kaynatmaya devem et sonra bu suyu yüzüne bir pamukla sür bunu birkaçkez yap eminim sende fayda göreceksin :))
zübeyde hanim çoooook teşekkürrederim deniğcem fayda görürsem sizi haberdar ederim 🙂
Karışıklık olmaması bakımından ufak bir açıklama; börülce ve soya farklı bitkilerdir. Börülce ararken soya almayın.
evet kesinlikle farklı bitkiler bende yeni öğrendim teşekkürler,zübeyde hanım sanırın tazesi yada kurusu fark etmiyor,birde yüzümü tekrar duru suyla temizlemem gerekiyormu acaba börülce suyu öylece yüzümde kendilinden kuruyacakmı,gece yatarken yapsam dahamı etkili olur biraz daha ayrıntı veririmisiniz? 😉
Merhaba,
D vitamini hakkındaki bu değerli yazınızda dikkatimi çeken bir konuyu paylaşmak istedim.Yukarıda doğa fotoğrafının hemen altında yer alan ‘Güneş ışığı vitamini ömrü uzatıyor’ başlıklı bölümde ifade edilen ”Bu araştırmaya göre kan D vitamini düzeyi düşük olanlar, daha yüksek olan kişilere göre daha uzun yaşama şansına sahip. ” cümlesinde bir baskı hatası mı var yoksa ben yanlış mı algılıyorum. Sanırım bu ifade:, ” D vitamini düzeyi YÜKSEK olanlar,daha DÜŞÜK olan kişilere göre daha uzun yaşama şansına sahip” şeklinde olmalıydı.
Dikkatlerinize sunarım, Saygılarımla
Akif bey merhaba,
Geçen gün itibariyle, Profesör Ahmet Aydın’ın yazılarına yapılan yorumları hocamızın e-postasına yönlendirdim. Eğer “spam” kutusuna düşmediyse kendisi yorumunuzu gçrecek ve gerekiyorsa bir tashih notu düşecektir. Hatırıma şimdi geldi, sanırım yazıyı yayına hazırlarken ben de aynı bölüme takılmıştım ve hocaya sormaya karar vermiştim. Sonrasında unutmuş olacağım ki öylece yayınlamışım.
İlginize teşekkür ederim. Saygılarımla,
İlşad Özkan
mrh lar herkese ben inşatlarda demir balıyorum ve gunun 10 sa atini guneş altın da geciriyorum ne gibi onlem ler önerir siniz yani zarar görmemek icin neler yapmam gerekiyo bazı ları bolbol su icin zaten iciyoruz ama genede bazen sanki vucudum kuruyo kullanabilecemiz bişey varmı kıreb gibi yada sizin önere bileceniz bişey bazan göleyi cıkartıyoruz atlet var bu torumu yoksa yanlışmı yabıyoruz şimdiden tşk kürler