İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soya Kalp Kası Hastalığı mı Yapıyor?

journal-of-clinical-investigation-ocak-2006-kapak

Soyanın zararları ve neden olduğu kalp kası hastalığıyla ilgili olan bu araştırma üç sene önce bilim çevrelerini şok ettiği gibi bugün de sizi şok edebilir. Profesör Ahmet Aydın’ın soyanın maskesini düşüren bu yazısının kaynaklarından birisi olan Ocak 2006 tarihli JCI dergisindeki yazının orijinal haline, yandaki kapak resmine tıklayarak ulaşabilirsiniz. Meraklıları için bu bilgiyi de vereyim. (BodyTR Editör)

Yaygın inanışa göre soya neredeyse her derde deva olan sihirli bir yiyecek ve gıda sanayinde çok yaygın bir kullanım alanına sahip. Bu meyanda soyalı yiyeceklerin kalp hastalığını büyük ölçüde önlediği propagandası çok yaygın.

Bu ay ünlü tıp dergisi Journal of Clinical Investigation’da önemli bir araştırmanın sonuçları yayınlandı. Colarada Üniversitesinden Brian L. Stauffer ve arkadaşlarının çalışmasının sonuçlarına göre sporcu gençlerde önemli bir ölüm nedeni olan hipertrofik kardiyomiyopatinin (kalp kası hastalığı) Dünyada ilk kez bir yiyecek maddesi ile ilişkisi ortaya kondu. Yiyecek maddesinin adı soya idi.

Soya Kalp Kası Hastalığı Yapıyor!

Yazan: Prof. Dr. Ahmet Aydın

Hipertrofik kardiyomiyopati (HKMP, kalbi kalınlaştıran kalp kası hastalığı) çocuklarda ve 30 yaş altı gençlerin, özellikle de sporcuların önde gelen ölüm nedenleri arasında. Beş yüz doğumda bir görülüyor. Hastalıkla ilgili en az 18 gen tespit edilmiş durumda.

Bu hastalıkta kalp kası hücresinin kasılma fonksiyonunda doğuştan bir azalma var, kalp kası kanı pompaladıktan sonra tam olarak gevşeyemiyor. Bu nedenle kalp pompa görevini yapabilmek için aşırı çalışıyor ve kalp kası kalınlaşıyor (hipertrofiye uğruyor). Bu kompansasyon döneminde hastada genellikle çok bariz bir şikayet olmuyor. Kalp kasını kalınlaşması simetrik olduğu gibi ve asimetrik de olabiliyor. Asimetrik olanda karıncıklar arası bölmedeki (interventriküler septum) kalınlaşma kalbin diğer bölümlerine göre daha fazla.

Ayrıca HKMP’de kalbi besleyen taçsı damarların (koroner damarlar) iç tabakası (endotel) ve kas tabakasında kollajen doku birikimine bağlı kalınlaşma da oluyor. Bu kalınlaşma koroner damarları daralttığı için zaten kanlanması azalmış olan kalp kası daha da oksijensiz kalıyor.

Kalbin kansız kalması kas hücrelerinin ölümüne yol açıyor; ölen dokunun yerine nedbe dokusu kalıyor (fibroz). Artık hastanın kalbi mevcut fonksiyon bozukluğunu kompanse edemez hale geliyor ve kalp yetersizlik bulguları vermeye başlıyor. Olay ilerledikçe daha önce kalınlaşmış olan kalp kası inceliyor, kalp karıncıkları genişliyor. Mevcut duruma artık dilate (genişlemiş) kardiyomiyopati adı veriliyor. Hastalığın bariz bir tedavisi yok. İlerleyen evrelerde kalp nakli yapılabiliyor.

Şoke eden araştırma

Colarada Üniversitesinden Brian L. Stauffer ve arkadaşlarının Journal of Clinical Investigation’da yayınlanan araştırmasında hipertrofik kardiyomiyopati gen bozukluğuna (mutasyon) sahip fareler kullanılmış. Araştırıcılar farelere yiyecek olarak soya vermişler. Soya alan erkek farelerde ilerleyici ve kalp yetersizliği gelişmiş. Dişi farelerde ise kalp yetersizliği olmamış ya da çok hafif olmuş. Deneyin ikinci aşamasında farelere soya yerine sütün peynir proteini (kazein) yedirilince erkek farelerin kalp yetersizliği bariz şekilde gerilemiş.

Araştırtıcılar erkek farelerdeki kalp yetersizliğinin soyadaki bitkisel östrojenlere bağlı olarak geliştiğini düşünmüşler. Bu düşünceye göre soyadaki bitkisel östrojenlerin tetiği çektiği bir dizi olay kalpte programlanmış ölüm (apoptoz) adı verilen ve normalde her canlıda olan fizyolojik bir olayı hızlandırmaktadır.

Araştırmacılar dişi farelerin fazla etkilenmemelerinin nedeni olarak şunu gösteriyorlar. Dişi farelerin zaten östrojen düzeyleri yüksekti ve soya östrojenlerinin neden olduğu artış orantısal olarak fazla değildi. Halbuki erkek farelerin doğal olarak östrojen düzeyleri düşüktü; buna soya östrojenleri de ilave olunca soya düzeyleri dişilere nazaran orantısal olarak çok fazla arttı. Nitekim klinik gözlemlerde de kardiyomiyopatinin erkeklerde daha çok teşhis edildiğini biliyoruz.

Aynı dergide kardiyolog John Konhilas ve Elizabeth Luczak yaptıkları yorumda çocuklarda ve gençlerde önemli bir ölüm nedeni olan kardiyomiyopatinin Dünyada ilk kez bir yiyecek maddesi ile ilişkisi ortaya konduğunu belirtmişler.

İnternette dolaştığımızda birçok bilim adamının mevcut araştırma sonucundan yani ‘soya kalp hastalığı yapıyor’ söyleminden çok etkilendiklerini, adeta şoke olduklarını saptadık. Soyanın diğer tohum yağları gibi kolesterolu düşürdüğünü gösteren çok araştırma vardır ve bu doğrudur.

Fakat ‘kanda kolesterol yükselirse kalp hastalığı olur, kolesterol düşükse ya da düşürülürse kalp hastalığı önlenir’ düşüncesi de o kadar yanlıştır. Fakat ilaç ve gıda sanayi bu tahrif edilmiş bilimsel veriyi gerçekmiş gibi göstermek istemektedirler. Kolesterol-kalp hastalığı ilişkisini ‘Kolesterol günah keçisi mi?’ adlı makalemizde enine boyuna inceleyerek bunun doğru olmadığını bilimsel kaynakları ile göstermiştik.

Nitekim ünlü Circulation adlı meşhur kardiyoloji dergisinde geçen yıl yayınlanan büyük bir toplum sağlığı araştırmasında soya östrojenlerinin koroner kalp hastalığı ve felçlerin sıklığını azaltmadığı saptanmıştır.

Soya Hakkında ek bilgi

Yaygın kanının aksine soya sağlıklı bir yiyecek değildir. Soyanın başlıca zararları aşağıda gösterilmiştir. Soya konusunda hazırlamakta olduğumuz geniş dosyada bu konu daha iyi incelenecektir.

insan-kalbi-grafik

Soyanın zararları :
• Mineral eksiklikleri
• D vitamini eksikliği
• Bağırsaktan kalsiyum, demir ve çinko emilimini azaltma
• Osteoporoz
• Allerji
• Hazımsızlık
• Bağışıklık yetersizliği
• Tiroid hastalıkları
• Bunama
• Erken ergenlik
• Kısırlık
• Kanser
• Kalp hastalığı

Soya – Uzakdoğu Ülkeleri – Sağlık

‘Soyanın’ Çin ve Japonya gibi yüksek nüfuslu Uzak doğu ülkelerinin, en fazla tercih ettiği gıda olduğu ve onların yaşam sürelerini uzattığı iddiaları çok eksik ve yanlıştır ve soya sanayicilerinin yandaşları tarafından uydurulmaktadır.

Örneğin Çinlilerde domuz eti total kalorinin %65’ini oluştururken soyanın buradaki payı %1.5’i geçmez (9). Ayrıca Uzak Doğulular soyanın fermente ürünlerini (miso , soya salçası, natto, tempeh vb) yerler. Soyanın fermantasyonu soyanın birçok olumsuz etkisini giderebilmektedir. Ama piyasada satılan ve yüzlerce yiyeceğin içinde bulunan soyanın (tofu , soya sütü, soya yoğurdu, soya dondurması, soya proteininden yapılmış salam, sosis gibi et çeşitleri) çoğu fermente değildir.

Uzakdoğu tarihi incelendiğinde soyanın sadece bir münavebe bitkisi olduğu ve ancak kıtlık zamanlarında yenildiğini biliyoruz. 2000-2500 yıl önce fermantasyon tekniklerinin bulunması ile tüketimi artmış ama yine de ana yiyecek olmamıştır. Soyanın fermente ürünleri de tamamen masum değildir ve fermantasyon süresi uzadıkça östrojen miktarı da artmaktadır. Bu nedenle başta hamileler, çocuklar ve kanserliler olmak üzere her kez soya preperatlarından uzak tutulmalıdırlar.

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.

KAYNAKLAR:
1. Maron, B.J. et al. 1995. Prevalence of hypertrophic cardiomyopathy in a general population of young adults. Echocardiographic analysis of 4111 subjects in the CARDIA Study. Coronary Artery Risk Development in (Young) Adults. Circulation. 92:785-789.
2. Davies, M.J., and McKenna, W.J. 1995. Hypertrophic cardiomyopathy–pathology and pathogenesis. Histopathology. 26:493-500.
3. Maron, B.J. 2002. Hypertrophic cardiomyopathy: a systematic review. J. Am. Med. Assoc. 2002;287:1308-1320.
4. Stauffer BL, Konhilas JP, Luczak ED, Leinwand LA. Soy diet worsens heart disease in mice. J. Clin. Invest. 2006; 116:209-216. doi:10.1172/JCI24676.
5. Hatcher KJ Basson CT Taking a bite out of hypertrophic cardiomyopathy: soy diet and disease J. Clin. Invest. 116:16-19 (2006). doi:10.1172/JCI27455.
6. Cornwell, T., Cohick, W., and Raskin, I. 2004. Dietary phytoestrogens and health. Phytochemistry. 65:995-1016. 7. Dewell, A., Hollenbeck, C.B., and Bruce, B. 2002. The effects of soy-derived phytoestrogens on serum lipids and lipoproteins in moderately hypercholesterolemic postmenopausal women. J. Clin. Endocrinol. Metab. 87:118-121
8. van der Schouw YT, Kreijkamp-Kaspers S, Peeters PHM, Keinan-Boker L, Rimm EB, ScD; Grobbee DE. Prospective study on usual dietary phytoestrogen intake and cardiovascular disease risk in western women. Circulation. 2005 111:465-471
9. Chang, K.C. (ed.), Food in Chinese Culture: Anthropological and Historical Perspectives, New Haven, 1977.
10. Katz SH. Food and Biocultural Evolution: A Model for the Investigation of Modern Nutritional Problems. Nutritional Anthropology, Alan R. Liss Inc., 1987, p 50.
11. Hutchins A. M., Slavin J. L., Lampe J. W. Urinary isoflavonoid phytoestrogen and lignan excretion after consumption of fermented and unfermented soy products. J. Am. Diet. Assoc., 95: 545-551, 1995

11 Yorum

    • İlşad Özkan (ZT Yönetim Hesabı) İlşad Özkan (ZT Yönetim Hesabı) Yazar | 22 Haziran 2010

      Sero merhaba,

      Verdiğiniz yazıda “peynirin çok zararlı olduğunu” söyleyen kişinin referans olarka gösterdiği kişi de yurtdışındaki bir başka otacı. Konu hakkında nitelikli bir bilimsel referans göremedim ben verdiğiniz yazıda.

      Bu yazımızın ise kaynakları belli. Okumak güzel ama her okuduğumuza körü körüne inanmak doğru değil.

      • serdar serdar 23 Haziran 2010

        soya normalde fazlaca gaz yapan bir bakliyat.soyanın zararlı olup olmuyacağı hakında herhangi bir yorum yapmadım.dediklerinize bir itirazım olamaz.çünkü soya hakkındaki bütün bildidiklerimi internetteki yazılı kaynaklardan öğrendim.şiddetli gaz yapıyor soya.pek tekin bişey olmadığı konusunda hemfikirim.12 saat suda bekletip yenirse en azından şiddetli gaz yapmasının önüne geçilebileceğini söyledim yalnızca.
        peynir konusunda şunu söyleyebilirim;belki siz inanmazsınız ama büyük islam alimlerinden erzurumlu ibrahim hakkı hazretlerinin kitabında ”peyniri yalnız başına yemek marazdır,peyniri cevizle beraber yemek şifadır” yazmaktadır.yani peynirin zararlı olduğu ”maraz(illet)” gıda olduğu eski islam alimlerinin kitaplarındada geçmektedir.

        • serdar serdar 23 Haziran 2010

          genetiği değiştirilmiş soya zaten çok zararlı.genetiği değiştirilmemiş soyanın ,genetiği değiştirilmiş soya arasında zarar verme açısından belirgin bir fark olabilirmi.yada her ikiside zararlımı.bunu merak ediyorum.
          ayrıca ,madem konu islamdan açıldı,bu perspektiften bakliyatlar hakkında genel yorum yapmak istiyorum.
          bakla hadisinde peygamber efendimiz ”bakla” yı kabuğuyla beraber yiyiyiniz der.kuru fasulye ve türevi bakliyatların anormal gaz yapıcı etkisi zaten ,asıl vitamin ve liflerin olduğu kabuk kısmını atılmasıyla eksik besin haline gelmesi sonucu ortaya çıkan bir rahatsızsızlıktır.ayrıca kuru bakla taneleri bazı bünyelerde allerjiye neden olur ,kan hastalığı olan”FAVİZM” e neden olur.hadisideki uyarının maksatı bu şekilde anlaşılıyor.
          ben şahsen kuru fasulyeninde pek tekin bir gıda olmadığını düşünüyorum,yani vitamin,enzim,hazım için gerekli liflerin olduğu kabuk kısmıyla tam bir gıda iken,yenilebilir kabuk kısmının atılmasıyla eksik besin haline geldiği için .

        • İlşad Özkan (ZT Yönetim Hesabı) İlşad Özkan (ZT Yönetim Hesabı) Yazar | 24 Haziran 2010

          Genetiği değiştirilmemiş soyanın da sürekli tüketiminin birtakım zararları olduğu yazıda geçiyor zaten, ancak elbette genetiği değiştirilmiş kadar zararlı değildir.

          İbrahim Hakkı Efendi’nin ktiabını okuduysanız o kitapta “cennetin haritası”nın bile bulunduğunu görebilirsiniz. O kitabın dinî konular dışındaki söylediklerine körü körüne inanmayı doğru bulmuyorum.

          İslâm âlimlerinin sağlık hakkında yazdıkları doğrudur diye bir şey yok. Onlara da vahiy gelmedi ya? Mesele bilim olunca vahyî kaynağı olmayan iddiaları da “kişisel görüş” olarak değerlendirmek ya da bilimsel geçerliliğine bakmak gerekiyor.

          Şu var ki: Tıp, tam anlamıyla pozitif bir bilim olmadığı için bu konuda her zaman gerçeklerle hurafeler birbirine karıştırılıyor. Şahsen bugüne kadar peynirin “maraz” olduğunu söyleyen hiçbir dinî kaynağı görmediğim gibi gördüğüm zaman da bu iddiayı neye dayandırdıklarına bakarım.

          İslâm âlimleri islâm âlimidir, öyle kalmaları hepimiz için daha iyidir. Elbette içlerinde tıpla ve diğer bilimlerle uğraşmış olanlar ve bu alanda isim yapmış olanları da vardır, ama dinî kitap yazan her âlim çok yönlü olacak, pek çok bilimle uğraşacak diye bir şey yok. Zaten “kimin âlim olduğu” da ayrı bir tartışma konusudur.

          • serdar serdar 25 Haziran 2010

            şüpheli gıdadan uzak durmak akılcıdır diye düşünürüm. rasyonel bilimede güvenmek imkansız. çünkü : soya dün mucizeydi, şimdi zararlı. .. madem şüpheli yaklaşım akılcılık,bende bu habere şüpheli bakıyorum.soyanın zararlı olup olmadığına gözümle görmeden inanmam ..
            septisizm iyidir 🙂

          • İlşad Özkan (ZT Yönetim Hesabı) İlşad Özkan (ZT Yönetim Hesabı) Yazar | 25 Haziran 2010

            Bu yorumunuzu haklı bularak “eyvallah” deyip geçecektim fakat bir dün soyaya “mucize” diyenlere baktım bir de “aman dikkat” diyenlere… Yani “bilim” var, “bilim” var. Önemli olan bize “bilim olarak sunulan” şeylerle gerçek ve deneye dayalı ciddi bilimi ayırt edebilmek. Bunu sağlayamadan kendi kendimizin doktoru olmak zor ve zaten tıp pozitif bir bilim kabul edilemediği için kendi kendimizin doktoru olmak iyice zor. Fakat bazı su götürmez gerçeklere de “ne de olsa tıp pozitif değil” diyerek kulak tıkamak hiç doğru değil.

            Değerli yorumlarınız için teşekkürler.

          • serdar serdar 25 Haziran 2010

            şöyle söyleyeyim..neye inanacağımızı şaşırdık.heralde en iyisi kendi kendimizin doktoru olmak..bu daha mantıklı.

          • p p 25 Aralık 2010

            bir de soya ipeği var. soyayı zararlı kabul edersek soyayı giyinmekte sağlık açısından bir sorun oluşturur mu?

          • myavuz myavuz 24 Kasım 2011

            Zaten, bütün besin madddelerinin, “makul ölçülerde” tüketilmesi ve kullanılması ilkesi ve gereği vardır. Bu durumu, en temel ve hayati gereksinim maddemiz olan suya bile indirgeyebiliriz; zira her gün 3 lt üzerinde su tüketilmesi ile ciddi böbrek fonksiyon bozukluklarının ortaya çıkacağı herkezin malumudur artık. Diğer taraftan, benim şahsi kanaatime göre; her gün bir kg et yemenin yaratacağı sağlık sorunları ile her gün bir litre soya sütü içmekle oluşması mutemel sağlık sorunlarının birbirinden pek farklı olmayacağıdır.

  1. atakan atakan 7 Mart 2014

    ben ve türkiyede seminer verecek kapasitede insanlar idman sonrası 2 ölçek soya 1 ölçek isolat içeriz hep bu sallamasyon haberler sadece türkiyede pirim yapar oda cahili çok olduğundan pahalıya wheyi soya işe yaramaz diye satarlar insanlara
    yumurta ve tavuğun yoğurt ve benzeri ürünlerin dosyasını açında bizlerde objektif olduğunuza inanalım kim var burda soya tüketen sarı çizmeli mehmet ağa 🙂
    bu saydıklarım soyadan on kat zararlı yüreği olan açar bu dosyaları dediğim gibi türkiyede cahil çok inandırması kolay

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir