
Ağırlık Çalışması Yapmanın Nedenleriyle İlgili Düşüncelerim
Yazan: Konuk Yazar Kemal Siren
Ağırlık çalışanlar antrenman için evden çıkarken “spora gidiyorum” diyorlar. Bu ifade ne kadar doğru acaba..?
Spor ve Antrenman
Tanım yapmam gerekirse, spor için “belli kurallar dâhilinde oynanan, fiziksel hareket ağırlıklı oyun” diyebilirim. Spor da bir nevi oyun olduğu için hem yapması hem seyretmesi keyif veriyor. Halı sahada futbol oynadığımız zaman spor yapmış oluyoruz. Yani keyifli fiziksel bir oyun oynuyoruz. Oh ne güzel…
Profesyonel sporcular başarılı olmak için antrenman yapmak zorundalar. Antrenman, sporun tam tersine eziyetli bir uğraş. Yapılan spor için gerekli kas gücü, dayanıklılık ve becerileri antrenmanla geliştirmek lazım. Sporcular yaptıkları spordan keyif alıyorlar ama “antrenmanı seven sporcu” derseniz, ben duymadım. Antrenman, başarı için katlanılması gereken bir şey sadece.
Ağırlık Çalışmak – Vücut Geliştirmek Spor mudur?
Bodytr’de yazılanları okuduğunuza göre siz de ağırlık çalışıyorsunuz ya da çalışmak istiyorsunuz. Gelin bu konuda biraz düşünelim: Yaptığımız / yapacağımız şey nedir? Yapma sebebimiz nedir?
Yukarıdaki tanıma göre, ağırlık çalışmaya spor dememiz doğru değil. Yapılan şey, antrenman sadece. Maksat, vücuttaki kasları geliştirmek. Bu gelişmenin özel bir performans arttırıcı etkisi hedeflenmiyor. Vücut geliştirme antrenmanı, bir oyun değil. Seyretmesi ve yapması da keyif vermiyor. İlk başlayanlar hariç, kimse kimseyle yarışmıyor.
Yine, yukarıdaki tanıma göre, vücut geliştirme müsabakalarına katılanlar da sporcu değiller. Antrenmanda geliştirdikleri kasları sergiliyorlar sadece. VG (Vücut Geliştirme) yarışmalarında, poz vermekten başka gerekli olan bir beceri yok. Kimin daha güçlü-hızlı-dayanıklı olduğuna bakılmıyor. Bir nevi güzellik yarışması.
Peki, eğer vücut geliştirme spor değilse ve yapılan antrenmanlar çok zor ve eziyetliyse bu kadar insan deli mi? Profesyonel vücutçular bu işten para kazandıkları için, antrenmanlarda çektikleri eziyete katlanmaları anlaşılır. Peki ya amatörleri nasıl açıklayacağız? Adamlar bir de üstüne para veriyorlar!

Ağırlık Çalışması Yapmanın Esas Sebebi Sağlık mı?
Ağırlık çalışması sağlığa faydalı olduğu için yapıldığı ileri sürülebilir. Tabii ki sağlığa faydalı. Hatta çok çok faydalı. Kalp damar ve akciğer sağlığı için bire bir. Yaşlılıkta gerçekleşen kas kaybı ve kemik erimesinin en iyi önleyicisi. Şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve yüksek tansiyonun en iyi ilacı. Depresyonu önleyici etkisi de biliniyor… Ama sebep bunlar mı? Zannetmiyorum.
Etrafımızda birçok insan kendisine zararlı olduğunu bildiği şeyleri yapmaya devam ediyor. Şişmanlar yemek yemeye, sirozlular içmeye devam ediyorlar. Zayıflamak için kısa sürede eziyetsiz çözüm vadeden uyduruk ürünlerin çok satması da bu sebeple. Herkes, “çalışmadan sonuç” peşinde.
Bence, sadece “sağlığa faydalı” diye kimse kendine bu eziyeti etmez. Hatta sadece estetik bir görüntü sağlamak için bile ağırlık çalışılacağını zannetmiyorum. Büyük çoğunluk liposuction (yağ aldırma ameliyatı)’a para vermeyi her zaman diyet ve egzersize tercih edecektir. Tabiatımız böyle, ne yapalım.
İşin Aslı Astarı
Olay faydasında değil, antrenmanın kendisinden alınan keyifte bitiyor. Başlama sebebi ne olursa olsun, uzun süre devam edenlerin hepsi antrenmandan keyif aldıkları için yapıyorlar. Peki, nedir bu alınan keyif? Yazının başından beri “spor keyiflidir, antrenman değil” demiyor muyum? İşte bu önermenin her durumda doğru olmadığını düşünüyorum. Bazı özel sebepler bunu böyle kılıyor.
Aklımın erdiği birkaç sebebi liste hâline getirdim. Buyurunuz efendim:
1. Hobi
Belli bir süre ağırlık çalışanlarda bu iş bir hobi hâline gelmeye başlıyor. Yani, amatörce ve sadece keyif için yapılan bir şey oluyor. Bu konuda konuşmak, okumak, bilgi edinmek ihtiyacı ortaya çıkıyor. Hobi sahibi olan insanların -genel olarak- hobisiz insanlara kıyasla daha mutlu bir hayat sürdüklerini bildiğimize göre, bu, büyük bir motivasyon…
2. Yalnızlık (Kendine Vakit Ayırma)
Özellikle aile sahibi olanlar için bu önemli bir neden. Ailenizle ne kadar mesut olursanız olun, zaman zaman tek başınıza 1 saat geçirmek büyük ihtiyaç. İş-aile-şehir üçgeniyle beyni çok meşgul eden modern hayatta, haftada birkaç gün böyle bir ara verebilmek insanı çok mutlu ediyor. Tabii ki bu ihtiyacı karşılamak için salonda da kimseyle muhabbet etmemek veya beraber çalışmamak lazım.
2(a). Meditasyon
Bu da “yalnızlıkla”la bağlantılı. İnsan tek başına ciddi bir antrenman yaptığı zaman konsantrasyonunu tamamen ağırlıklara ve hareketlere vermek zorunda. Bu durumda günlük problemlerin hiçbiri kafada kalmıyor. Beyin tamamen stresten arınarak boşalıyor. Bu tip derin konsantrasyonun da meditasyondan hiçbir farkı yok. Meditasyon yapanların ise daha sağlıklı ve mutlu olduklarını destekleyen araştırmalar vardır:
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/11305069 (Kanser hastalarında meditasyonla stres azalması ve moral artımı üzerine bir araştırma.)
3. Ait Olmak
Yukarıda bahsettiğim “yalnızlığın” aksi yönünde bir nedendir “ait olmak”. Her ne kadar zaman zaman yalnız kalmak gerekli bile olsa, hepimizde bir topluluğa ait olmak içgüdüsü var. Doğuştan gelen bir şey bu. Ağırlık çalışmaya başladığımız zaman, toplumun çok küçük bir yüzdesinin ait olduğu bir gruba katılıyoruz. Hem gittiğimiz salonda tanıştığımız insanlar, hem de başka vesileyle tanıştığımız antrenman-keşlerle karşılıklı yakınlık hissediyoruz. Masonluk gibi bir şey. Oturup bu konuda uzun uzun konuşabilmek büyük keyif veriyor. Zaten biraz da bu yüzden millet forumlara katılıp muhabbet ediyor.

4. Kimyasal Bağımlılık
İşte burada, iş keyiflenmeye başlıyor. Ciddi yapılan bir ağırlık antrenmanından sonra beynimiz ağrı kesici ve “keyif” hormonu olan endorfin salgılıyor. Endorfinin -ki doğal morfin de diyebiliriz- alışkanlık yapıcı ve mutlu edici etkisi biliniyor. “Runners high” ya da (‘kafası güzel olmak’ deyiminden hareketle) “koşucu kafası ” denilen durum. Egzersiz ayrıca dopamin ve adrenalin de salgılattığı için “koşucu kafası”na bunların karışımının sebep olabileceği de düşünülebilir.
Tabii ki bu bağımlılık, morfinman olmak gibi değil. Sadece, antrenmandan sonra hissedilen o mutluluk arandığı için insan bir yerde antrenman müptelası oluyor.
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/18296435 [ Egzersiz ve opioid (Opidoid=afyon ailesi, ki bu ailede olup da dogal uretilen sadece endorfindir.) reseptörü bağlantısını gözlemleyen bir araştırma.]
5. “Yatırımın” Boşa Gitmemesi
Uzun zaman antrenman yapanlar bu kadar çaba boşa gitmesin diye de devam ediyorlar. “Bunca yıldır gidiyorum şimdi bırakamam” mantığı devamlılık getiren bir diğer etken.
6. Mutsuzluğun Önlenmesi
Antrenmana gitmek istemediğimiz ve ruhen zayıf olduğumuz anlarda, antrenmanı aksatmanın yaşatacağı vicdan azabı bize destek oluyor. Çok yorgunken, moralsizken salona gitmek için her zaman “antrenmanın vereceği mutluluk” vaadi yeterli olmayabiliyor. Bu anlarda “antrenman aksatmanın getireceği mutsuzluk” ise katılıyor. Kalkıp gidiyorsunuz. Ama deneyle sabittir, bozulmuş morali düzeltmek için antrenman bire bir.
Sizin sebepleriniz nedir?

Vücut geliştirme, body building ve fitness konuları hakkındaki bu yazıda kullanılan telif haklarıyla korunan görseller: Brian L. Romig, The Hamster Factor, robleto ve Cedric Wetzel Creative Commons lisanslarına uygun olarak kullanılmıştır.

“Kimyasal Bağımlılık” ve “Yalnızlık” başlıklarına tamamıyla katılıyorum. Ne zaman evde tek kalsam, canım sıkılsa ve kafama esse antrenman yapıyorum.
Çok güzel yaklaşımlar, insan okudukça a evet öyle diyor 🙂
benim bilgisayarda sizin site çok yavaş açılıyor neden acaba? diğer siteler gayet hızlı sorun bendemi?
Sorun, bence, iki yerde:
1- Evet, sitemiz oldukça ağır açılan bir site, bir sürü şey var her sayfada.
2- Bilgisyarınız ve internetiniz yavaşsa iyice geç açılıyor.
ve 3- İyi bir bağlantı ve ortalama bir bilgisayarda dikkate değer herhangi bir sorun yok.
Hmm gayet mantıklı sebepler =).Bir senedir bu sporu yapıyorum artık bağımlı hale geldim.Antrenmanı mecburen aksatmak zorun kaldığımda pişmanlık bile duyuyorum o kadar çok alıştım ki 😀
ben vücut geliştirmeye başlamadan önce düzenli bir şekilde şınav,mekik vb.
hareketler yapıyordum bir süre sonra göğüslerimin büyüdüğünü farkettim
ama sol göğüsüm biraz daha büyük şekilde gördüm komik olabilir. Sonra
body salonuna bakan bir abiye sordum abi “onları kafana takma eşitlenir onlar
zamanla” dedi. (yaşım.16) ben göğüslerimi nasıl eşitleyebilirim? Beni biraz
aydınlatabilirmisiniz…. Benim evde 50 kg setim var düzenli bir program ile
çalışıorm. Bana yardım ederseniz sevinirim…Teşekkürler.
Gerçektende güzel yakalamışsınız hocam insanın kafasında bir şeyler netleşince o işe dahada iyi asılıyor şimdi her şey daha güzel 🙂
7 yıldır ağırlık çalışıyorum.(yalnızca üst bölge, ancak iyi bir koşucuyumdur).Kendimi ileri seviye olarak tabir ederim.
Ağırlık çalışıyorum çünkü HAYVANIM.
Aslında işin özünde herşey var. Emeklerimin boşa gitmemesi, sahip olduğum fiziksel gücümün dış görünümüme yansımasıyla insanların bana karşı bakış açılarının değişmesi, karşı cinse karşı daha iyi görünmek, zaman geçirmek…
“This is animal, you can handle it?..” diyorsun yani Hakan 🙂
Hepimiz hayvaniz zaten; evrim teorisi falan… DNA’miz %96 sempanze olduguna gore biraz daha aktif yasmak tamamen dogamiz geregi.