Günübirlik İznik Gezisi

Beşinci İklimin Yaşandığı Yer: İznik *

Yazan ve Fotoğraflayan: Özlem Üçüncüoğlu

Yemyeşil göl kenarı, tarih kokan sokakları, el emeği göz nuru çinileri ile İznik, şehir yaşamından bir günlüğüne de olsa kaçmak isteyenler için biçilmiş kaftan. İznik’e ilçe demek pırlantaya sadece taş demek gibi geliyor bana. Tarihi M.Ö. 2500’lere kadar uzanan İznik, tarih boyunca dört medeniyete ev sahipliği yapmış yüz ölçümü olarak küçük ama tarihi ile büyük bir yer.

Göl Kenarında Kahvaltı

Sabah erkenden yollara düşün bence. Kahvaltınızı göl kenarında yapın. Sonra atın kendinizi ara sokaklara. İznik’in sokaklarını dolaşmaya başladığınızda Roma, Bizans ve Erken Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda eser göreceksiniz. Ayasofya Kilisesi, Roma döneminden kalma kent surları, anıtsal Lefke ve İstanbul Kapıları, Süleymanpaşa Medresesi, Hipoje mezar odası ve Yeşil Cami görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Çinili Minare

Kentin tam ortasında yer alan Ayasofya bence ilçenin en güzel eseri; Bizans döneminde kilise, Osmanlı döneminde cami olarak kullanılmış bir yapı. I. Dünya Savaşı’nda yanmış ve 2007’de tekrar ziyarete açılmış. Süleymanpaşa Medresesi ise şimdilerde çinilerin satıldığı atölyeler tarafından kullanılıyor. Buraya uğramadan dönmeyeceğinize eminim. İznik denince akla ilk gelen yapı Yeşil Cami ise adını çinili minaresinden almış. Tek kubbeli camiler içinde en meşhur olanı bu sanırım.

Tatlıya Yer Ayırın

Yorulup soluklanmak ve yemek yemek istediğinizde mutlaka uğramanız gereken yer Köfteci Yusuf. Eski adı İmran Izgara olan restoran, sadece turistlerin değil yerli halkın da tercihi. Servisi çok hızlı ve yemekleri çok lezzetli. Köfte yemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Bir de midenizde tatlı için yer ayırın ve tatlınızın üstüne mutlaka kaymak isteyin.

Günü bitirip güneşi batırmaya hazır olduğunuzda gezinize noktayı koymak için istikamet Abdülvahap Tepesi.

İznik’in tepesinde güneş batarken hepinize iyi seyirler…

Yazı ve Fotoğraflar : Özlem Üçüncüoğlu http://www.pinsinmymap.blogspot.com

*

Bu ifade Evliya Çelebi’ye aittir. Evliya Çelebi, 1648 yılında ziyaret ettiği İznik için şöyle yazmıştı: “Burası beşinci iklimin yaşandığı yerdir. Suyu ve havası çok güzeldir. Bu gölün çevresinde 45 tane köy vardır ki, bunlar bağlı bahçeli, camili, hamamlı, küçük birer çarşılı mamur köylerdir. Bu gölün suyunda, civar ahali çamaşır yıkar. Hiç sabun sürmedikleri hâlde yine de bembeyaz olur. Bu gölde 70 çeşit balık bulunur.”