
Kan Testi Gelecekteki Demans Riskini Eleme Potansiyeline Sahip
Karolinska Institutet’in yeni araştırması, kan testindeki belirli biyobelirteçlerin, bağımsız yaşayan yaşlı yetişkinlerde demans gelişimini tanıdan 10 yıl önce %83 doğrulukla öngörebildiğini gösteriyor. Tau217, NfL ve GFAP gibi biyobelirteçler, Alzheimer dahil demans riskini değerlendirmede umut vadediyor. Ancak, bu testlerin genel nüfusta tarama aracı olarak kullanımı için daha fazla araştırma gerekiyor.
Karolinska Institutet’ten araştırmacılar, kan testindeki belirli biyobelirteçlerin, bağımsız yaşayan yaşlı yetişkinlerde demans gelişimini tanıdan 10 yıl öncesine kadar öngörebildiğini ortaya koydu.
Nature Medicine dergisinde yayımlanan çalışma, tau217, Nörofilaman Hafif (NfL) ve Glial Fibriler Asidik Protein (GFAP) gibi biyobelirteçlerin, toplumda bağımsız yaşayan ve bilişsel olarak sağlıklı yaşlı yetişkinlerde Alzheimer hastalığı dahil demansın ortaya çıkışını öngörme potansiyelini inceledi.
Önceki Çalışmalar ve Yeni Yaklaşım
Daha önceki araştırmalar, bu biyobelirteçlerin erken demans tanısında faydalı olabileceğini öne sürmüştü. Ancak bu çalışmalar genellikle bilişsel sorunlar veya hafıza güçlükleri nedeniyle sağlık hizmeti arayan bireyleri kapsıyordu. Genel nüfusta biyobelirteçlerin öngörü değerini belirlemek için daha büyük, toplum temelli bir çalışma gerekiyordu.
Karolinska Institutet Yaşlanma Araştırma Merkezi liderliğinde, SciLifeLab ve Stockholm KTH Kraliyet Teknoloji Enstitüsü ile iş birliği içinde yürütülen çalışma, 60 yaş üstü 2.100’den fazla yetişkinin kan biyobelirteçlerini analiz etti. Katılımcılar, zaman içinde demans gelişip gelişmediği açısından takip edildi.
Araştırmanın Bulguları
On yıllık takip sonunda, katılımcıların %17’si demans geliştirdi. Çalışmada kullanılan biyobelirteçlerin doğruluğu, demans gelişimini öngörmede %83’e kadar çıktı.
Çalışmanın ilk yazarı ve Karolinska Institutet Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü’nden Doç. Dr. Giulia Grande, bu sonucu şöyle değerlendiriyor:
“Bu, özellikle test ile tanı arasında 10 yıllık öngörü penceresi düşünüldüğünde cesaret verici bir sonuç. Bireylerin demans geliştireceğini veya sağlıklı kalacağını güvenilir bir şekilde belirlemek mümkün.”
Çalışmanın kıdemli yazarı ve aynı bölümden Doç. Dr. Davide Vetrano ise şunları ekliyor:
“Bulgularımız, bir bireyin bu biyobelirteç seviyeleri düşükse, önümüzdeki on yıl içinde demans geliştirme riskinin minimum olduğunu gösteriyor. Bu bilgi, bilişsel sağlıkları konusunda endişelenen bireylere güvence verebilir ve demansın gelecekte gelişmeyeceğini büyük ölçüde dışlayabilir.”
Sınırlamalar ve Dikkatli Kullanım Önerisi
Bununla birlikte, araştırmacılar, bu biyobelirteçlerin pozitif öngörü değerinin düşük olduğunu, yani yüksek biyobelirteç seviyelerinin tek başına önümüzdeki on yıl içinde demans gelişeceğini güvenilir bir şekilde belirleyemediğini gözlemledi. Bu nedenle, çalışma yazarları, bu biyobelirteçlerin genel nüfusta tarama aracı olarak yaygın kullanımına karşı şu aşamada temkinli bir yaklaşım öneriyor.
Vetrano, bu durumu şöyle açıklıyor:
“Bu biyobelirteçler umut vadediyor, ancak şu anda genel nüfusta demans riskini belirlemek için tek başına tarama testi olarak uygun değiller.”
Kombine Biyobelirteçlerin Potansiyeli
Araştırmacılar, en ilgili üç biyobelirtecin (p-tau217 ile NfL veya GFAP) kombinasyonunun öngörü doğruluğunu artırabileceğini belirtti. Bu kombinasyon, demans riskini daha hassas bir şekilde değerlendirme potansiyeline sahip.
Giulia Grande, gelecek adımları şöyle özetliyor:
“Bu biyobelirteçlerin gerçek dünya ortamlarında, özellikle toplumda yaşayan yaşlılar veya birinci basamak sağlık hizmetlerinde nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Bu biyobelirteçlerin, diğer klinik, biyolojik veya işlevsel bilgilerle kombinasyonunun, genel nüfusta tarama aracı olarak kullanılma olasılığını artırıp artırmayacağını incelemeliyiz.”
Çalışmanın Finansmanı ve Bağımsızlık
Araştırma, ağırlıklı olarak İsveç Araştırma Konseyi, İsveç Beyin Vakfı ve Karolinska Institutet Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Stratejik Araştırma Alanı tarafından finanse edildi. Araştırmacılar, herhangi bir çıkar çatışması olmadığını bildirdi.
Toplum Sağlığı İçin Önemi
Bu çalışma, demansın erken öngörüsünde kan temelli biyobelirteçlerin potansiyelini vurguluyor. Özellikle, bilişsel olarak sağlıklı bireylerde demans riskini elemek için kullanılabilecek bir araç, hem bireylerin kaygılarını azaltabilir hem de sağlık sistemlerinin kaynaklarını daha etkili kullanmasına olanak tanıyabilir. Ancak, bu teknolojinin yaygın bir tarama yöntemi haline gelmesi için daha fazla doğrulama ve pratik uygulama çalışması gerekiyor.
İlk yorum yapan siz olun