İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İnsan İlişkilerinde S’lerin Önemi

İlişkilerimizin sağlığı bizim de sağlığımızı etkiler.

Beşerî Münasebetlerde Bâzı Altın Kurallar

Zinde Türkiye için yazan: Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat

Konuyu kolay anlaşılabilir hâle getirebilmek için bir S sembolü kullanalım ve alfabetik sırayla irdeleyelim…

Saadet: Diğer adı mutluluk olan, olağanüstü bir paylaşım ve etkileşimdir. Tek taraflı olmaz, olamaz. En az iki veya daha fazla kişi arasındaki dayanışma, empatik, hâttâ sempatik paylaşım ve yaşantıdır. Vazo gibidir, kırmamak için emek harcanmalıdır.

Sabır: Beşerî münasebetlerde mutlaka beşerî hatalar da yapılır. Hiçbirimiz Allah değiliz, mükemmel hiç değiliz. Beşer yaşar da şaşar da… Ufak tefek hatalarından veya özensizliklerinden dolayı insanları silmek veya üzerlerine çentik atmak, bizi önünde sonunda hüsrana sürükler… Unutmayalım ki bizler de beşeriz ve mutlaka da bir yerlerde şaşarız. Başkasının bize yapmasından hoşlanmadığımız şeyleri, asla onlara uygulamamalıyız ve lâyık olana sabır göstermeliyiz.

Sadakât: Sadakât basitçe bir “bağlı kalma durumu” değildir. İlişkilerin veya ilişkinin bağlamına göre cinsel, duygusal, toplumsal, sınıfsal, millî, mânevî, itikadî… Her mânâdaki vefa bu kapsamdadır.

Sâhicilik: İlişkilerde “mış” gibi olmamak, kendi ve gerçekten kendi olmak…

Samimiyet: İlişkinin bağlamına göre, mesafe anlamında ince ayar gerektirse de, özünde hep “Cân-ı yürekten olmayı” yaşamak ve yaşattırabilmek…

Sakınmak: Muhatabınızı kendiniz gibi korumak, kollamak, hakkını yedirtmemek, dedikoduyla, gıybetle yıpratmamak…

Sarılmak: Mânen veya maddeten, sevgi nesnelerinize içten gelen bir hulûs (gönül temizliği) ile sarılınız…

Saygı: İçinizden gelerek göstereceğiniz hürmetin sarmayacağı, şifâ vermeyeceği yara yoktur.

Sebat: Bütün bunlarda sebatkâr değilseniz, değişkenseniz, o münasebet yürüyemez…

Seçmek: Megalomanca bir kendini beğenmişlikle seçmek değil ama kiminle, hangi dozda ve ne derecede samimi olacağınıza dikkat ederek seçin insanları, söylemleri, kelimeleri…

Sevilmek: Dünyânın en güzel şeyidir ancak severseniz sevilirsiniz.

Seviye: Her anlamda ve mânâda korunması gereken bir elmastır.

Sevmek: Dünyânın en güzel şeyidir ancak sevilirseniz severseniz. Sevmek öğrenilebilir!

Sıkmak: Ancak sıkıldığınızda ne olduğunu anlarsınız; muhataplarınızın gözlerini takip ediniz, anlarsınız…

Sinerji: Bütün bu S’ler bir âhenk içerisinde yollarında akarsa, daha ne istersiniz?

Söylemek: Kiminle, hangi mecrâda veya bağlamda, neyi anlatmak için söze başlayacaksanız, gırtlağınız dokuz boğumdur. Tek bir (hüsn-i niyetle de olsa) ağızdan çıkacak yanlış lâf, bütün münasebeti berbat edebilir. Unutmayın ki, esasta halıyken usûlden kaybetmek işten değildir!

Keza, zamanında söylenmesi icap eden şeyde sükût etmek de, son treni kaçırmak olabilir bâzen!

Söyleşmek: Dozu, muhtevası ve üslûbu bu kadar değişken, başka hiçbir şey bulamazsınız!

Sükût: Hani derler ya “Söz gümüşse, sükût altındır” diye ama…
Ahmakça bir tevekkülle susup bi’at etmek de, insanlık günahıdır inanın ki!

Ne güzeldir atasözü:
Biliyorsan konuş, ibret alsınlar
Bilmiyorsan bâri sus ki,
Bâri adam sansınlar.

Haydi, erenlerden Yûnus’la bitirelim bu sohbeti:

Söz ola kese savaşı,
söz ola kestire başı,
söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz…

Hû sana, ey derviş…

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.

İnsan ilişkileri, mutluluğun kuralları, huzura ermek için yapılması gerekenler gibi konular hakkında olup kişisel gelişim, kişilik gelişimi, ilişkiler konularıyla ilgili ve sağlıklı yaşam konularıyla dolaylı olarak ilgili olan bu yazıda kullanılan telif haklarıyla korunan görseller: Cornelia Kopp ve Ed Yourdon Creative Commons lisanslarına uygun olarak kullanılmıştır.

Saygı ve karşılıklı anlayış dolu ilişkiler sağlıklı ve ölümsüz olabilir.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir