Vücut takıntısının vardığı noktanın sorgulandığı, bir de üstüne mesleği “modellik” ya da “sporculuk” olanların bile fotoğraflarında yoğun bir şekilde dijital düzeltme yapılması son aylarda uluslar arası bir tartışma yaratmıştı. Hem model kullanıp hem de üstüne bir yığın Photoshop düzeltmesi yapılan fotoğrafların reklam kampanyalarında kullanılmasına tepki verenler yakın zamanda küçük de olsa bir başarı elde ettiler diyebiliriz. Dove gibi markalar, bundan böyle reklamlarında model değil sıradan kadınları kullanacaklarını ve görsellerde dijital oynama yapmayacaklarını beyan ettiler (Türkiye’de de yürürlüğe soktular mı, bilmiyorum).
Dayatılan bir estetik algısının yanı sıra insanların büyük çoğunluğu için erişmesi neredeyse imkânsız kadın-erkek vücutlarının dayatılması, idealize edilmesi ve bunu “sıradanmış gibi” gösterilmesi, insanların kendilerine kötü hissetmesine de sebep oluyordu. Elbette, gerek model kullanarak gerekse dijital düzeltmeler yoluyla reklamlarda ve pazarlamalarda böyle bedenleri uzun bir süre daha göreceğimiz kesin gibi. Buna karşın bu dayatmaya isyan edenler, dikkat çekmek için çalışanlar da yok değil. Kadınlar için buna benzer çalışmalar yıllardır yapılıyor, “doğal ve gerçek kadın budur” temalı sahte reklam kampanyaları çoktu ancak ama bu sefer erkeklerin konu edildiği bir çalışma söz konusu.
Eylül 2013 yılında İngiltere’deki The Sun gazetesi, erkek okurlarına yaptığı çağrıda onlardan “İç çamaşırı reklamlarındaki modeller gibi poz vermelerini,” istemiş. Ortaya çıkan fotoğraflar “gerçek” insanların, marka reklamlarındaki modellerden ne kadar farklı olduğunu ortaya koyarak firmaları “gerçekçiliğe” davet ediyor. Ayrıca, şu an internette viral hâline gelmiş olan bu görseller üzerine pek çok geyik dönmekte ve esprilerin odak noktasını, aslında iç çamaşırı modellerinin “ne kadar aptalca” poz verdikleri iddiası oluşturuyor. Görüyorsunuz ya, eğer bir model gibi vücudunuz yoksa ve fotoğrafınız Photoshop’da düzeltilmemişse bu pozlarla hiçbir halta benzemeyeceğiniz açık, denmek isteniyor.
Bizim açımızdansa, biz herkesin “kendi için olabilecek en iyi vücuda” yaklaşabileceğini öngören bir yapıyız ve amacımız da sağlıklı yaşam ve düzenli egzersiz kültürünü yaymak. Bizim yayınlarımızla fiziğini ve hayatını değiştiren binlerce okurumuz için, daha iyisi her zaman mümkün. Biz şimdilik bu tartışmada kendi fikrimizi söylemiyoruz ancak sizleri ortaya çıkan karşılaştırmalı fotoğraflarla baş başa bırakıyoruz. Karar sizin: Gerçek mi, kurgu mu; yoksa sizin için mümkün olan en iyisine ulaşmak mı?
Mustafa Kemal İlşad ÖZKAN, 2009 yılından bu yana fitness ve spor camiasında çok çeşitli görev ve kademelerde çalışmıştır. Yüzlerce fitness makalesinin yanı sıra yayınlanmış 3 fitness kitabı bulunan Özkan, profesyonellere eğitim vermeye devam etmektedir.
İlk yorum yapan siz olun