
Koşuya başlamak için bahane üretmeyin!
Yazan: Konuk Yazar, Armağan Kuru
Son zamanlarda, etrafımızda koşanların sayısının arttığını görüyorsanız, bilin ki onlar bahaneleri çoktan rafa kaldırdı. Eğer siz de, “Ben de koşmak istiyorum ama koşamıyorum. Ne yapmam lazım?” diye soruyorsanız ve peşinden de bahanelerinizi sıralıyorsanız, tekrar bir düşünmeniz gerekebilir. Ama durun! Bende her bahanenin bir çözümü var. Bu yazıyı yazarken, profesyonel bir koşucu olmadığımı ama sadece belirli bir süre ve belirli bir tempoda koşabildiğimi belirtmek isterim. Sizler için bu bahaneleri bir araya getirdim ve tüm bahaneleri tek seferde çürütmek istedim. Bu yazıyı okuduktan sonra, bahanenizin kalmaması dileğiyle!
Koşuya başlamayı düşünme
Bu aşama henüz etrafta insanları görüp özendiğiniz aşamadır. Bu aşamada iki farklı bahaneniz vardır: Ya kendinizi çok hazır hissedip, hemen kıyafetleri çekip koşmaya başlar ve sonunda bir iki denemeden sonra bırakırsınız, ya da bir süre “Koşmak istiyorum ama yapabilir miyim ki?” diye düşünür durursunuz. İşte her iki durum içinde de olsanız, en sık karşılaştığım durumlar:
1) Fiziksel olarak hazır değilim
Evet, fiziksel olarak hazırlık koşmak isteyenin kendisinin karar vermesi gereken bir durumdur.Hatta bu bir bahane değil, bir ön koşuldur. Fiziksel olarak rahatsızlığınız yoksa koşmanıza bir engel olmadığından emin olabilirsiniz. Koşmak, fiziksel olarak tüm vücudumuzun çalıştığı bir spordur. Her ne kadar en çok bacaklarımız çalışsa da, aslında kollarımız ve karın kaslarımız da bacaklarımıza destek olmak ister. Ayrıca, akciğerlerimiz ve kalbimiz de bize performansımız hakkında bilgi verir. Bu nedenle, her hangi bir sağlık probleminiz olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir doktora gitmeli ve probleminizle ilgili önceden tedavi olmalısınız. Sigara kullanıyorsanız, koşarken oksijeni almakta güçlük çekersiniz ve tıkandığınızı hissedersiniz, bu nedenle sigarayı bırakmanız en önemli başlangıç olur. Kalbinizde ritim bozukluğu, çarpıntı gibi problemleriniz varsa, mutlaka kontrollerinizi yaptırmalısınız; koşarken ölüp kalmanızı istemeyiz. Ama bir problem yoksa fiziksel olarak hazırsınızdır.
2) Zamanım yok

En sık karşılaşılan bahanelerden biridir bu. Modern hayatta elbette hepimiz hızlı yaşıyor, trafikte kalıyor, sabah erken kalkıyoruz. Ama çokça karşılaştığımız bir söz vardır; “Bir saat bir gününüzün sadece %4ü”. Böyle düşününce, aslında bir saatinizi ayırmak ne kadar az geliyor değil mi? Bir saat değil de yarım saat ayıracak olursanız da bu oran sadece %2! Daha sağlıklı olmak için %2 çok mu? Tabii ki değil! Eğer siz bir yeni başlayansanız, zaten ilk hedefiniz 30 dakika boyunca hiç durmadan koşmak olacağından, yarım saat koşmayı denemek iyi bir başlangıç olacaktır. Bir de “hafta içi çok yoğunum, sabah/akşam vaktim yok, hafta sonu da uyumak istiyorum, sabah yapamam” gibi bahaneler var. Dediğim gibi bunlar sadece “bahane”. Az önce bahsettiğim, %2’lik zamanı kendi bedeniniz için ayırmak çok gelmemeli. Uykuya biraz daha erken yatarsanız, bu bahane de ortadan kalkacaktır.
3) Uygun kıyafetim yok
Bu cümle en sık karşılaştığım bahanelerden bir diğeri. Unutmayınız ki, yeni başlayan biri olarak, elbette isterim ama, kısa sürede maraton koşucusu olmayacaksınız. İl etapta amacınız sadece 30 dakika boyunca koşabilecek hale gelmek olmalı. Elbette uygun ve renkli eğlenceli kıyafetler giymek insanın içini açar, ama ilk aşamada, uygun bir spor ayakkabı, sizi çok terletmeyecek, nefes alan, çok pahalı olmayan kıyafetlerle işe başlayabilirsiniz. Zamanla, size uygun ve eğlenceli kıyafetler alırsınız, ama önce bu işin size göre olum olmadığına bir karar vermelisiniz.
İlk koşulardan sonra pes etme aşaması
Bir heves, koşacağım dediniz, koşu kıyafetlerinizi giydiniz ve çıktınız. Ama o da ne! İlk 5 dakika sonunda işler iyi gitmiyor.
1) Ya benim nefesim kesiliyor
Aa çok ilginç! Ne tesadüf ki çoğunlukla benim de. Nefes kesilmesi diye düşündüğünüz şey, koşarken sık nefes almaktan kaynaklanan ve nefes alamadığınızı hissetme durumudur. Koşarken nefes kesilmesi normal bir durumdur; tıpkı merdiven çıkarken kesilmesi gibi. Bu durumda yapacağınız en önemli şey, yavaşlamaktır. İlk başlarda, bir gazla, hızlı koşucular kadar hızlı koşmaya çalışırsanız nefesinizin kesilmesi çok normaldir. Onun yerine koşu performansınızı sabırla arttırmalısınız. Örneğin, ilk başlarda 30 dakika boyunca, 1 dakika yürüyüş, 1 dakika yavaş tempoda koşu gibi çalışmalısınız. Zamanla, 1 dakika yürüyüş 2 dakika koşu olur, sonra bir bakmışsınız 30 dakika boyunca koşuyorsunuz. Bu noktada gerçekten en önemli şey sabırlı olmaktır. Aceleci olmayın. Bir süre geçtikten sonra, bu işi yapabildiğinizi göreceksiniz.
2) Ben hızlı koşamıyorum
Kimse annesinin karnından hızlı koşarak doğmadı.Tabi ben de hızlı koşamıyorum. Ben de çok isterdim istediğim tempolarda uzun süre koşmayı ama işte isteyince değil çalışınca oluyor. Bu yazıyı kaleme alırken, ilk koşuya başladığım zamanlardaki mesafeme ve süresine baktım. İlk koşumu, 16 Nisan 2012’de, 4.35Km olarak koşmuşum ve 35 dakika sürede koşmuşum. Şu anda 35 dakikada 6km koşabiliyorum. Hatta yarıştaysam daha da fazlasını koşabiliyorum. Ve düşününki, 30 yaşında koşuya başlamış olan benim bunu yapabilmem için aradan 2 yıl geçti. Demem o ki, başlangıç için amaç hızlı koşmak değil, sadece koşmak; “koşabilmek”. Sonuç olarak, hızlı koşamama bahanesi, emeklemeden yürümeye çalışmak. O nedenli, hızlı koşma hırsınıza yenik düşmeyin, sabırlı olun.
Bırakmak için genel bahaneler uydurma aşaması
Son olarak da koşmanın ne kadar sıkıcı olduğu ile ilgili ürettiğiniz bahanelere değineyim.
1) Tek başıma koşmak sıkıcı

Ne yalan söyleyeyim,bu gerçekçi bir bahane olabilir. Muhteşem bir bahane yakaladınız! Ama benden kaçamadınız. Eğer İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerden birinde oturuyorsanız, düzenli koşan gruplar bulabilir onlara katılabilirsiniz. Örneğin, İstanbul’da Adım Adım ekibi, çaylaklar için koşular düzenliyor. Aynı şekilde, Ankara’da da “Koşu Kadını” yeni başlayanlar için kısa koşular düzenliyor (2025 Editör Notu: Yaptığımız son kontrolde artık bu websitesinin etkinlik düzenlemediğini fark ettik.). Küçük şehirdeyseniz belki de daha kolay. Size yakın bir parka gidin ve etrafta yürüyen ya da koşan insanlarla tanışın. Onlarla sohbet edip, kendinize bir koşu arkadaşı bulabilirsiniz. Son önerim de, bir arkadaşınızı ikna etmeye çalışın. İnsanlar genelde etrafındaki arkadaşları bir davranışı gerçekleştiriyorsa, o davranışı yapma eğilimindedir. Arkadaşınıza ne kadar faydalı olacaksınız bir düşünsenize! Hem de sıkıntınız geçer.
2) Koşmak genel olarak çok sıkıcı, çok anlamsız
İşte bu en koşu bahanelerinin en vurucusu. Açıkçası, ben böyle düşünmüyorum ve sizi durumun böyle olmadığına ikna etmek için koşunun faydaları hakkında başka bir yazı yazabilirim. Ancak, tek başına yapılan tüm sporlar başlangıçta sıkıcıdır. Düşünsenize, havuza gitseniz, git gel git gel ne kadar sıkıcı! Bence, koşmaya bir kere başlayın, 2-3 hafta denemeler yapın, hala böyle düşünüyorsanız o zaman başka sporları deneyebilirsiniz. Ama sonunda, bireysel yapılan tüm sporlar size sıkıcı geliyorsa, o zaman takım sporlarına yönelebilirsiniz. Belki de siz bireysel değil takım sporcususunuzdur. Sonuçta herkes koşmak zorunda değil. Tek söyleyebileceğim, hedef koymak tüm sporlar için en önemli nokta. Bir hedef belirleyin, “Ben 1 ayın sonunda 1 km hiç durmadan koşabilmek istiyorum” güzel bir hedef ve böyle koşmak da anlamlı hale gelir. Eğer bir amaç varsa, yaptığınız iş anlamlı hale gelir; yoksa sıkılmaya devam edersiniz.
Benim bu güne kadar, en sık karşılaştığım “koşmama” bahaneleri bunlardı. Merak ettiğim, acaba sizin bahaneniz bunlar arasında mı? Değilse bana yazın, sizin bahanenize de çözüm bulayım.
Şimdi sırada, ilk koşunuzda giyeceklerinize karar vermek var!
Haydi koşuya! Sağlıkla!

Fotoğraf: Bu yazıdaki fotoğraf(lar) DepositPhotos.com veya ShutterStock.com’dan temin edilmiştir. Zinde Türkiye Sağlıklı Yaşam ve Spor Dergisi, bodytr.com
Armağan Hanıma bundan sonraki yazılarında ”kalem şansı ” diliyorum. ”koşma ” ile ilgili çok fazla yorum yapılıyor.koşanlara yakınları ”sen hala koşuyormusun ”ile başlayan sohbetlerde, en çok mazeret üretmek üzere fikir ortaya atarlar.ne olursa KOŞULAMAZ için akıl yürütülürken, ,çözüm üretmek ve teşvik edici olmaktan ziyade tersi ile hep değerlendirme yapılır.ne yazıkki bu böyle.yaşları 50 nin üzerinde bir kaç arkadaştan bir birisiyim..yaklaşık 20 yıldır günlük 13 km civarında inişli,çok dik çıkışlı,hiç aksatmadan 0,5,30 da ,eksi 20 derecede, dağlarda bu aktiviteyi devam ettiriyoruz.bu durumun bize verdiği duyguyu koşmaya başlayıp ,sürdürenler hemen paylaşacaktır. elbette nefes ,nabız vs hiç zorlanmadan olmuyor ama ,sohbet edebileciğiğmiz tempoda ,bazende DEPAR atarak sürdürüyoruz.bu işin zorluklarından çok, keyif verici yanları daha ağır basar. üşenenler için her bir adım bin adım gibi gelir.ama marifet koşmaktır.konuşmak değildir.bol sporlu günlere.