
Çok Fazla İnsanın İnandığı 7 Beslenme Miti
Çeviren: Gülşah Fidan
Toplumumuzda beslenmeyle ilgili mitler her yere yayılmış durumda ve kilo vermeye çalışan normal biri için bu kadar çok bilgi kafa karışıklığına sebep olabilir. İşte her zaman gördüğüm, sizin de bilmeniz gereken 7 mit:
Mit 1) Sık Sık Yemek Çok Önemli
Hayır değil.
Kilo vermek için sizce günde kaç öğün yemelisiniz? Bu aslında hileli bir soru çünkü ne kadar sık yediğiniz gerçekten o kadar da önemli değil. Kilo verme hedeflerine ulaşmış insanlar günde 1 ila 8 –ya da daha fazla- öğün yemek yiyor. Ardı arkası kesilmeyen bilimsel araştırmalar bizlere gösteriyor ki; kilo vermede sık sık yemek ile yememeniz arasında kayda değer bir fark yok. En önemlisi sizin kendi hayat tarzınıza en iyi şekilde uyacak sıklıkta yemek yemenizdir. Böylece öğünlerinizde daha tutarlı olabilirsiniz. (Ayrıca bakınız: Günde Kaç Öğün Yemeli?)
Mit 2) Peri-workout Karbonhidratları ÇOK Önemli
Hayır değil.
Peri-workout beslenmesi; antrenman süresi boyunca yediğinizdir. Çalışma öncesi ve sonrasında yediklerinizi de kapsar. Antrenman sonrası beslenmenin sıkı savunucuları, çalışmanız bittikten sonra mümkün olan en kısa sürede insülin seviyenizi arttırmak için yüksek glisemik indeksli karbonhidrat ya da protein içeren yemekleri yemenizin maksimum seviyede glikojen ikmali ve protein sentezi için gerekli olduğuna inanır.
Şimdi, bu mit için bir uyarım var. Kuvvet antrenmanı yapan, sadece fit ve sağlıklı olmayı isteyen tipik biri için; devamlı olarak içinde karbonhidrat barındıracak şekilde seçilmiş bir beslenme düzeni; sizin glikojen seviyenizi ikmal edecek ve bir sonraki antrenmanınıza kadar sizi iyileştirmeyi rahatlıkla yerine getirecektir. Unutmayın, kuvvet antrenmanı genellikle kreatin fosfat sistemini kullanır yani glikojen hiçbir aşamada tüketilmez. Şimdi, eğer sürat koşusuna, HIIT’ye ya da cardio yapmaya çok düşkünseniz peri-workout beslenmesine daha çok dikkat etmelisiniz.
Mit 3) Doymuş Yağ Sizin İçin Zararlıdır
Hayır değil.
Doymuş yağ uzun zamandır bizlere öcü gibi gösterilmekte ve çok fazla kaynak kardiyovasküler hastalıklara sebep olduğunu iddia etmekteydi. Ancak, yapılan araştırmaların gösterdiği üzere, doymuş yağların kardiyovasküler hastalıklarla ya da inmeyle ilişkili olduğuna dair önemli bir kanıt bulunamamıştır. Aksine makul ölçüde doymuş yağ alımı bağışıklık sistemini güçlendirmek, daha iyi hücre bütünlüğü ve yağ çözücü vitaminlerin asimilasyonunda yardımcı olmak gibi birçok yararı olduğu kanıtlanmıştır.
Mit 4) Organik Otomatikman Sağlıklıya Eşittir

Kesinlikle değil.
Organik ürünler her yerde karşımıza çıkıyor. Sorun nedir? Pazarlamacılar işlenmiş ürünlerin sağlıklı gibi görünmesini sağlayacak bir yol buldular. Burada anlaşılması gereken, ne kadar organik ürünlerle yapılmış olursa olsun işlenmiş yiyecek, işlenmiş yiyecektir ve sağlıklı değildir. İşlenmemiş ürünleri tüketin, eğer karşılayabiliyorsanız onların organik olanlarını seçin. Organik şeker ve organik unlardan yapılan hamur işleri her ne kadar organik ürünlerden yapılıyor olsa bile işlenmiş üründür.
Mit 5) Kilo Vermenizi Belirleyen TEK Faktör Kalorilerdir
Hayır değildir.
Kilo vermenin tamamıyla kalorilerle alakalı olduğunun söylenmesini gerçekten hiç sevmiyorum. Kalorilerin ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyorum ama enerjiyi dengelemede kalorilerin o kadar da önemi yok. Fark nerede? Eğer iki farklı insanı aynı miktarda kalori alacağı bir diyete başlatırsanız, ancak biri kaloriyi daha çok proteinden alacak olursa sonuç olarak ikisinin vücut kompozisyonu birbirinden çok daha farklı olacaktır. Metabolizmaları zamanla değişecektir ve biri kalorisini düşürmeye devam ederken diğeri önceden aldığı miktarı değiştirmeden devam edebilir.
Farklı makrobesinlerin vücuttaki etkileri de farklıdır. Farklı termojenik efektleri, verdiği tokluk hisleri vardır ve metabolizmanızı çok farklı yönlerden etkilerler
Mit 6) “Trans Yağ İçermez” Yazıyorsa İçinde Hiç Trans Yağ Yok Demektir
Bu her zaman doğru değil.
Pazarlamacıların bizi kandırmaya çalışmasından nefret etmişimdir. Gerçi onları çok fazla suçlayamıyorum, suçlanması gereken asıl Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (kısaca FDA) çünkü böyle olmasına izin veriyor. FDA’in ürünün içinde servis başına 0,5 gr –ya da daha az– trans yağ varsa, pazarlamacıların ürününü içinde hiç trans yağ yokmuş gibi etiketlemelerine izin verdiğini biliyor muydunuz? Bu size çok fazla gibi gözükmeyebilir, ancak aldığınız 30 servislik bir paketse tahminen 15 gram trans yağ tüketiyorsunuz. (Ayrıca bakınız: Yiyecek Şirketlerinin Bilmenizi İstemediği 10 Şey)
Mit 7) Sağlıklı Beslenmek Çok Pahalı
Hayır değil.
Çok fazla insan sağlıklı beslenmenin işlenmiş ürünlerle beslenmekten daha pahalı olduğunu düşünüyor. Neden böyle düşündüklerini anlayabiliyorum ama konuya çok düz bir açıdan bakıyorlar. Hem ne demişler, can boğazdan gelir.
Çoğu zaman o ucuz ürünler içinde gerçek yiyecekler yerine aromalandırılmış malzemeler vardır. Asıl kullanılması gereken sebze, meyve vs. gibi ürünlerin yerine tat vermesi için kullanılır. Herkesin şu anda sağlıklı ve işlenmemiş yiyecekleri ekonomik şartlardan dolayı alamıyor olmasını anlıyorum, gerçekten, ama bu ya hep ya hiç demek değil. Karşılayabileceğiniz kadar işlenmemiş yiyeceklerden alıp ve paranızın geri kalanıyla da diğer ürünlerden alabilirsiniz. Elinizdeki imkanlarla mümkün olduğunca en iyisini yapmaya çalışın ama seçimlerinizin uzun dönemde size getireceği zararı da anlamalısınız. (Çevirenin notu: İyi haber şu ki, ülkemizdeki doğal ve organik gıdalar Batı ülkelerine göre daha ucuzdur.)

Sağlıklı beslenme bilgileri, doğru ve bilimsel beslenme bilgileri gibi konular hakkında olan bu yazı Coach Calorie sitesinde yayınlanmıştır.
Yazar: Tony Schober
Yazının orijinal başlığı: Busting 7 Nutrition Myths Many People Fall For
Yazının yayınlandığı orijinal internet adresi: http://www.coachcalorie.com/nutrition-myths/
Yazının ilk yayın tarihi: Ekim 2013
Yazıyı Türkçeye çeviren Zinde Türkiye yazarı: Gülşah Fidan

İlk yorum yapan siz olun