
Mutluluğa Koşun!
Yazan: Dr. Murat Kınıkoğlu
Koşu veya yoğun spor yapanların uyuşturucu almış gibi kendilerinden geçtiklerini biliyor muydunuz? Kısa koşulardan bahsetmiyorum, bu işi gerçekten spor amacıyla yapan, günde bir saatten az spor yapmayan kişilerden bahsediyorum. Bizim ülkede fazla yok ama batı ülkelerinde spor bağımlılarının sayısı oldukça fazla. Tabii bu bağımlılığın güzel bir farkı var; koşunun uyuşturuculardan farklı olarak hiçbir zararı yok, üstelik yalnız mutluluk vermekle kalmıyor aynı zamanda insanın ömrünü uzatıyor.
Archives of Internal Medicine dergisinin Ağustos 2008 sayısında yayınlanan bir makale, koşunun yaşlanmayı geciktirici etkisini bir kez daha göstermişti. Düzenli koşu alışkanlığı olan 50 yaşın üzerindeki 538 kişi ile, koşu yapmayan 423 kişiyi 20 yıl süreyle takip ediliyor. Bu süre içinde düzenli koşu yapanların %15’i, koşu yapmayanların ise %34’ü ölüyor. Gördüğünüz gibi oldukça önemli bir fark var. Hayatta kalan ve hâlâ spora devam eden katılımcılar şu anda 70-80 yaşlarındalar. Araştırmayı yapan doktorlar düzenli koşu yapmanın özellikle felç ve kalp krizinden ölümleri azalttığını söylüyor. Hastalarımın içinde koşu yapmayı “bir nevi zorlama” gibi kabul eden, dizleri veya kalbi için zararlı olabileceğini düşünenler olduğunu biliyorum. Eğer obez değilseniz ve başka bir ortopedik kusurunuz yoksa koşu yapmak hem kalbiniz hem de dizleriniz için son derece yararlıdır.
Çağımızın sık görülen rahatsızlarından birisi olan depresyonun bu kadar artma nedenlerden birisinin eskisi kadar bedensel hareket yapmamamız olduğunu düşünüyorum. Artık yorulmuyoruz, daha doğrusu bedenimiz değil sadece zihnimiz yoruluyor. Kaslarımızı yeteri kadar kullanmayınca fiziksel aktivite ile tetiklenen mutluluk hormonları aktive olmuyor. Tarlada, güneşin altında saatlerce çalıştıktan sonra ağrıyan kaslarıyla kavak ağacının serin gölgesinde ayran yudumlayan Mehmet Amca, üzerinde yarına yetişmesi gereken onlarca dosya olan bir masada neskafesini yudumlayan Nuri Bey’den daha mutluydu. (Ayrıca bakınız: Hamlık Ağrısı)
Daha önce yapılan çalışmalar, koşunun kandaki mutluluk verici endorfin miktarını artırdığını göstermişti. Bu artışın beyni etkileyip etkilemediğini merak eden Bonn Üniversitesi’nden Dr. Henning Boecker, koşmadan önce ve iki saatlik koşudan sonra beyin grafikleri aldı. Çalışmada, koşan kişilerin beyinlerinin romantik duygularla ilgili bölgelerinde endorfin salınımı olduğu görüldü. Dr. Boecker, koşmanın, beyinde aynı güzel bir müzik parçası dinler gibi etki yaptığını söylüyor. Sonuç olarak hem mutlu olmak için hem daha uzun yaşamak için koşunun bire bir olduğunu söyleyebilirim. Hadi bakalım, mazeret uydurmak yok… Her şeyin olduğu gibi, sağlıklı kalmanın da bir bedeli var. Yarından itibaren eşofmanları giyip koşuya başlayalım.

Üç Yürü, Bir Koş Metodunun Yararları / Aralı Antrenmanın Yararları
Bugün size, bence çok yararlı bir egzersiz modasından bahsedeceğim; adı “İnterval Training”. Türkçeye “Molalı Egzersiz” veya “üç yürü bir koş metodu” diye çevirebiliriz… (Ayrıca bakınız: Temel Antrenman Bilgisi)
Bisikletçiler üzerinde yapılan bir çalışmada; bir gruptan, bisikletlerini standart bir hızda sürmeleri, diğer guruptan ise 1 dakika pedala yüklendikten sonra 3 dakika çok ağır gitmeleri isteniyor. 15 günlük çalışmanın arkasından “bir hızlı – bir yavaş” sürenlerin dayanıklıklarının, devamlı aynı hızda süren kontrol grubuna göre %75 daha fazla arttığı görülüyor. Buradan çıkarılan sonuç şu; yürürken, koşarken veya yüzerken, kısaca hangi sporu yapıyorsanız yapın kendinizi zorlamak yerine bir hızlı bir yavaş gitmek sağlık için daha yararlı. Ben de sporu bu şekilde yapmanın insanın doğasına daha uygun olduğunu düşünüyorum. Örneğin koştuğunuzu düşünün. Bir süre sonra nefes nefese kalır ve yavaşlamak istersiniz. O anda vücudunuzu daha fazla zorlamanızın size bir faydası yok, hemen yavaşlayıp soluklanın ve sonra gene koşmaya başlayın. Üç dakika kaplumbağa, bir dakika tavşan olun…
Dikkat!.. Orta yaş üstü insanlarda aşırı egzersiz sırasında ani ölüm riskinin 25 misli arttığı gösterilmiştir. Bu yüzden kalbinden şüphesi olan kişilerin zorlamalı koşulardan, aşırı yüklenmelerden özellikle sakınması gerekir. Vücudunuzun sesini dinlemeyi ihmal etmeyin, her ne yapıyorsanız yorulunca yavaşlayın, dinlenince tekrar hızlanın. (Ayrıca bakınız: Orta ve İleri Yaşlarda Spor)
* Editör Notu: Eğer düzenli yürüyüş veya koşu antrenmanlarına başlayacaksanız uygun bir ayakkabı seçimi sağlığınız açısından önemlidir. Bunun ilgili olarak şu iki yazımızdan istifade edebilirsiniz:
Yürüyüş Ayakkabısı
Koşu Ayakkabısı

Genelde; sağlıklı yaşam (fitness) konularıyla ilgili olup, özelde; koşunun yararları, yürüyüş ve koşunun yararları, düzenli koşu alışkanlığının, interval antrenmanın faydaları hakkında olan bu yazıda kullanılan telif haklarıyla korunan görseller: martin cleary, Dom Dada ve mikebaird Creative Commons lisanslarına uygun olarak kullanılmıştır.

Koşmanın ne kadar iyi hissetirebileceğini hatırlattığınız için teşekkürler. Her şeyde olduğu gibi koşarken de kendimizi zorlamanın daha iyi olduğunu sanıyordum aslında ama nefesimizi tüketen bir turdan sonra çok zorlanarak koşmaya devam etmektense yavaşlamak ve sonra tekrar hızlanmak daha iyi olur deniliyor yazıda, koşmaya gittiğimde böylesi benim de işime gelir sanırım. Bir de temiz havada koşmak ile şehir içinde/kirli havada koşmak arasında çok fark var gibi geliyor bana; bu fark şehir içinde yaşamakla havası temiz bir yerde yaşamak arasındaki farktan fazla olabilir mi, yoksa eşit midir? Spor yaparken kirli havayı daha fazla teneffüs etmiş oluyorsak temiz havada spor yapmanın yolunu aramak daha iyi olabilir diye soruyorum bu soruyu.
Hülya selam, bu yorum gözden kaçmış, az önce bu yazının sonuna not eklerken farkettim. Murat beyin cevabını beklemiştim ilk önce, sonra da unutmuşum. Özür dilerim.
Yazıda bahsedilen yavaşlamayı doğru anlamışsın. Bu bir çeşit aralıklı (interval) antrenman oluyor ve oldukça etkili.
Hava konusunda ise yine haklısın fakat hava kirli diye spordan kaçınmak doğru değil. Ayrıca havası kirli bir şehirde yaşıyorsak bile imkânımız varsa deniz kenarında koşarak havadaki bol iyottan istifade etmeliyiz.
İlgin için çok teşekkürler 🙂
YAŞIM 49 SİGARAYI BIRAKMAK VE İŞİMDEKİ STREDEN KENDİMİ KORUMAK İÇİN 12 YILDIR RÜZGAR OLMADIĞI ZAMAN SPOR KIYAFEYETLERİMİ GİYERİM KULAKLIKLI CEP YELEFONUMUN RADYOSUNU AÇARIM GÜZEL NAĞMELERLE YARI AÇ BİR ELMA TERCİHEN KOŞMAYA BAŞLARIM SAMSUNDA YAŞADIĞIM İÇİN DENİZ KENARINA HAFİF KOŞARAK GİDERİM VÜCUT ISINDINMI HIZIMI ARTIRIM GERİ DÖNÜŞÜM YOKUŞ OLDUĞU İÇİN GENEDE KOŞMAYA DEVAM EDERİM DÜŞÜK KAPESİTEYLE BİR SAATİ BULUR KOŞUM TEK ALIŞKANLIĞIM BIRAKMAYI HİÇ DÜŞÜNMÜYORUM HAYATIMIN EN GÜZEL ANLARINDAN KENDİMİ DAHA MUTLU HİSEDİYORUM ALDIĞM KARARLARDA DAHA BAŞARILI OLUYORUM KOŞMAYA BAŞLADIĞIMDAN BUZAMANA SİGARA İÇMİYORUM HİÇ HASTALNMADIM HASTANENİN ACİLİNDE ÇALIŞIYORUM HERKEZ İŞDEN YAKINIR BEN İŞİMİ EĞLENCEYE ÇEVİRİYORUM BAŞKA BİRİMLERDEDE AYNI İŞİMİ EĞLENCEYE ÇEVİRİYORUM SAMSUNDAN MUAMMER HERKEZE SELAMLAR
Selamlar,
Yazı için çok teşekkür ederim.Acaba günde bir saat eliptik bisikletle evde antrenman yapmakta aynı etkiyi gösterirmi?Yoksa sadece koşmakmı gerekiyor veya başka bir terletici ve yüzme olabilirmi?
hocam yanılıyorsunuz dünyanın en iyi hocalarını getirin bu konuda beni ikna edemezsiniz 3dk kaplumbaga 1dk tavşan stilinden bahsediyorum aşırı yanlış bana göre sebebiyse elimden geldigince şöyle açıklayayım ; koşu bandına çıkıyorsunuz 6ya alıp yürüyorsunuz daha 3dk daha sonra 12ye alıp 1dk koşuyorsunuz daha sonra geri 6ya alıyorsunuz bu banttan inesiye kadar devam ediyor işte bu çok sakıncalıdır bu durum kalp ritmindeki bozulmalara yol açar kalpte çarpıntı yahut taşikardi bu yüzdendir ben 4 yıldır bu sporla ilgileniyorum ama hoca degilim sizin kadar iyi bilemem bu konuyu fakat 3 dk yürüyüp 1dk koşarsanız kalbinizi katbekat daha fazla yormuş olursunuz buna eminim ki buna kalp ritmini bozar hastalanmanıza sebep olur futbolcuların sahaya düşüp kalmalarıda bu yüzdendir kalp ritmindeki bozulmaya baglı kalp durması vs sorunlar… saygılarımı sunarım diger bilgiler çok faydalıydı..
Dr. Murat Kınıkoğlu yazıyor bak adam kardiyolog. kontrol grubu olan deney de yapmıslar ama ıste cehalet
tasikardi demişsin zaten kosarken mecburen tasıkardı olacak
adamlar deney yapmıs olcmus bıcmıs ama senın dedıklerını dusunememıs
çok güzel işime yaradı