Uyku ve uyku düzeni sağlıklı yaşam için çok önemlidir çünkü karanlıkla birlikte salgılanmaya başlayan melatonin hormonu etkinliğini en iyi uykuda gösteriyor.

İşin kötüsü bu melatonin aşırı yararlı bir hormon, büyümekten tutta uzun yaşamaya sebep olan onlarca etkiye kadar bir sürü faydası olan hayatî bir hormon. Sonuç olarak geceleri karanlık bir odada mümkünse yatarak uyumak zorundayız.
Biyolojik saatini istediğin gibi değiştirsen bile vücudun melatonin salgılanma saatini değiştiremiyorsun, ilginç değil mi ? Melatoninden faydalanamadığın sürece yorgunluk kaçınılmaz olacaktır.
Uyku periyodu tam olarak ne? Ve deneme yanılma yöntemi dışında uyku periyodumu bulamaz mıyım?
Vücudumuzdaki çoğu metabolik olay, belirli günlük döngüler halinde gerçekleşiyor. Bu döngüler, günlük aldığımız güneş ışığı saatine göre kendini ayarlayan bir fizyolojik iç saatin ve bu saate göre periyodik olarak salgılanan hormonlarımızın kontrolü altında.
Uyku periyodu, güneş ışığından yeteri kadar yararlanarak söz konusu iç saati en verimli ve sağlıklı şekilde işletebilmek için uykuda geçirilen saatleri temsil ediyor. Bu periyod sıklıkla güneşin doğuş-batış saatlerine ve günlük olağan yaşam şeklimize (işe gidiş-geliş saatleri, yemek saatleri, vs.) bağlı olduğundan, çok da fazla deneme-yanılma yaşamanız gerekmiyor. Örneğin sabahları 8-9 arası uyanıyor ve geceleri de 12-1 gibi yatıyorsanız, uyku periyodunuz zaten bellidir. Bu saatlerde birkaç günlüğüne birkaç saatlik oynamalar olması, örneğin hafta sonları birkaç saat daha geç yatıp daha geç uyanmanız, metabolizmanızda ciddi aksaklıklara neden olmaz. Ancak, bu saatleri sürekli olarak kaydırmanız, örneğin bir anda sabaha karşı 4-5 gibi yatarak öğlen 2-3 gibi uyanmaya başlamanız, çeşitli fizyolojik aksaklıklara neden olabilir. Bunun nedeni, yukarıdaki şemada gösterilen hormonal döngülerin, belirli saatlerde güneş ışığı alabilmemize bağlı oluşu.
Melatoninin rolü ne?
Döngüsel ritimlerin beynimizdeki sorumlu merkezi hipotalamus. Görüntünün gözümüze düştüğü bölge olan retinadan beynimize ulaşan ve yalnızca gün ışığı gibi kuvvetli ışıklara yanıt veren özel bir sinir yolu bulunuyor. Karanlıkta ise, beynimizin ortasında bulunan pineal bezi adına melatonin denilen bir hormon salgılıyor. Bu hormon hem uykuyu hem de cinsel uyarılmışlık seviyesini etkiliyor.

Gece nöbeti gerektiren işler, döngüsel ritimlerde aksaklığa neden olduğundan kişide sağlık problemlerini tetikleyebiliyor. Her ne kadar kimileri bu aksaklıktan diğerleri kadar etkilenmiyor olsalar da huzursuzluk ya da çalışma veriminde düşüş gösteren kişilerde melatonin tedavisine gidilebiliyor.
Melatonin denilen hormon,beyinde ve sadece 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanan bir hormondur.
Hormonun temel görevi,vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamak…..Jetlag denilen hadisenin sebebi de bu hormon…Hormon diğer antioksidan tesirlerini güçlendiriyor,kanserli hücrelere karşı koruma sağlıyor,üreme sistemiyle bağlantısından tutun da,yorgunluk,isteksizlik gibi durumların nedenleri oluşturabiliyor…Şu anda bu hormon yaşlanmayı geciktirici etkisinden dolayı da,üzerinde önemle durulan bir hormon…
Konunun,esas can alıcı noktalarından birisi,hormonun çocuklar üzerindeki tesiri idi…Avrupa’da,lösemili ve kanserli çocuk sayılarının artmasından ötürü yapılan araştırmalar sonucunda,ailelerden istenen bir hususta çocukların kesinlikle,karanlık ortamlarda yatırılmaları….Çünkü, melatoninin güçlü salgılanmasının ,kansere karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor…Ancak bu hormon ışığa duyarlı…Deneylerde,uyuyan kişinin hormon salgısı izlenirken,ışığın açıldığında hormonun azaldığı,karanlıkta yoğun olarak salgılandığı tespit edilmiş.
Bilimsel gerçekler bize “Lütfen;karanlıkta yatın ve çocuklarınız uyurken, ışığı kapatın
toksinler temizlenir” diyor.
* Uyurken yeniden doğarız
* Uyurken, tüm organlarımız, kalbimiz, midemiz, karaciğerimiz ve kaslarımız da dahil olmak üzere her şey yavaşlayarak dinlenir, temizlenir ve yenilenir.
* Beynimiz boşalır. Rüyalarla tortuları dışarı atarız ve zihnimiz güçlenir.
* Vücudumuzdaki toksinler temizlenir ve hücrelerimiz yenilenir.
* Bu arada gün boyunca oluşan DNA hasarları onarılır.
* Uyku sırasında bağışıklık sistemimiz güçlenir ve dayanıklılığımız artar.

* Uyku hali, testesteron, östrojen ve adrenalin gibi önemli hormonların salgılanmasına yardımcı olur. Bu da bizi gençleştirir ve cinsel gücümüzü arttırır.
* Öte yandan stresten kaynaklanan aşırı kortizonu dengeler ve yine stresten kaynaklanan her türlü hasarı onarır.
* Bizi uyutan hormonlar, gün doğarken mutluluk hormonu olarak tanıdığımız seratonin’e dönüşür ve gözlerimizi umutla, neşeyle açmamızı sağlar.
* Vücut saati mucizesi: Uyku doğanın gizemlerinden biridir. Tüm canlılar için bir aydınlık-karanlık ritmi olduğunu biliyoruz. Uykuya dalışımız beynimizdeki küçücük bir bezin kimyasal uyarıları sayesinde olur. Vücut saatimiz, gündüzleri aktif olmak, geceleri dinlenmek üzere ayarlanmıştır. Hava kararırken, beyin epifizi Melatonin adı verilen ve ana görevi vücut saatini ayarlamak olan bir hormon salgılar. Melatonin gece saat 23.00 ile 03.00 arasında en üst seviyeye çıkar. İnsan gerçekten derin bir uykuya dalmışsa, diğer hormonlar faaliyete geçer ve sabah keyifli uyanmamızı, günümüzü dengeli, huzurlu, aktif ve verimli geçirmemizi sağlar. En iyi besindir.
* Uyku ile doğal detox: Uyumamızı sağlayan Melatonin hormonu çok güçlü bir antioksidandır. Gece boyunca vücudumuzdaki tüm hasarları onarmaya çalışır. Diğer anti-oksidanların etkisini de arttırır. Bu nedenle anti-oksidanları yatarken almamız son derece yararlıdır. Bağışıklık sistemimizin en iyi besini ise uykudur. Doğal detoks.
* Uyku bir gençlik iksiridir: Uyku sorunları olan bir insanın cildi hızla değişir, yüzü ve vücudu çöker, çeşitli hastalıklar baş gösterir ve cinsel yaşamı bozulur. Ortalama 40-50 yaşlarında beyin epifizinin faaliyeti yavaşlar. Uyku kalitesi bozulur ve bağışıklık sistemi de zayıflamaya başlar. Önlem alınmazsa, bu gerilemeyi diğer yaşlanma belirtileri ve hastalıklar takip eder. Yaşlı insanlar uyku uyuyamamaktan yakınırlar. Çünkü yaşımız ilerledikçe melatonin üretimi azalır. Esasen kanımızdaki melatonin miktarı biyolojik yaşımızı gösteren önemli bir ölçüdür.
Hepinize iyi uykular
İlgili Yazılar :
Bilinmeyen Yönleriyle Uyku
merhabalar, melatonin hormonunu dışarıdan almak bir vücut geliştirme sporcusu için zararlı mıdır? ya da uyku hapı kullanmak?
melatonin hormonunu dışarıdan almanın zararlı olup olmadığını çok bilmiyorum ama zararlı heralde uyku hapı ise zararlıdır ve uyku hapı almanın bir çok zararı vardır bildiğime göre öyle
Dışardan alınan her türlü hormon zararlıdır. Bakın meyve-sebze yetiştiriciğinde kullanılan hormonun miktarı çok az olduğu halde neler yol açıyor. Bu yüzden dışardan hormon almayın, vücudunuzu dengeye sokun o zaten kendisine gereken hormonu üretiyor.
Uyku hapına gelince, belki çok nadiren kullanmaktan pek zarar görmeyebilirsiniz, ancak uyku hapları ile ilgili bilinen bir gerçek var ki o da bu hapların bağımlılık yaptığı, yani uyumak için aldığınız bu hapları vücut sürekli istiyor ve neticede hapı kullanmazsanız uykusuzluk çekiyorsunuz. Uykusuzluk çekiyorsanız çareyi önce doğada arayın. Gündüzleri egzersiz yapın, yatmadan önce içeceğiniz bir bardak papatya ya da ıhlamur gibi müsekkin etkisi olan bitki çayları da faydalı olacaktır. Bütün bunlar işe yaramıyorsa bir doktora danışıp ondan sonra uyku ilacı kullanın.
peki bu uyku hapları uykunun en önemli safhası olan rem uykusunu aldırıyor mu, yoksa insanı bayılttığı için rem uykusu alınamadan mı sabahj kalkmış oluyoruz?
Baldur çok güzel sorular soruyorsunuz doğrusu, teşekkürler. Ben de elbette doğal çözüm taraftarıyım yani ben inanıyorum ki herşeyin doğal çözümleri var ama bunlara ulaşmak, doğrusuyla yanlışı ayırt etmek zor olan. Ben daha bugün bulunduğum bir sohbette halk ilaçlarıyla tedavi gören onca insanın gerçek hikayesini dinledim. Yani modern tıbbın elinin kolunun bağlandığı yerde binlerce yıllık halk ilaçları inanılmaz sonuçlar veriyor.
Doktorlarımızı da hepten kötülemek doğru değil ama doğal ilaçlardan zerre kadar haberi olmayıp hastalarına hemen ilaç yazan doktorları, hastalarıyla ilgilenmek onları bilgilendirmek yerine üstünkörü bilgiler vererek ilaç yazıp savuşturan doktorları sevmiyorum. Ayrıca doğal ilaçları reddeden profesörleri de sevmiyorum. Ancak geçmişte doğal ilaçlara inanmayan bir rektörün eşinin son çare olarak bu ilaçlara başvurduğunu ve bundan fayda gördüğünü duydum.
Hayatımda bir kere bir yolculuktan önce uyku ilacı aldım ve dayak yemiş gibi uyandım. Bilemiyorum hormon ilaçları ne etki yapar ancak Resul’un de belirttiği gibi bunlar dışarıdan alınan, doğal olmayan yollarla üretilmiş yapay hormonlardır ve son çare olarak düşünülmelidir inancındayım.
Sitemiz ağır ağır da olsa ilerliyor. Yakında sitemizde daha çok uzmanı göreceğinizin müjdesini vereyim. Ancak sizler de güvendiğiniz uzmanları ya da spor adamlarının ismini lütfen bana verin ki onlarla iletişime geçebileyim.
Haplar REM uykusunu sağlıklı şekilde almanızı engeller. Bu da hafıza ve öğrenme problemlerine yol açar. Ayrıca uykudan dinlenmiş olarak değil, yorgun kalkmanıza neden olur. Bunun dışında hapların alışkanlık yapacağını, bir süre sonra vücudun direnç geliştireceğini zaten söyledik, bunlara bir de bu hapların ağır haplar oldukları gerçeğini ekleyin, karaciğer ve böbreklerinize vereceğiniz zararı düşünün. Zaten bu haplar uyutmaz, aynen dediğiniz gibi bayıltırlar. Eğer uykusuzluk problemi çekiyorsanız öncelikle gündüzleri egzersiz yapın, akşamları kafeinli içeceklerden uzak durun ve tercihen müsekkin çaylar için. Bunlara rağmen uykunuzda düzelme olmazsa doktora görünün fakat ne olursa olsun uyku haplarını birkaç günden fazla kullanmayın.
teşekkürler resul ve editör bilgilendirici cevaplarınız için. o zaman rezene, papatya gibi bitkisel çaylar şimdilik çözüm gibi görünüyor. bir de sarı kantaron veya kediotu tabletleri de kullanılabilir sanırım yatmadan önce. çünkü uykuya yardımcı oluyorlarmış bildiğim kadarıyla.
(…)”Bizi uyutan hormonlar, gün doğarken mutluluk hormonu olarak tanıdığımız seratonin’e dönüşür ve gözlerimizi umutla, neşeyle açmamızı sağlar.”… Ben sabahları kalktığım zaman sinirli olurum. Uykuyu çok seven biriyimdir. Aynı şekilde annem de uykuyu sever ve sabahları kalktığı zaman sinirli olur. Acaba hormonal bir dengesizlik mi ya da nedir sinirli kalkmamın sebebi?
Sitenizde mevcut sayısız diğerleri gibi, güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş emek verene teşekkürler.Herkesin anlayabileceğiı dilden yazılan bu yazı aynı zamanda herkesin bilgilenmesi gereken çok ciddi bir konu.Doktorlarımız, doğal yollarla elde edilen ürünleri ‘ilaç’ tabirinden çok, alternatif tıp olarak isimlendirip, tedaviden ziyade belli ölçüde önleyici ve rahatlatıcı etkilerine vurgu yaparlar.Tabii bu arada hepimizin aklına tıbbi gelişmelerin ve dolayısıyle uygulamaların daha zayıf olduğu 1920 yılları ve daha gerisi geliyor.Bin yıl önce ve gerisinde günümüzde de mevcut bir çok hastalık nasıl tedavi ediliyordu ? sorusunla çoğumuz birkaç kez karşı karşıya gelmişizdir.Aslında Prof, AIexander
Fleming in 1928 yılında bulduğu penisilin ve 1940 yılında almanyada yapılan ‘etkilerinin kalıcılığı’ konusundaki çalışmalar sonucu insan ömrünün 1600-1700 yılarda 45 -50 yıl olan ortalama uzunluğunun bugün 75-80 li hatta bazı ülkelerde 90 lı yılara doğru taşındığı bir gerçektir. Lakin genede bu süreyi kazanmamızda yardımcı gözüken antibiyotiklerin, yaşam kalitemize ne kattığı, ne derece kendimizi sağlıklı hissetiğimizle ilgili sorulara net cevap verebildiği, günümüzde de tartışma konusu.Hele ki atalarımın özellikle kafkas kökenlilerin o günkü koşullarda hayvansal gıdalar ve KEFİR ağırlıklı besinler ile asırlık, üstelik kaliteli geçen yaşamları hala konuşulmaktadır.Sonuç olarak günümüzde şehirlerden kasabalara,köylere mahallelere hatta kapı önlerine kadar ve gece sabaha kadar ışıl ışıl parıldayıp bizi uyutmayıp, Melatonine muhtaç bırakan metropol yaşamında bizler, her halukarda doğal ilaçların bize sağladıklarına olan inancımızdan ‘doktorlara rağmen’ taviz vermeyip, lakin hormon tedavisi de olsa, onların teşhislerine ve reçetelerine olan bağlılığımızdan da vazgeçmeyelim derim.
Çalışma düzenimden dolayı uyuyamıyorum. Kimi zaman günü 3 saat uyku ile çıkardığım oluyor. Polis memuruyum, full çalışıyoruz. Uyumazsam bu iş olmaz mı yani ? Beslenmeyi felan düzgün yapsam?
O kadar az uykunun sürekli olması tabii ki antrenmanlardan alacağınız faydayı büyük oranda düşürür. Beslenmeyi düzgün yapın zaten, onu da yapamazsınız bir eksi daha yazın hanenize.