İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bisikletle Kuzey Kıbrıs Gezisi

2025 YENİDEN YAYIN NOTU: Bu yazı 2011 yılında yazılmış olup aradan geçen yıllarda çeşitli konularda değişiklik olmuş olabilir. Arşiv amacıyla yazı saklanmıştır.

Caretta Caretta’ların Kadim Sahili: Kıbrıs

Yazan ve Fotoğraflayan: Mustafa İlkuçan

İlkokulumun adı Cengiz Topel’di. Cengiz Topel, Kıbrıs’ta şehit düşmüş bir Türk pilotuydu. Okulumuzda iki metrelik tekerlekli ayakları üzerinde üç kişi tarafından itilerek yürütülen bir uçak vardı. Ben bayramlarda –soyadım da uygundu buna– pilot olarak o uçağın koltuğuna oturur, Cengiz Topel olur, yüksekten halkı selamlar, vali ve belediye başkanının önüne geldiğimde hemen önümdeki kafeste bulunan barışın sembolü beyaz güvercinleri uçururdum. Pek çok politikacı, siyasetçi, asker, diplomat, uluslararası kuruluşlar… Niceleri beyaz güvercinler uçurdular, zeytin dalları yolladılar barış için. Görünüşte bir barış var sanki ama neden herkes mutsuz? Neden herkesin onlarca sorusu var hâlâ?

Deniz otobüsünün rahatsız koltuklarında Türkiye’ye dönerken bunları düşünüyorum.

Uzun zamandan beri planladığım bisikletle Kuzey Kıbrıs gezisini tamamladık. Teklifime hemen evet diyen genç arkadaşım Tarık Olcan’la birlikte, bisikletlerimizi Alanya’dan Taşucu’na otobüsle, Taşucu’ndan Girne’ye de deniz otobüsüyle götürüp adanın çevresinde yaklaşık 500 km.lik bir yolculuk yaptık. Adanın tüm sahillerini ve büyük kentlerinden ikisini gezdik. Lefkoşa’da yalnızca geceledik, denizlerinde yüzdük, yemeklerinden tattık, insanlarıyla konuştuk.

Bisikletle Gezmek, Doğa ve İnsanla İç İçe Olmamızı Sağladı

Gezinin bisikletle yapılması özellikle benim için çok önemliydi. En azından insanca bir hızda yolculuk edecektik; görecek, koklayacak, duyacaktık. Gerçektende öyle oldu. Çoğunluğu Tarık’ın bisikletine bağladığımız römorkta olmak üzere; çadırımız, uyku tulumlarımız, mutfak malzemelerimizle her akşam başka bir sahilde kamp kurduk, başka bir kumsalda yürüyüp başka bir koyda denize girdik, başka başka insanlarla sohbet ettik. Rotamızı adanın kuzey sahilinden doğuya, Karpaz Yarımadası’na doğru çizdiğimiz için, ikinci günden itibaren şehirden uzaklaşıp Kıbrıs doğasının içine daldık. Yavaş yol aldığımız için yolumuzdaki tüm çiçekleri gördük, kokladık, yolumuza çıkan tüm hayvanları izledik, tanıdıklarımızı tanımadıklarımızı konuştuk, seslerini dinledik, rüzgârların bize getirdiklerini kokladık. Asıl amaçlarımızdan biri Karpaz eşeklerini görmekti. Çok şanslıydık, birçok eşek gördük.

Kuşlar, Yolculuğumuza Eşlik Etti; Yılanlarsa Çoktan Ruhunu Teslim Etmişti

Adaya özgü bir tür olan Karpaz eşekleri ile ilgili ilk kaynak 1878 yılına ait. Bildiğimiz eşeklerden biraz daha iriler ve değişik renkleri var. Ormandan kuş, tilki, çakal sesleri dinlemeye alışkın biz Akdenizliler için ormandan gelen eşek anırmaları çok ilginçti gerçekten. Yolculuğumuza en çok kuşlar eşlik etti. Özellikle sabahın erken saatlerinde kuşlara bakıp onları dinlerken kilometrelerin nasıl geçtiğini anlamadık. Atmacalar, şahinler, arı kuşları, kargalar, baykuşlar, martılar… sayamadığım, tanımadığım daha niceleri.

Yılanlarıyla meşhur Kıbrıs’ta ne yazık ki gördüğümüz tüm yılanlar ölüydü. Asfaltın kenarında, üzerinden otomobil geçmiş en az on beş tane yılan gördük. Yanında tilkiden kirpiye, baykuşa, atmacaya kadar bir sürü hayvan.

Kıbrıs Sürücüleri Bizi Şaşırttı

Kıbrıs güzel yollarla bağlamış her yeri birbirine. Sürücüler çok hızlı ama aynı zamanda çok saygılılar; trafik yüzünden hiçbir tehlike yaşamadık. Alanya’da korkudan yol yerine kaldırımları kullanan biz bisikletliler; yokuş çıkarken korna çalmadan sabırla arkamızdan gelen, kavşağa girdiğimiz anda duran ve biz geçinceye kadar hareket etmeyen sürücülere şapka çıkartıyoruz.

Deniz Kaplumbağalarının Yumurtlama Alanı

Karpaz Yarımadası’nda iki gece kamp yaptığımız Altın Kumsal –ya da diğer adıyla Kaplumbağa Sahili– birkaç kilometre uzunluğunda pırıl pırıl bir kumsal. Caretta caretta’ların üreme alanı olduğundan koruma altında. Yoldan deniz kıyısına kadar tahta köprüler yapılmış her yere. Köprü dışına basmak, otomobille sahile girmek yasak. Yeni doğan kaplumbağalar her yıl burada yaşayan insanlar ve ziyaretçilerin gözetiminde denize koşuyor. Kaplumbağa Derneği Başkanı olan kampımızın işletmecisi Hasan Korkmaz’la haberleşip, kaplumbağaların denize koşma vakti olan ağustos ayında onları seyretmek, yardımcı olmak ve görüntülemek için belki yine gideceğiz Kıbrıs’a.

Kıbrıs Bir Açıkhava Müzesi Gibi

Başta Karpaz Yarımadası’nın ucunda bulunan Apostolos Andreas Manastırı olmak üzere her yer manastır, kilise dolu. İrili ufaklı onca manastırın kimi korunmuş, kimi harap hâlde. Magosa Kalesi, Girne Kalesi, ünlü Türk şairi Namık Kemal’in Venedik Sarayı’ndaki zindanı (şimdi bir müze) gibi birçok tarihî eser de ziyaretçileri bekliyor Kuzey Kıbrıs’ta.

Peki, Ya İnsanlar?

Adalı olmak, adada olmak zordur. Adalara olan özel merakımdan bilirim bunu. Hele Kıbrıs gibi bir adada olursan ve yukarıdan uzanmış bir çomak karıştırıp durursa ortalığı… Yatırım yok, iş yok, turizm yoksa ve herkesin dilinde bir “ambargo’’ lafı varsa… Yok yok, siyaset falan konuşmuyorum; kaldığımız her akşamda, oturduğumuz her sofrada konuşulanların özetini yazıyorum yalnızca.

Adada olmak, adalı olmak zordur gerçekten. En güzeli adada turist olmaktır sanırım.

Kıbrıs’a Ulaşım ve Kıbrıs’da Konaklama

Ulaşım

Kuzey Kıbrıs’a Mersin, Alanya ve Taşucu’ndan deniz otobüsü ve feribot seferleri var. Fergün Denizcilik (http://www.fergun.net)’ten gerekli bilgileri alabilirsiniz. Alanya’dan yapılan seferler sadece yaz sezonunda var. Havayolu için Atlas Jet, Pegasus, Anadolu Jet gibi pek çok seçenek bulunuyor. Türk vatandaşları nüfus cüzdanlarıyla giriş yapabiliyor.

Konaklama

Önce kamping konusunu anlatayım. Kıbrıs’ta kamping deyince; karavanların yazlık ev gibi konuşlanıp yıllarca hiç hareket etmeden durdukları bir yer akla gelmeli. Hareket eden bir karavanın ya da çadırlı gezginlerin konaklayabileceği kamp alanı olarak sadece üç yer tespit edebildik. Bir tanesi Girne – Karpaz arasında bulunan Kaplıca bölgesinde Girne’den 70 km uzaklıkta. Yerleşik karavanlara ait bir yeri de bulunan kamping alanında geceliği 15 TL’ye çadır kurabilir; duş, tuvalet ve restoranından faydalanabilir; denize girebilir ve koyun iki yanındaki kumul kayaçlardaki ilginç oluşumları görebilirsiniz.

Karpaz bölgesinde Kaplumbağa Sahili diye anılan bölgede Hasan’s Turtle Beach, karavan yerleşiminin olmadığı, bungalov ve çadır konaklaması yapabileceğiniz bir yer (http://www.hassansturtlebeach.com). Burada kişi başı konaklama günlük 10 TL. Zaten biz gezi boyunca otobüs, deniz otobüsü giriş çıkış vergileri dâhil kişi başı toplam 400 TL harcadık.

Bir de Magosa’ya 10 km uzaklıkta Kamp-Der’in Kocasinan Kamp Alanı var. Ormana ait alanda yerleşip kalmış karavan sahipleri bir dernek kurup araziyi devletten kiralamışlar. Karavanlar yavaş yavaş eve dönüşmeye başlamış, sezon dışı olduğundan kanalizasyon çalışması yapıyorlardı. Bizden para falan almadılar.

Otellere gelince; Girne, Lefkoşa ve Magosa’da seçenek çok. Günlük 40 TL’den başlayan ve yukarı doğru giden fiyatlarla beğendiğiniz yerde konaklayabilirsiniz. Ancak Karpaz tarafı biraz sıkıntılı otel bakımından.

Trafik

Bildiğiniz gibi Kıbrıs’ta trafik bize göre ters taraftan işliyor. Biz bisikletli olduğumuz için yavaş olmanın avantajıyla kolay uyum sağladık. Eğer otomobil ya da motosiklet kullanacaksanız alışana kadar daha dikkatli olmalısınız. Tam alıştım derken dalgınlık anında kendinizi ters yönde bulabilirsiniz. Deli dolu ve süratli ama bir o kadar da saygılı Yavru Vatan sürücülerine buradan tüm bisikletliler adına teşekkürler.

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.


4 Yorum

  1. Samime Ünlü Sonugüler Samime Ünlü Sonugüler 10 Temmuz 2011

    Çok güzel bir gezi yazısı olmuş. Emeğinize sağlık.

    • Mustafa İlkuçan Mustafa İlkuçan 10 Temmuz 2011

      Teşekkür ederim.

  2. Volkan Alagöz Volkan Alagöz 11 Mart 2012

    Çok güzel bir yazı olmuş resmen yaşadım o duyguyu bende böyle birşeyi çok isterim teşekkürler bunu paylaştığınız için

    • mustafa ilkuçan mustafa ilkuçan 11 Mart 2012

      Ben teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir