
Sigara ile Savaşta Yanlış Yolda Mıyız?
Yazan: Doç. Dr. Sinan Canan
Geçtiğimiz yıllarda uygulamaya geçen, sigara paketleri üzerindeki uyarıcı yazıların büyütülmesi ve sigaranın zararlarını anlatıcı resimli uyarıların yer alması uygulaması, sigara karşıtı yürütülen kampanyalar açısından “büyük bir başarı” olarak nitelendi. Sigara içmeyenler, hâlen üzerinde bunca uyarı bulunan paketleri nasıl tüketebildikleri konusunda tiryakileri anlayamadıkların belirtiyorlar. Sigaranın zararlarını zaten bilmeyen yok, paketlerin üzerindeki uyarılar ise bilgilendirme değil, daha ziyade hatırlatma ve korkutma amacı taşıyor. Peki, bu uyarılar gerçekten zannedildiği kadar etkili mi?
Tiryakiler Bu Uyarıcıların İşe Yaradığını Söylese de Beyinleri Öyle Demiyor…

İnsanları geleneksel yöntemlerle sorgulayarak yapılan anket tabanlı araştırmalardan elde edilen sonuçlar bu görüşü destekler görünüyor. Tiryakilerin büyük çoğunluğu, uyarı ve resimlerin sigara içme isteklerini azalttığını ve bırakma isteğini artırdığını belirtiyorlar. Fakat modern beyin görüntüleme yöntemleri, bu konuda bizlere bambaşka bir hikâye anlatıyor.
Buy.ology adlı kitabında Dr. Gemma Calvert ile birlikte yürüttükleri araştırma sonuçlarını özetleyen Martin Lindstrom, beyin taraması sırasında karşılaştıkları hayret verici bulguları şöyle anlatıyor:
Sigara paketlerinin yanlarındaki, ön ve arkasındaki uyarı yazılarının tiryakilerin sigara arzusunu bastırmaya en ufak bir etkisi olmadığı gözlenmişti. Sıfır etki. Başka bir deyişle, demek ki bütün bu korkutucu resimler, devlet düzenlemeleri, 123 ülkenin sigara aleyhtarı kampanyalara harcadığı milyarlarca dolar para, hepsi son tahlilde boşa gitmişti. Ağzımdan “Emin misiniz?”den başka laf çıkmıyordu.
“Kesinlikle eminim” diye yanıtladı doktor, tam bir istatistiksel doğrulama almış olduğunu da ekleyerek.
Oysa bu, Dr. Calvert’in sonuçları, daha etraflıca analiz ettiğinde keşfettiklerinin yarısı kadar bile şaşırtıcı değildi. Sigara paketlerindeki uyarılar -ister kibarca bir anımsatma şeklinde Amerikan uyarı yazıları, ister İngilizlerin kara kutularla yaptığı direkt uyarılar, isterse insanı dehşete düşüren yara içindeki ağız, akciğer ve ayak görüntüleri olsun- gerçekte, sigara içenlerin beynindeki “arzu noktası” olarak bilinen nucleus accumbens (akkumbens çekirdeği) bölgesini uyarıyordu. Bu bölge, vücut bir şeyi arzuladığında -bu, alkol, uyuşturucu, tütün, seks ya da kumar olabilir- ışımaya başlayan uzmanlaşmış nöronların bir zinciridir. Akkumbens çekirdeği bir kez uyarıldığında tatmin olmak için sürekli daha yüksek dozlara ihtiyaç duyar.
Kısacası fMRI (işlevsel manyetik rezonans görüntüleme) sonuçları, sigara uyarı yazılarının insanları sigara içmekten caydırmayı başaramadığı gibi, akkumbens çekirdeğini faaliyete geçirerek aslında tiryakileri sigara yakmaya özendirdiğini ortaya koyuyordu. Bu durumda ister istemez, sigara alışkanlığını dizginlemeyi, kanseri azaltmayı ve insan yaşamını kurtarmayı amaçlayan sigaralardaki bu uyarıcı yazıların tam tersi işlev görerek tütün endüstrisinin ölümcül bir pazarlama aracı hâline geldiği sonucuna vardık” (Buy.ology; Martin Lindstrom, Optimist Yayınları, Sayfa.24-25)
Sigara Şirketleri Aslında Bu İşaretlerden Memnun
Şimdi sigara şirketlerinin bu kocaman uyarı ve resimlere nasıl razı olduğunu biraz daha iyi anlayabildik mi?

Aynı kitapta daha çarpıcı bir gerçek daha zikrediliyor: Sigara firmalarının açıktan reklam yapması yasaklandıktan sonra, sigara markalarının birçok farklı alanda sponsorluklar yoluyla dolaylı reklamlar yaptığını biliyoruz. Özellikle Marlboro’nun Formula yarışlarındaki sponsorluğu hepimizin zihninde yer etmiş olmalı; bu yarışlarda sigaranın adı hiç geçmez ama hepimiz yarış arabalarının o kan kırmızı renginin nereden geldiğini biliriz. Ama zihnimizdeki bu “yer etme” sandığımızdan daha derin. Kitapta anlatılan bir başka beyin tarama araştırmasında şu ifadeler yer alıyor: “Sigara tiryakileri, bu örtük reklamları içeren formula arabaları, yahut kovboylar gibi dolaylı reklam araçlarını gördüklerinde, sigara paket ve logoları gösterildiği zamankinden daha fazla sigara arzusu yaşıyorlar.” Yani örtük reklam, doğrudan reklama göre çok daha etkili. Sebebi ise kısaca şu: Doğrudan reklamda bilinçli zihnimiz bunun bir reklam olduğunu bilir ve ona göre kendini koruyabilecek mantıklı bir dizginleme mekanizmasını devreye sokar. Fakat örtük reklam, bilinçaltımıza hitap ettiğinden, bilincimiz buna hazırlıksız yakalanır ve ortada görülen “hız, özgürlük, gençlik” gibi kavramlarla birleştirdiği “sigara” veya sigara markası için daha derin ve karşı konulmaz bir istek duyar… İşte, sigara karşıtı hareketlerin baskısıyla sağa sola keyfi olarak serpiştirilen yasaklarla, sigara firmalarının şeytani zekâlarını harekete geçirmek ve böyle çok daha derin etkili yöntemler bulmaları için onları zorlamış olmaları tarihin ilginç ironilerinden birisi olsa gerek… Niyetin iyi olduğuna şüphe yok, ama.. Ne derler, bilirsiniz…
Sigarayla Akılcı ve Gerçekten Etkili Mücadele Etmeli
Beyin taramaları yalan söyleyemiyor, zira beynin “konuşabilme” özelliği yok. İşte bu yüzden bu tekniklerden elde edilen verilere bir daha dikkatle bakarak, sigara ile savaşı daha akılcı bir yoldan yürütmekte fayda var. Reklamların yasaklanması ve uyarıcı işaretler konulmasının tiryakiler üzerinde tam tersi etki yaptığı ortada. Toplu alanlarda sigara yasaklanması ve bu yasak alanlarının genişletilmesi ise şu anda en makul çözümlerden birisi. Sigara kullanan birisi olarak bu yasağın mümkün olan en geniş kapsamda yaygınlaştırılması en büyük dileklerim arasında…
Şahsen bu paket üzeri uyarı sistemi ile ilgili bir başka endişemi de burada belirteyim: Beyin ve zihin üzerine araştırma yapan bir araştırıcı olarak, sigara paketleri üzerinde insanların sürekli maruz kalacakları ve bilinçaltı şartlandırma oluşturabilecek bu hastalık ve olumsuzluk içeren mesajların, uzun dönemde sigaranın biyolojik zararlarını artırıcı ve dolayısıyla sağlık harcamalarının artmasına neden olacak olumsuz etkilere de sahip olabileceğini düşünüyorum. Zihnin beden üzerindeki etkilerine ve bilinçaltı mekanizmaların gücüne dair kanıtlar dikkate alındığında, bu sonuca ulaşmak pek de zor değil. Ama bu konuda haklı olup olmadığımı zaman gösterecek…

Sigarayla mücadele, sigara yasakları, sigara reklamları, sigara pazarlama, sigara satışları gibi konular hakkında olup dolaylı olarak sağlıklı yaşam ve fitness konuları hakkındaki bu yazıda kullanılan telif haklarıyla korunan görseller: Taylor Dawn Fortune ve Jram23 Creative Commons lisanslarına uygun olarak kullanılmıştır.

Annem, babam ve kardeşim sigara içiyorlar. Bol şeker, yağ, un tüketiyorlar. Ve benim vücut geliştirmeme, protein tozu kullanmama kızıyorlar. Böyle bir ailem var işte :). Hangi birini sigaradan vazgeçireceğim :).
Mekke’de çıkan Hz.Muhammed(s.a.v) gibisin. Vazgeçme 🙂 Sen de başarabilirsin 🙂 Ayrıca bu yazıyı hazırlayan kişinin de sigara kullanıyor olması çok traji komik bir olay ama daha ziyade tirajik.
Maalesef yasaklar uygulanamıyor. Geçen gün metrobüs durağında bulunan güvenlik görevlisine : “Neden sigara içenlere bir şey demiyorsunuz?” dedim. Onlar da demediklerini değil diyemediklerini söylediler. Çünkü özel güvenlik görevlileriler ve ceza kesmek dahil birçok yetkiden mahrumlar. Anlattığına göre daha önce birisiyle aralarında çıkan tartışma sonucu ( sigaradan dolayı ) kişi kavga başlatmış. Daha sonra görevlilerin kişiyi dövmesi üzerine mahkemelik olmuşlar ve suçlu bulunmuşlar. Devlet yasağı koyuyorsa uygulamasını da bilmeli bu işi özel güvenliklere ya da tabelalara bırakmamalı.