İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Spor salonlarının Nisan ayı pıtırcıkları

Yazan: Özgün Başpınar

Bu konu başlığımız altında; sonbaharda güneye uçan kuşlar misali, yaz başında spor salonlarına göç eden kış hımbıllarını mercek altına alacağız.

Evet, onları hepiniz tanıyorsunuz. Yaz ayları yaklaştığında sahilde gözüyle, göbeğiyle göze batmamak için spora başlayan ve henüz yaz bitmeden bir sonraki yaza kadar sporu bırakan enfes insanlardan bahsediyoruz.

Bu arkadaşlar aslında çok temiz kalpli kişiler olmalarına rağmen hayatları boyunca emek kavramıyla tanışmamış olmalarından dolayı zihin sistemlerinde küçük tahta eksiklikleriyle göze çarparlar.

Sizin bütün sene haftanın en az dört günü, donunuzdan ter akana kadar çalışarak sahip olduğunuz vücuda iki ayda sahip olma hevesiyle Nisan ayında salona damlarlar. Kendilerini Süpermen olarak gördüklerinden bu amaçlarına ulaşacaklarından hiç şüphe duymazlar, yüzdeyüz emindirler. Mayıs ayında üçgen olacak, Haziran ayında Best Model yarışmasında dereceye gireceklerdir. Eğitmenlerden iki ayda six pack, adonis kası ve geniş omuz talep eder, eğitmenin doğuma girecek hamile kadın misali aldığı derin nefesleri görmezden gelirler.

Verilen başlangıç programını ilk iki gün öyle bir azimle uygularlar ki, aynı performansı bir sene sürdürseler Arnold Schwarzeneger’le California Valiliği için kapışabilirler. Fakat ne hikmetse üçüncü gün, programlarının fetret devri başlar. Dördüncü antrenmanı yüzde doksan eker, beşinciye salonun kapanmasına yarım saat kala gelirler. Ay biterken kendini askerde, silah altında hissetmeye başlamış ve tezkere için gün saymaktadırlar.

İkinci ayın başında kesin bilekleri burkulur. Bu ayın ilk haftasında salona gelişler haftada iki güne düşer. Kalan onbeş günde ise tamamen arazi olurlar. Bir daha da ertesi sene Nisan ayına kadar ortada gözükmezler. Tesadüfen yolda karşılaşırsanız, ertesi gün mutlaka salona geleceklerini söyler, fakat kendileri bile inanmazlar.

Bu arkadaşların hayat profili de pek farklı değildir. İş hayatlarına genel müdür olarak başlamak istediklerinden epey bir süre iş bulamamış, sonra eşin dostun araya girmesiyle düzgün bir şirkette iyi bir pozisyonda çalışmaya başlamışlardır. Kendilerine sorsanız bu pozisyon onlar için asla yeterli değildir ve şirkette onları kıskanan yöneticiler olmasa çoktan CEO olmuşlardır. Hayatta her şeyin bir bedeli olduğu gerçeğini ömür boyu kavrayamaz ve her zaman çalışmadan kazanmak isterler. Bu yüzden de ya sürekli yerlerinde sayar ve işe başladıkları masada saçlarını ağartırlar ya da Ali Cengiz oyunlarıyla birilerinin ayağını kaydırıp yerine geçerler.

Neyse, sosyal dedikodularını yapmayalım. Fakat sportif olarak umutsuz vaka olduklarını vurgulayalım. Spor, hayatta en çok emek gerektiren uğraşlardan biridir ve hiçbir spor dalında disiplinle çalışmadan başarıya ulaşan sporcu görülmemiştir. Ülkemizde en yetenekli ve tembel sporculardan biri olarak bilinen Sergen Yalçın’ın bile 22 yaşına kadar bütün Cooper testlerini birinci olarak bitirdiğini anımsatırsak belki durumun gerçekliğini çok daha iyi vurgulayabiliriz.

O yüzden sonuç olarak pıtırcıklara selam, düzenli idmana devam diyoruz. Fit bir vücuda kavuşmak için disiplinli çalışmaktan başka çare olmadığının bir kez daha altını çiziyoruz.

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.

Fotoğraf: Bu yazıdaki fotoğraf(lar) DepositPhotos.com veya ShutterStock.com’dan temin edilmiştir. Zinde Türkiye Sağlıklı Yaşam ve Spor Dergisi, bodytr.com

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir