İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bakanlıklardan flaş adım: Dopinglere salon yasağı

kas-gelistirici-haplar

NOT: Bu yazı 2014 yılında yayınlanmış olup konuyla ilgili güncel uygulama için ilgili kurumlardan bilgi talep ediniz.

Bakanlıklardan flaş adım: Dopinglere salon yasağı

Yazan: İlşad Özkan

Bir süredir tehlikenin ayan beyan ortada olmasına, vatandaşların risk altında bırakılmasına muhtelif platformlarda tepkimi dile getiriyordum. Bugün akşam saatlerinde bu konuyla ilgili ulusal medyaya geçen bir haber beni çok mutlu etti. Bu habere göre artık spor salonlarında yasaklı maddeler satılmayacak. Şimdi sizler için, bu gelişmelerin açıklamasını yapacak, daha iyi anlaşılmasını sağlayacak ve ne tür etkileri olabileceğinden bahsedeceğim.

Anaakım medya yine olayı anlatamadı

Çağı yakalayamamış medya organlarınca, fitness gelişmelerini halka doğru şekilde anlatmak, kadın resimleri kadar önemli görülmediği için şaşırmadım. Bugün bu haberin ulusal medyaya ajanslardan servis edildiği gibi kullanıldığını görüyoruz, medya organlarının sağlık editörleri ise konuya uzak olduğundan açıklama yapamayıp konuyu ajanstan geldiği gibi yorumlayamadan kullanmışlar. “Ajanslar haberi Kas geliştirici ilaçlar eczanede satılacak” başlığıyla verdi üstelik. Halbuki, toplumda aminoasit tableti gibi ürünler de “kas geliştirici ilaç” olarak biliniyor (bakınız: Spor ilacı nedir). Bir diğer nokta ise, doping amaçlı kas geliştirici tıbbi ilaçların esas amacı zaten kas geliştirmek değildir ve kas geliştiriciler diye ifade edilmezler. Halk bilmiyor diye gelişigüzel, halk ağzıyla başlık atmanın sonucu bu olur tabii. Halk bilmiyorsa, öğreteceksin, yanlışı sürdürmeyeceksin.

Bu eksik ve hatalı haberler öyle bir etki yarattı ki, salon sahibi birçok arkadaşımız dahi neyin ne olduğunu anlamayarak, “Protein tozu, aminoasit hapı da mı satamayacağız artık?” diye bana sorular yöneltti. Sakin olun, öyle bir şey yok, şimdi size detaylarıyla bu gelişmenin getirdiği yeni durumu ve şartları açıklayacağım.

Peşinen söylüyorum, genelge ne zaman çıktı, nasıldı görmedim. Dolayısıyla ben de ajansların geçtiği bülteni baz alacağım ancak elbette ne anlama geldiğini sizlere doğru şekilde açıklayarak.

Yasaklı maddeler neler?

Haberdeki ifade aynen şöyle:

Son yıllarda da sıkça gündeme gelen ve tartışma konusu olan bu ürünlerin kontrolsüz ve hekim tavsiyesi olmadan kullanılmasının önüne geçmek adına ilaç grubundaki, büyüme hormonları, antibiyotikler, antihistaminikler ve antidepresanların reçetesiz olarak bilinçsizce ve amacı dışında kullanımını önlemek amacıyla Bakanlığımız Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından, illere gerekli denetimlerin yapılması için gerekli uyarıda bulunulmuştur.

Diğer maddelerle ilgili ifade ise şu:

Açıklamada, Anti Doping Ajansı’nın (WADA) yasak ilaçlar listesinde yer alan, takviye edici gıdalar, sporcu gıda veya gıda karışımı ürünlerin, ülkeye kaçak yollardan girmesinin ve reçetesiz veya izinsiz kullanımının engellenmesi amacıyla Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında çalışmalar yürütüldüğü bildirildi. Hemen söyleyelim, WADA listelerinde herhangi bir ürün adı geçmez, etken maddeler üzerinden kuruludur bu listeler.

Bakanlıklarımız yeni bir madde ya da madde grubunun spor tesislerinde satışını yasaklamıyor. Zaten hekim kontrolünde kullanılması zorunlu olan ilaç grubundaki tüm maddelerin eczaneler dışında satışı yasaktı. Sporda doping amaçlı kullanılan ve sağlığa zarar riski daha büyük olan belli başlı tüm etken maddeler, zaten reçeteli satılıyor. Ancak Ventolin gibi reçetesiz satılan çeşitli ilaçlar da doping amaçlı kullanılabiliyor. Öyleyse, “Zaten yasak olan mı yasaklandı?” diyebilirsiniz, ancak öyle değil.

Bakanlığın bu yeni genelgesinin önemi, kendisine bağlı spor tesisleri için açıkça bir yasaklama getirmiş olması ve olası bir durumda yaptırımları hızlıca uygulamanın yolunun açılması, ayrıca da denetimlere bir dayanak oluşturulması diyebiliriz. Bugüne kadar ilkyardım dolabında bile doğru düzgün sağlam ürün bulundurmayan birçok salonda doping amaçlı ürünlerin depo edildiğini gördüm. Yahut işletmenin başka yerlerinde bunlar bulundurulabiliyordu, en olmadı, dışarıdan tutulduğu yerden veya satan adamın evinden getiriliyordu. Bu yeni düzenleme, salonlardaki satışın tam olarak önüne geçmeye yetmez ancak salonların eskisi gibi pervasızca doping istifi yapmalarının önüne geçer.

İlaç dışı diğer yasaklı maddeler ise, salon sahipleri buraya çok dikkat edin, WADA tarafından yasaklanan maddeler. WADA listesinde hem ilaç grubundan hem de takviye edici gıda grubundan ürünler yer alabilir. Örneğin bazı ülkelerde yasal olan, mesela ABD’de yasal olan takviye edici bir gıda WADA yasaklı listesinde bulunabilir. Bu, kapsamlı bir ifade olduğundan kurallara uyduğunuzdan emin olmak için bundan böyle WADA listesini de takip etmenizde fayda olabilir, çünkü mesela –önceden satan var mıydı bilmiyorum da– kafein tableti satamazsınız demektir bu. Çünkü kafein, evet bildiğimiz kahvedeki kafein, WADA listesindeki yasaklı bir maddedir. Elbette kahvedeki dozajı değil de kafein tabletindeki dozajı durumunda bu yasaklı ürün demektir. WADA listesinde birçok madde vücuttaki miktarına, yani dolayısıyla kullanım dozajına göre yasaklanır. Örneğin birkaç bardak kahve içen sporcunun aldığı kafein doping kabul edilmez (bakınız: doping nedir). Bazı maddeler ise, dozajın az veya çok olduğuna bakılmaksızın kesinlikle yasaklıdır.

Sonuç olarak, bu demektir ki anabolik steroidlerle dayanıklılık artıran daha basit ürünler aynı listede olduğundan, aynı şekilde ihlal kabul edilecektir. Bundan sonra, özellikle yurtdışından getirdiğiniz ürünlere dikkat edin. ABD’de sorunsuzca ticareti yapılabilen çeşitli ithal ürünler, WADA listesine göre yasak etken madde barındırıyor olabilir. Dolayısıyla siz de bunları satınca genelgeye aykırı davranmış olursunuz. Bir başka deyişle, ha büyüme hormonu iğnesi satmışsınız, ha kafein tableti. Aralarında etki ve risk bakımından uçurum bulunan bu ürünlerin satışı durumunda karşı karşıya kalacağınız yaptırımlar aynı olacaktır. Yeni durum budur ve acil bir eylem planı olarak doğru bir uygulamadır. İlerleyen dönemlerde konu üzerine yetkin isimlerin çalışmalarıyla topykûn WADA listesini kabul etmek yerine daha detaylı ve yerine göre sağlıklı olmak kaydıyla esnek bir düzenleme gelebilir.

Salonlar tamam da ilaç depoları ve eczaneler nasıl denetlenecek?

İlaç grubuna giren doping maddelerinin temini benim gözlemlediğim kadarıyla 3 şekildedir. İster doğrudan kullanıcı alsın, ister aracı durumunda satıcılar alsın, kaynakları şunlardır:

1) Türkiye’deki bir ecza deposundan (bunlar zaten o depodan nasıl çıkıp salonlara düşüyor anlamış değilim).
2) Yurtdışından kaçak (orijinal ya da sahte olabilir).
3) Yurtiçi merdiven altı üretim (çoğunlukla sahte).

Dolayısıyla, aracı durumunda bulunan bazı spor salonları varsa da, ilaçların kaynağı kesilmeden satışlarda pek azalma olmayacaktır. Nitekim bir eczacı için doping maddesi barındıran ilaçların el altında satışı kârlı bir ek gelir kaynağı dır. “Üçgen barkod” gibi bakanlığın yeni uygulamalarının doping etkili ilaçlar için de geçerli olup olmadığını, ek bir önlem olup olmayacağını bilmiyorum.

Yani, ilacın satışı için tabiatıyla güvenmemiz gereken işletmeler olan eczaneler ve eczacılar bu ticarete girdiğinde durum ne olacak? (Kaldı ki zaten girmiş olanlar olduğunu göz önüne almalıyız.) Bu konuda ek bir önlem gündemde midir yahut “Yapmak isteyen her durumda bir yolunu bulup yapar, bunları satar. Dolayısıyla tam olarak engellemek mümkün değildir.” denilerek daha ileri gidilmeyecek midir? Kısmen katıldığım acı bir gerçek, zira yasaklar ve cezalar nihayetinde ancak önlem seviyesinde kalabilir. Öyleyse, ne yapılabilir? Benim bu soruya cevabım, cezaları artırarak ticaretin cazibesini azaltmaktır. Bu olduğunda, art niyetli gözükara bir eczacı bile “değmez” düşüncesiyle bu ticarete kolay kolay yanaşmayabilir.

Burada ifade etmek isterim ki sporda doping konusu çok su götüren, çok tartışmalı bir konudur. Hatta sanırım bir yazımda yazmıştım, ya da yazmaktan vaz mı geçmiştim hatırlamıyorum tam, ancak şöyle bir düşüncem olmuştu, “Dopingin elit sporcularda devlet ve hekim desteğiyle kullandırılabilmesi de teorik olarak bir olasılıktır.” Yani, doping karşıtlığımın temeli, halkın korunmasıdır. Halktaki amatör, sağlık durumu meçhul kimselerin risklerin kucağına, birilerinin kazanç hırsı yüzünden atılmamasıdır. Devlet buna karşı mutlaka önlem almalıdır. Spordaki doping konusu ise, bu yazımın konusu değil.

Profesyonel ve elit sporda doping, apayrı bir konu ancak halk dopingden ve bu işin “torbacılarından” korunmalıdır. Zira gerek bu konuya dair eğitim seviyesi düşüktür, gerekse sağlık kontrolleri imkânı çok kısıtlı yahut yoktur ve alacağı herhangi bir doping maddesinin kendi özel ve farklı sağlık seviyesi için ne tür bir risk yarattığından tamamen habersiz olacaktır. İşi, tamamen şansa kalmıştır. Bu, kabul edilemez ve karar burada vatandaşın kendisine bırakılamaz çünkü bilse zaten muhtemelen kullanmazdı. Bu sebeple, ilaçların esas kaynaklarının da önünü kesmek, sadece kas geliştirmek isteyen birine sırf kendi çıkarı için doping satan birinin de önüne geçebilmektir. Doping konusunun amatör spor kültürüne, sağlıklı yaşam kültürüne zararı ortadadır. Ayrıca ortalık doğru düzgün emek vermeden, kolayca kas kazanmış kas kafalarla dolmaya başlamıştır. Düzenli spor yapan birinin efendice olan zihniyet ve tutumunun zerre kadarı bu gibi kimselerde görünmemektedir.

Salonların merak ettiği konu: Takviye gıdalar salonlarda satılabilecek mi?

Elbette, satılmasında bir yasak söz konusu değil. Ülkemizde resmen satışı gerçekleştirilebilen tüm takviye edici sporcu gıdaları zaten kanun ve kurallarımıza uymaktadır. Bunların satışında bir kısıtlama yapılması veya salonların bu meşru ek geliri kapısının kapatılması söz konusu değildir.

Bir sözüm de yeri gelmişken takviye gıda kullanmayı düşünenlere. Benim hep söylediğim gibi, sporun tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Eskiden takviye edici toz mu vardı? Bu gibi şeyler zaruret yahut olmazsa olmaz değildir. Kullanılması çoğu durumda gerekli değil ancak bazı durumlarda takviye gerekebiliyor, ki bunları zaten yazılarımızda size anlatmaya çalışıyoruz. Bu gibi durumlarda da şart değil ancak bir seçenek olarak bu gibi ürünlerin doğru düzgün olmak kaydıyla kullanımı söz konusu edilebilir.

Bu gelişme fitness sektörü ve salonların da menfaatinedir

İlk etapta olay tam idrak edilmeden sektörde tepki doğdu. Ben bunlara hiç katılmıyorum. Bu gelişme, salonlarımızın hepsinin menfaatinedir. Artık spor salonlarında vatandaşlara sattığınız yasal ve zararsız sporcu destek ürünlerini “aklamak” için uzun uzadıya basit gerçekleri tekrar tekrar anlatmanıza gerek kalmamıştır. Salonlarda yasaklı maddelerin satılmadığını bilen, gören ve anlayan kullanıcılar, yasaklı ve yasaksız maddeleri tanımasalar bile salonlarda yasaklı ve zararlı ürünlerin teşhir ve satışının gerçekleşmeyeceğini bileceklerdir. Toplumda sporcu destek gıdalarına olan cehaletin de önüne geçmekte atılan bu adım çok önemlidir, sektörün menfaatinedir.

Bu gelişme neden önemli?

Bu gelişmenin önemi, devletin az veya çok demeden toplum sağlığını tehdit eden bu konu üzerine kararlılıkla gittiğini göstermesi bakımından benim açımdan oldukça önemli. İlgisizlikten, görmezden gelinmesinden, iş işten geçtikten sonra laf ve görünüşü kurtarma düzeyinde kalan açıklamalardan bıkanlara ilaç gibi geldi bu gelişme.

Bizler, vatandaşlar olarak kendi devletimizin bizi önemsediğini, koruduğunu, istisnasız her alan ve her konuda görmek istiyoruz. Bunu göremediğimizde, devlete olan güvenimiz sarsılıyor ve gerek bireysel gerekse toplumsal düzeyde yeni bir sorunumuz oluyor.

Atılan bu adımla daha iyi bir duruma gelen kontrolsüz doping kullanımında, az sayıda da olsa bu işin içinde bulunan salonlara gerekli mesaj verilmiş oldu ve onların maddi çıkar hırsıyla bu birey-devlet ilişkisine zarar veremeyeceği, buna göz yumulmayacağı resmen ifade edildi. Bu saatten sonra bu alandaki kontrol ve ilginin adım adım tekamüle ererek ideal seviyeye geleceğini umut edebiliriz. Ve bu saatten sonra denetim ve kontrol mekanizmalarını aşarak birilerinin zararına aracılık eden salon olursa, oraya “suçlu” diyebiliriz. Bugüne kadar devletin göz yumma olarak algılanabilecek duruşundan ötürü suçlulardan çok, suçluyu engellemeyen sisteme kızıyorduk. Artık, en azından salonlarda doping konusunda, devletin teorik ve kanuni anlamda gereğini yerine getirdiğini biliyoruz. Bu genelgeler pratiğe yansıdığında spor merkezlerine biraz daha fazla güvenebiliriz. Dilerim, devletin sağlıklı yaşam ve spor kültürüne gösterdiği ilgi mükemmelleşir ve sağlıklı yaşam ekseninde hizmet veren her yere gönül rahatlığıyla gider, çocuklarımızı endişe ve korkuyla değil, devletten ötürü duyduğumuz bir güvenle teslim ederiz. Haberdeki şu sözler dilerim yalnızca lafta kalmaz:

İlacın hekim tavsiyesiyle yalnızca eczanelerden alma konusundaki hassasiyetin hayati önem taşıdığı belirtilerek, Bakanlığın bilinçli ilaç kullanımı konusunda halkı bilgilendirmeye yönelik gerekli tanıtımları yapmaya, eczacı ve hekimlere yönelik eğitim, izleme ve değerlendirme çalışmaları yürütmeye, halkın sağlığı için insan sağlığını tehdit eden uygulamaları kararlılıkla denetlemeye devam edeceği bildirildi.

Bu günleri görmek dileğiyle, sağlıklı ve zinde nesillere…

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.

Fotoğraf: Bu yazıdaki fotoğraf(lar) DepositPhotos.com veya ShutterStock.com’dan temin edilmiştir. Zinde Türkiye Sağlıklı Yaşam ve Spor Dergisi, bodytr.com

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir