
Alkali Diyet ve alkali beslenme
Yazan: Dr. Murat Kınıkoğlu
Alkali Diyet, fibromyaljiden kalp krizine, kanserden astıma kadar pek çok hastalığın vücut asiditesinin artmasına bağlı olduğu görüşünü savunan “yanlışları doğrularından çok” bir beslenme rejimidir. Taraftarları sofra tuzu yerine Himalaya tuzu kullanır, sularına karbonat damlatır, bitkisel beslenmeyi önerirler. Bu arada tüm bunları yaparken doğru beslenip beslenmediklerini anlamak için her gün sabah idrarlarını toplayıp asidite ölçerler. En büyük hataları idrar PH’ını alkali yaptıklarında tüm vücudun alkali yönde değişeceğini sanmalarıdır. Bir apartmanın çöplüğünde hangi yiyecek artıkları olduğuna bakarak dairelerde oturanların hepsinin iyi beslenip beslenmediğini anlayabilir misiniz?
Kan PH değeri değişir mi?
Et, peynir, yumurta gibi hayvansal besinler idrarı asit yapar, buna karşılık sebze, meyve gibi bitkisel yiyecekler idrarı alkali tarafa çeker. Vücuttan atılan sıvıların alkali mi asit mi olduğu 0-14 arasında değişen bir ölçüm sistemiyle belirlenir. Tam ortadaki 7 rakamı ne asit ne baz yani “nötr” olarak kabul edilir. Rakam küçüldükçe (0’a doğru indikçe) asiditenin, büyüdükçe (14’e yaklaştıkça) alkalinin hâkim olduğu kabul edilir. Vücudumuzdaki organların ve gözyaşı, tükürük, idrar gibi sıvılarımızın asiditesi birbirinden farklıdır. Mide en asit organlarımızdan biri olup asit seviyesi 2,5-3 civarındadır. Kanın PH’ı 7,35 civarında olup sadece hastanın hayatını tehdit edecek ciddi hastalıklarda oynama gösterir. Vücudumuz kan PH’ını sabit tutacak pek çok mekanizmaya sahiptir, siz istediğiniz kadar suyunuza karbonat koyun veya alkali besinler yiyin, kanın PH’ı değiştiremezsiniz.
Vücudumuzdaki asit atığın çoğu hücrelerdeki faaliyetle açığa çıkan karbondioksitten ileri gelir. CO2 kanla akciğerlere taşınıp soluk vermeyle dışarı atılır. Bu nedenle vücudun en büyük asit dengeleyicisi böbreklerimiz değil akciğerlerdir. İdrarla atılan asit ancak ikincil bir rol oynar. Midemizde asitlenerek bağırsaklara geçen yiyecekler pankreas başta olmak üzere alkali salgı ve enzimlerin etkisiyle hemen nötralize edilir. Siz alkali su içseniz de içmeseniz de bağırsaklarınız bu nötralizasyonu yapar. Hayvansal ağırlıklı beslenme hem mideden fazla asit salgılanmasına neden olur hem de hayvansal gıdalardaki asidik amino asitlerin fazlalığı nedeniyle idrarla atılan asit miktarını artırır.
Alkali Diyet değil, alkali beslenme doğru
Suya karbonat damlatmak, Himalaya tuzu yemek, idrar asiditesini ölçmek gibi uygulamaları bir kenara bırakırsanız alkali beslenme aslında doğru bir beslenme şeklidir çünkü benim de savunduğum gibi hayvansal gıdaların azaltılıp bitkisel besinlerin artırılması esasına dayanır. Alkali beslenmenin bir yararı kemik erimesini engellemesidir. Fazla hayvansal proteinin idrarla kalsiyum atılımını artırdığını gösteren çalışmalar vardır. Framingham Çalışması magnezyum ve potasyumdan zengin meyve ve sebzeden zengin beslenmenin (4 yıllık bir sürenin sonucunda) kemik erimesi sıklığını azalttığını göstermiştir.
Alkali Diyetçiler idrarın veya tükürüğün asit seviyesini ölçerek doğru beslenip beslenilmediğinin anlaşılacağını söylüyorlar. Bunun için eczaneden idrar asit çubukları alıp sabah idrarına batırmanız gerekiyor. Normalde idrar PH’ı 5-8 arası değişir. Sabah idrarı gece mesanede beklediğinden daha asidik olup 6-6,5 arasında bir değer verir, akşam idrarı 6,5-7 arasında olabilir. Alkali Diyetçilere göre sabah idrar PH’ının 7’nin üzerinde olması idealdir.

İdrar asiditesi neden artar?
1) Hayvansal gıdalar, kırmızı et, tavuk eti, süt, beyaz un, işlenmiş yiyecekler, şeker, kahve, çay, alkol idrarı daha asit yapar. En asidik içeceklerden biri PH’ı 2,8 olan “kola”dır.
2) Kilo verme sırasında kasların yakılması asiditeyi artırır. Bir gün önce spor yapmışsanız sabah idrarınız daha asit olur.
3) Kronik stresin idrarı asit yöne çevirdiği gösterilmiştir.
Sonuç
Alkali Diyet sizin için değil, eczanelerde satılan idrar ölçüm çubuklarını üretenler, alkali su damlası üreticileri, Himalaya tuzu üreticileri ve pazarlamacıları için faydalıdır. Her sabah idrarı asidini ölçmek pek pratik olmadığı gibi size de bir faydası yoktur. İlk günler hoşunuza gitse de bir süre sonra karbonatlı su içmekten de bıkarsınız. Hem işin kolayı varken zora gitmek niye? Sağlıklı bir beslenme için hayvansal gıdaları mümkün olduğu kadar azaltın, işlenmemiş bitkisel gıdaları artırın yeter.
Fotoğraf: Bu yazıdaki fotoğraf(lar) DepositPhotos.com veya ShutterStock.com’dan temin edilmiştir. Zinde Türkiye Sağlıklı Yaşam ve Spor Dergisi, bodytr.com

Kusura bakmayında bu yazının amacını anlayamadım!başlığa gözatanlar için”karbonat filan hikaye”mesajı veriyor,içeriğe bakanlar için ise”karbonat ve alkali beslenme faydalı aslında da,çokta gerek yok”mesajı veriyor.Ciddi anlamda rahatsızlık verici ve amaçlı!bir yazı gibi geldi bana…o yüzden diyorumki;durmak yok,karbonata devam…bu siteye hiçmi hiç yakıştıramadım.