Altın Pirinç’in ayarı kaç?

altin-pirinc

Yazan: Burcu Dartan Karagözler

İnsanlar dünyanın bir tarafında şişmanlık ve obezite ile boğuşurken, diğer tarafında ise hala yetersiz beslenme ve gıda eksikliğinden doğan sorunlar ile karşı karşıya. Her ne kadar küreselleşme ve ülkelerin uyguladığı tarımda liberalleşme politikaları dünya üzerindeki gıda ticaretini arttırıp insanların ulaşabildiği gıdaların çeşitliliğini arttırsa da, özellikle sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olmayan gruplarda tek yönlü beslenme veya beslenme yetersizliği hala büyük bir sorun. (1) Gıda ve Tarım Örgütünün 1998 yılında hazırladığı “Dünyada Pirinç” raporuna göre, 1 yılda tüm dünyada tüketilen 360 milyon ton pirincin 326 milyon tonu Asyada tüketilirken, gelişmiş ülkelerde tüketilen pirinç miktarı sadece 17 milyon ton. Yine aynı rapora göre, özellikle Asya ülkelerinde pirinç, günlük besin tüketiminin 3’te 2’sini oluşturmakta. (2) Oryza.com’da belirtilen bilgilere göre, dünyadaki pirinç tüketimi 2013 yılında 478,5 milyon ton’a ulaşmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasına göre ise, özellikle pirincin temel besin maddesi olduğu Afrika ve Güneydoğu Asya’daki ülkelerin yarısından fazlasında A vitamini eksikliği, günümüzde hâlâ çocukları ve hamileleri etkileyen toplumsal sağlık sorunlarının başında geliyor. A Vitamini eksikliği, çocuklarda önlenebilir körlüğün en başta gelen sebebi ve A vitamini eksikliği olan çocuklardan her yıl kör olanların sayısı 250.000 ile 500.000 arası değişmekte. Ne yazık ki, bu çocukların yarısı görme yetilerini kaybettikten 12 ay sonra ölüyor.

Uzun yıllardır uygulanan uluslararası toplumsal potikalar, ilave besin programları, besinlere yapılan endüstriyel takviyeler ve beslenmeyi çeşitlendirmeye yönelik faaliyetler, A vitamini eksikliğinin giderilmesinde ve bu eksiklikten doğan sorunların çözümünde büyük rol oynamakta. Bazı bilim adamları genetik modifikasyona uğrayarak beta karoten üretmesi sağlanan Altın Pirinç’i A vitamini eksikliğini çözmeye yardımcı en kolay ve en ucuz yöntem olarak görüyor.

Altın Pirinç’in tarihi

Genetik bilimindeki buluşları ve yöntemleri insanlığın yararına kullanmak isteyen 13 bilimadamı, İsviçreli Profesör Ingo Potrykus ve Alman Profesör Peter Beyer öncülüğünde yıllarca biriktirdikleri çalışmalarını ve tecrübelerini birleştirerek 1999 yılında altın bir buluş gerçekleştirdiler. Bu buluş sayesinde pirinç yapraklarında doğal olarak bulunan karotenoid metabolik yolu, genetik modifikasyonla eklenen iki gen sayesinde pirincin yenilen kısmı olan endosperminde gerçekleştirilerek, A vitamini üretiminin öncü maddesi olan beta-karoten sentezi sağlanmış oldu.

Yasal izinleri ve lisansları alınan Altın Pirinç’in ilk hasatının toplanması 5 yıl gibi uzun bir sürede tamamlandı. Altın Pirinç’in hedef ülkelerindeki teknolojik yetersizlikler ve biyolojik güvenlik konusundaki yasal düzenleme eksiklikleri hasat süresinin uzamasına sebep olurken, ilk saha deneyleri Louisiana Devlet Üniversitesi işbirliği ile A.B.D.’de gerçekleşti. Bu süre zarfında Altın Pirinç projesi geliştirilerek, 2004 yılında, ilk üretilen prototipten 23 kat daha fazla beta karoten üretebilen ikinci jenerasyon Altın Pirinç (GR2) elde edildi. (3)

Altın Pirinç’in ayarı

Biyoteknoloji, moleküler biyoloji ve genetik mühendisliği bilimlerinin 1970’lerin sonları-1980’lerin başlangıcında şahlanması ile birlikte bilimadamları birçok toplumsal sağlık ve beslenme sorunlarına çözüm olarak kullanılabilecek değişik yöntemler üretmeye başladılar.

Birçok insan tarafından hâlâ kuşku ile karşılanan bu yöntemler, aslında geride bıraktığımız milyonlarca yıl içerisinde doğanın mutasyon ve doğal seçilim ile kendi kendine oluşturduğu ya da insanların geliştirdiği ıslah yöntemlerinden çok da farklı değil.

Bilim dünyasındaki genetik şahlanmanın milyonlarca yıl süren doğal olayları hızlandırması, bazı kişilerin bu konuda korkuya kapılmasına sebep olmakta. Altın Pirinç üretimine ve tüketimine karşı en büyük propagandayı dünyadaki biyolojik çeşitliliği korumayı ilkelerinden biri olarak gören çevre örgütü Greenpeace yapmakta. Altın Pirinç’i ‘Altın İlüzyon’ olarak tanımlayan grubun 2013 yılında hazırladığı raporda, Altın Pirinç doğadaki açık tarlalarda üretilmeye başladığında diğer türleri kontamine ederek biyolojik çeşitliliğe zarar vereceğinden bahsediliyor. Canlıların karmaşık yapısı nedeniyle, değiştirilen bir metabolik yolun hem bitki üzerindeki, hem de onu tüketen insan metabolizması üzerindeki etkilerinin henüz tam olarak bilinemediğinin söylenildiği raporda, genetiği değiştirilmiş pirincin yan etkilerinin insan üzerinde, uzun vadede, henüz tahmin edilemeyen kötü sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekiliyor. A vitamini eksikliği için Altın Pirinç’in çare olmadığını söyleyen grup, yine aynı raporda, A vitamini eksikliği ile diğer beslenme bozukluğu ve gıda yetersizliği sorunlarının daha sağlıklı ve etkili yöntemlerle çözülebileceğine vurgu yapmakta.(4)

Altın Pirinç’in A vitamini eksikliği ile savaşta çok pahalı ve gereksiz bir yöntem olduğunu savunan Canadian Biotechnology Action Network (CBAN) ise Asya, Latin Amerika ve Afrika ülkelerinde A vitamini eksikliğinin azalması için insanların beslenme bilincini geliştirici eğitim programlarının, emzirme ve ek gıda programlarının ve gıda çeşitliliğini arttırıcı yöntemlerin uygulandığını belirtmekte. Takviye olarak alınan A vitamininin dozajının çok ucuza mal edilebilmesi sayesinde, A vitamini eksikliğinin çok yoğun olarak görüldüğü ülkelerden biri olan Filipinlerde uygulanan ek A vitamini programlarının2003 yılında %40 olan A vitamini eksikliğini 2008 yılında % 15‘e düşürdüğü söyleniyor. (5)

Bütün çabalara rağmen hala dünya üzerindeki 842 milyon insan yeterli yiyeceğe sahip değil. Dünya Gıda Programının verilerine göre, 500 milyonun üzerindeki rakamıyla Asya en çok yetersiz beslenen insanın yaşadığı yer olurken, Sahra Altı Afrikası nüfusunun % 24,8’i ile açlığın en yaygın olduğu bölge. (6) Elimizde bu veriler varken, gelişmiş ülkelerde yaşayan ve açlıktan çok gıda fazlalığı ile uğraşan insanlar olarak, A vitamini eksikliğinden gözleri kör olmuş çocuğunun 12 ay sonra öleceğini bilen bir annenin hissettiklerini anlayabilmemiz çok zor. Altın Pirinç , her ne kadar doğal pirincin ayarını bozduğu düşünülse de, bu önemli sorunun çözümü için ciddi bir alternatif olabilir. ‘Doğal çeşitlilik’ ve henüz hala bulunamamış olan ‘yan etkiler’ ise, muhtemelen yiyecek olarak pirinçten başka birşeyi olmayan ve ilave A vitamin tabletlerine birkaç kuruş harcayabilecek kadar dahi parası olmayan annenin aklındaki en son sorunlar.

Referanslar

1) WHO Commission on Social Determinants of Health, Globalization, Food and Nutrition Transitions (2007) 2) Report of the Fifth External Programme and Management Review of International Rice Research Institute (IRRI) TAC SECRETARIAT, FOOD AND AGRICULTURE ORGANIZATION OF THE UNITED NATIONS (1998)
3) http://www.goldenrice.org/
4) Golden Illusion, The Broken Promises of GE Golden Rice, Greenpeace International (2013)
5) http://www.cban.ca/
6) http://www.wfp.org/hunger/stats

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir