İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Usain Bolt’un 9,48’lik Hayal Kırıklığı

Rüzgârın Oğlunun Arkasındaki İtici Güç

Haber: İlşad Özkan

2012 Londra Yaz Olimpiyat Oyunları’nda 100 metre koşu yarışında Jamaikalı ünlü atlet Usain Bolt kendine ait olimpiyat rekorunu geliştirerek 9,63’le altın madalyayı kazanmıştı, biliyorsunuz. Ancak eğer Londra denizden 999 metre yüksekte olsa, Bolt’un arkasından 2 metre / saniye hızla rüzgâr esseydi ve Bolt da geçmişte gösterdiği en iyi performansını tekrar etseydi 9,48’lik yeni bir rekor kırabilirdi. Bu iddia bilimsel olarak kanıtlandı.

Olimpiyat yarışmalarında kabul edilen sınırlar doğa olaylarını da kapsıyor ve örneğin eğer bir koşu yarışında rüzgâr müsait değilse, koşucuları fazla engelleyecek ya da destekleyecek durumdaysa yarışmalar ertelenir. Bolt’un son 100 metre yarışında ise rüzgâr onların arkasından izin verilen azami ölçüde, yani saniyede 2 metre hızla esiyormuş.

Bilindiği gibi bunun anlamı şu: Sporcu rüzgârın hızına göre değişen miktarda “metre avantajı” yani “salise avantajı” elde ediyor, elbette bu Bolt’la birlikte tüm atletler için geçerli ancak en hızlı olan, en çok faydayı elde eder.

Bolt 9,48 ile Yeni Dünya Rekoru Kırabilirdi

Bolt’un ilk dünya rekorunu kırdığı Pekin 2008’de arkasındaki rüzgârın hızı sadece saniyede 0,9 metreydi ve Bolt bu yarışı 9,63 ile bitirmişti, bu bugüne kadar kaydedilen en iyi dereceydi. Londra’da ise rüzgârın izin verilen azami seviyede olması, European Journal of Sport Science dergisinde yazan ve aynı zamanda Auckland Teknoloji Üniversitesi Spor Performansı Araştırma Enstitüsü’nde çalışan Steve Hollings’in de dikkatini çekti. Hollings, arkadaşlarıyla birlikte kaleme aldığı yazıda “Yeni rekor rüzgârdan yardım aldı mı?” sorusunu ortaya attı (kast ettiği Berlin’deki 9,58’lik son dünya rekoru aslında).

Bu soruya yanıt arayan Hollings ve arkadaşları araştırmalarını ampirik (deneye ve sonuçlara dayanan) bir yaklaşımla yaptı. Rüzgârın koşu yarışlarındaki etkilerini araştırarak 619 erkek atletin 44.000 sonucunu gözden geçirdi. Araştırma, sporcuların rüzgârın desteği olduğunda ve olmadığında ne tür sonuçlar aldığına dayanıyor. Sporcuların bireysel becerilerinde bağımsız olarak, elde ettikleri sonuçların rüzgâr, deniz seviyesine göre yükseklik (rakım), yarış pistinin koşulları (açık salon, kapalı salon gibi) gibi farklı etkenlere de bağlı olarak değişen dereceler elde ettiği bir kere daha ortaya konmuş oldu.

Bolt’un sahibi olduğu 9,58’lik dünya rekoru Berlin’de kaydedilmişti. Hollings ve arkadaşlarının yaptığı hesaplamalarda ise rüzgâr olmasaydı Bolt’un 9,58’de değil, 9,62’de koşacağı ortaya kondu.

Haberin bundan sonraki bölümünü ise AçıkBilim.com’da yayınlayan kimya mühendisi Murat Pınar’ın aktarımıyla görelim:

Yüksek Rakım da Atletlere Yardım Ediyor

“100 metre, 200 metre ve 110 metre engelli koşuları süresince rüzgar hızının ölçülmesi 1936 yılından bu yana (200 metre koşusu için 1950′den bu yana) sporda en çok tartışılan konulardan biri olagelmiştir” diyor Hollings. Popüler inanışa göre bu ölçümler her zaman geçerli ve güvenilir değil.

Yine de, son yıllardaki yarış verileri dâhilinde, araştırmacılar yarış sırasında koşucuların arka taraflarından esecek 2m/s hızındaki bir rüzgârın 100 metre derecelerine 0.07 ila 0.09 saniye kazandıracağını hesapladılar.

Rüzgâr kadar, rakım ve rekabet seviyesinin de farklı saha şartlarında koşan atletlerin performanslarına etkisi olduğu biliniyor. Beş sürat koşusu türünde(100, 200 ve 400 metre ile 110 ve 400 metre engelli), deniz seviyesinden yükseklik ne kadar fazla olursa atletler o derece hızlı koşabiliyorlar.

Hollings önderliğinde çalışan uzmanların belirlemelerine göre 100, 200 ve 400 metre ile 110 ve 400 metre engelli koşularındaki dereceler dünya şampiyonasındayken diğer şampiyonalara kıyasla daha iyi geliyor. Yani atletler dünya şampiyonalarında daha hızlı koşuyorlar, bu da yarış seviyesinin atletlerin hızlarını etkilediğini kanıtlıyor.

Uzmanların son olarak sıraladıkları veriler ise şu şekilde: Büyük organizasyonlardaki zaman performansları 400 metrede %0,7 ve 400 metre engellide %0,8 oranında artarken 1500, 5000 ve 10.000 metrelerde sırasıyla %0,6, %1,2 ve %0,2 oranında düşmüş. Bu da organizasyonun büyüklüğündeki değişimin (dolayısıyla zorluk derecesinin) çeşitli uzunluktaki koşularda farklı sonuçlar doğurduğunu gösteriyor.

Kaynak: Stephen C. Hollings, Will G. Hopkins, Patria A. Hume. Environmental and venue-related factors affecting the performance of elite male track athletes. European Journal of Sport Science, 2012; 12 (3): 201 DOI: 10.1080/17461391.2011.552640

Bolt Yeni Dünya Rekoru Kırar mı?

Ben, AntrenmanYap.com’un –ki tavsiye ettiğim bir spor sitesidir– Facebook sayfasında sorduğu, “Bolt Londra’da 100 metrede kaç saniyede koşacak” kabilinden soruya 9,72 diyerek cevap vermiştim. Bolt’un son dönemi onun için zor geçti ve ben de bu yüzden performans kaybı yaşadığını düşünmüştüm. Görülüyor ki o performansını pek kaybetmemiş, ancak yine de Hollings gibi yeni bir rekoru bilimsel olarak ispatlayabilenleri bile hayal kırıklığına uğrattı. Belki Bolt bundan sonraki 100 metre koşusunda en iyi performansını tekrar gösterir ve rakımı yüksek bir yerde arkasında 2m/sn’lik rüzgârla koşarak 9,48’lik inanılmaz bir rekora imza atar; siz ne dersiniz?..

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.

Usain Bolt son olimpiyat ve dünya rekoru gibi konular hakkında olup spor haberleri, sağlıklı yaşam haberleri, fitness haberleri, sağlıklı beslenme haberleri ve bilimsel haberler konularıyla ilgili olan bu yazıda kullanılan telif haklarıyla korunan görseller: corvette_by_bic ve Alexandre Moreau | Photography Creative Commons lisanslarına uygun olarak kullanılmıştır.

Bir yorum

  1. Orhan Duman Orhan Duman 13 Ağustos 2012

    100 sene sonra  9.30 dan 9.28’e düşürebilecek  bir sprinter çıkacağına eminim. Teknoloji o kadar  hızlı gelişiyorki.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir