
Çalışma, Zona Aşısı ile Daha Düşük Demans Riski Arasındaki Bağı Güçlendiriyor
Stanford Tıp’ın Galler’de gerçekleştirdiği bir çalışma, zona aşısının demans teşhislerini %20 oranında azalttığını ortaya koydu. Aşıya uygun olan ve olmayan yaşlı yetişkinlerin sağlık kayıtlarını inceleyen araştırma, zona virüsünün sinir sistemi üzerindeki etkilerinin demans riskini artırabileceğini destekliyor. Kadınlarda daha belirgin olan bu koruyucu etki, demans önleme için mevcut bir müdahalenin potansiyelini gösteriyor ve randomize kontrollü denemeler için çağrıda bulunuyor.
Zona Aşısı ve Demans Koruması
Stanford Tıp liderliğinde yürütülen ve Nature dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, Galler’deki bir aşı programının analizine dayanarak, zona aşısının demans riskini %20 oranında azalttığını gösterdi. Bu bulgu, sinir sistemini etkileyen virüslerin demans riskini artırabileceği yönündeki yeni teoriyi destekliyor ve demans önleme için halihazırda mevcut bir müdahalenin potansiyelini ortaya koyuyor.
Zona, varisella-zoster virüsünün neden olduğu ağrılı bir deri hastalığıdır ve çocuklukta geçirilen suçiçeği ile aynı virüsten kaynaklanır. Suçiçeği sonrası virüs, sinir hücrelerinde ömür boyu uykuda kalır ve yaşlılıkta veya bağışıklık sistemi zayıfladığında yeniden aktifleşerek zona oluşturabilir. Dünya genelinde 55 milyondan fazla insanı etkileyen demans, özellikle Alzheimer hastalığında beyindeki plak ve yumak birikimlerine odaklanan onlarca yıllık araştırmalara rağmen önleme veya tedavide çığır açan bir gelişme kaydedilememiştir. Bu nedenle, bazı araştırmacılar, belirli viral enfeksiyonların demans üzerindeki rolünü incelemeye yönelmiştir.
Galler’deki Doğal Deney
Stanford Tıp’ta Yardımcı Doçent Dr. Pascal Geldsetzer, Galler’de 1 Eylül 2013’te başlayan zona aşı programında bir “doğal deney” fırsatı fark etti. O dönemde kullanılan aşı, zayıflatılmış (canlı-attenüe) virüs içeriyordu ve sınırlı aşı stoğunu yönetmek için belirli kurallar getirilmişti:
- 1 Eylül 2013’te 79 yaşında olanlar bir yıl boyunca aşıya uygundu.
- 80 yaşında veya daha büyük olanlar ise hiçbir zaman aşıya uygun olmadı.
Bu kurallar, 79 ve 80 yaşındakiler arasında küçük bir yaş farkının aşıya erişimde belirleyici olmasını sağladı. Araştırmacılar, 1 Eylül’den hemen önce ve hemen sonra 80 yaşına girenleri karşılaştırarak aşı uygunluğunun etkisini izole edebildi. Bu durum, randomize kontrollü bir deneme olmadan, buna en yakın koşulları sağladı.
Çalışmanın Yöntemi ve Bulguları
Araştırmacılar, aşı programının başında demansı olmayan ve 71-88 yaş arası 280.000’den fazla yaşlı yetişkinin sağlık kayıtlarını inceledi. Analiz, uygunluk sınırına en yakın olanlara odaklandı: 1 Eylül’den bir hafta önce ve sonra 80 yaşına girenler. Dr. Geldsetzer, “Bir haftada doğan rastgele bin kişi ile bir hafta sonra doğan bin kişi arasında, yaş farkı dışında ortalama olarak hiçbir fark olmamalıdır,” diyor. Her iki grup da muhtemelen aşıyı almak istemiş olsa da, sadece 80’e yaklaşanlar uygunluk kuralları gereği aşıyı alabiliyordu.
Sonraki yedi yılda, araştırmacılar, aşıya uygun olan ve olmayan grupların sağlık sonuçlarını karşılaştırdı. Uygun olanların yaklaşık yarısı aşıyı alırken, uygun olmayanlarda neredeyse hiç kimse aşılanmadı. Bu, aşının etkilerini türetmek için bir temel sağladı.
Beklendiği gibi, aşı, yedi yıllık dönemde zona oluşumunu %37 oranında azalttı, bu da klinik denemelerdeki sonuçlarla uyumluydu (canlı-attenüe aşının etkinliği zamanla azalır). 2020’ye gelindiğinde, artık 86-87 yaşında olan yaşlı yetişkinlerin sekizde biri demans tanısı almıştı. Ancak, zona aşısı alanlar, almayanlara kıyasla demans geliştirme olasılığında %20 daha düşüktü.
Dr. Geldsetzer, “Bu gerçekten çarpıcı bir bulguydu. Verilere hangi açıdan bakarsanız bakın, bu büyük koruyucu sinyal vardı,” diyor.
Kadınlarda Daha Güçlü Etki
Çalışma, demansa karşı korumanın kadınlarda erkeklere kıyasla çok daha belirgin olduğunu gösterdi. Bunun nedeni, bağışıklık yanıtındaki cinsiyet farkları veya demansın gelişim şekli olabilir. Örneğin, kadınlar ortalama olarak aşılara daha yüksek antikor yanıtı üretir ve zona kadınlarda erkeklere kıyasla daha yaygındır. Aşının demansı, bağışıklık sistemini genel olarak canlandırarak, virüsün yeniden aktivasyonunu azaltarak veya başka bir mekanizmayla koruyup korumadığı henüz bilinmiyor.
Ayrıca, virüsün yalnızca belirli proteinlerini içeren ve zona önlemede daha etkili olan yeni nesil zona aşısının demans üzerinde benzer veya daha büyük bir etkisi olup olmayacağı da belirsiz.
Önyargıların Azaltılması
Önceki çalışmalar, zona aşısı ile daha düşük demans oranları arasında bağlantı kurmuş, ancak aşılanan kişilerin daha sağlıklı davranışlar sergilemesi (diyet, egzersiz gibi) gibi önyargıları hesaba katamamıştı. Bu davranışlar demans oranlarını etkiler, ancak sağlık kayıtlarında yer almaz. Dr. Geldsetzer, “Tüm bu ilişkisel çalışmalar, aşılanan kişilerin aşılanmayanlardan farklı sağlık davranışlarına sahip olması gibi temel bir sorunla karşı karşıyadır. Genellikle, bu çalışmalar önerilerde bulunmak için yeterince sağlam kanıt olarak görülmez,” diyor.
Galler’deki aşı dağıtımının benzersiz yapısı, bu önyargıyı büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Araştırmacılar, uygun ve uygun olmayan gruplar arasında eğitim seviyesi, diğer aşılar, önleyici tedaviler veya diyabet, kalp hastalığı ve kanser gibi yaygın sağlık durumları açısından hiçbir fark bulamadı. Tek fark, demans tanılarındaki düşüş oldu.
Ekip, farklı yaş aralıkları veya yalnızca demansa bağlı ölümler gibi alternatif analizlerle verileri tekrar inceledi, ancak aşı ile daha düşük demans oranları arasındaki bağlantı sabit kaldı. Dr. Geldsetzer, “Verilerdeki sinyal çok güçlü, net ve kalıcıydı,” diyor.
Gelecek Araştırmalar ve Öneriler
Dr. Geldsetzer, bulguların bu araştırma alanına daha fazla fon sağlanmasını teşvik edeceğini umuyor. Son iki yılda, ekip, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada’daki benzer aşı dağıtımlarının sağlık kayıtlarında Galler bulgularını doğruladı. “Veri setinden veri setine bu güçlü koruyucu sinyali görmeye devam ediyoruz,” diyor.
Geldsetzer’in nihai hedefi, neden-sonuç ilişkisini kesin olarak kanıtlayacak bir randomize kontrollü deneme. Katılımcılar, canlı-attenüe aşıyı veya plasebo enjeksiyonunu rastgele alacak. “Bu, güvenli olduğu bilinen tek seferlik bir müdahale olduğu için çok basit, pragmatik bir deneme olur,” diyor. Ancak, canlı-attenüe aşı artık ilaç şirketleri tarafından üretilmediği için bu deneme hayırsever fonlara ihtiyaç duyuyor.
Galler verilerinde, aşıya uygun olan ve olmayanların demans oranlarını izleyen grafikte, iki eğri yaklaşık bir buçuk yıl içinde ayrılmaya başladı, bu da böyle bir denemenin sonuçlarının nispeten hızlı görülebileceğini gösteriyor.
Çalışma, Viyana Ekonomi ve İşletme Üniversitesi’nden bir araştırmacının da katkılarıyla gerçekleştirildi ve Phil & Penny Knight Beyin Dayanıklılığı Girişimi, Ulusal Yaşlanma Enstitüsü (R01AG084535), Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (DP2AI171011) ve Chan Zuckerberg Biohub tarafından finanse edildi.
Yayın Tarihi ve Kaynak: Çalışma, 2 Nisan 2025 tarihinde Nature dergisinde yayınlandı.
Referans: Eyting, M., Xie, M., Michalik, F. ve diğerleri, “A natural experiment on the effect of herpes zoster vaccination on dementia,” Nature, 2025; DOI: 10.1038/s41586-025-08800-x.
İlk yorum yapan siz olun