
Obeziteyle İlgili Kanserlerde Alışveriş Yaptığınız Yer Önemli
ABD’de obezite oranları alarm verici seviyelerde: Yetişkinlerin %40’ından fazlası obez, %70’ten fazlası fazla kilolu. University of Connecticut’ın yeni araştırması, sağlıklı gıda marketlerinin yakınlarda olmasının obeziteyle ilişkili kanser riskini azaltmada yeterli olmadığını gösteriyor. GPS tabanlı veriyle geliştirilen yeni bir indeks, insanların alışveriş alışkanlıklarının kanser mortalitesiyle daha güçlü bir bağlantısı olduğunu ortaya koydu. Bu bulgular, obeziteyle mücadelede davranış odaklı politikaların önemini vurguluyor.
ABD’de obezite, yetişkinlerin %40’ından fazlasının obez, %70’ten fazlasının fazla kilolu olduğu bir salgın boyutuna ulaşmış durumda. Bu acil sorunu çözmek için yaygın bir politika müdahalesi, sağlıklı gıda seçenekleri sunan yerel marketlerin sayısını artırmak. Ancak bu yaklaşım, tek başına bir çözüm değil ve araştırmacılar bunun nedenini anlamaya çalışıyor.
University of Connecticut’tan bir araştırma ekibi, ilçe düzeyinde tüketici davranışlarını anlamak ve insanların gıda alışverişi yaptığı yerlerle obeziteyle ilişkili kanser riski arasındaki ilişkiyi incelemek için yenilikçi bir araç geliştirdi. Bulgular, BMC Medicine dergisinde yayımlandı.
Araştırma Ekibi ve Yöntem
Bağlaşık Sağlık Bilimleri Bölümü’nden Doç. Dr. Ran Xu ve doktora öğrencisi Gaofei Zhang, Coğrafya, Sürdürülebilirlik, Toplum ve Kentsel Çalışmalar Bölümü’nden Doç. Dr. Peter Chen ile doktora öğrencileri Weixuan Lyu ve Congcong Miao, ve İsveç Göteborg Üniversitesi’nden Qinyun Lin, ABD genelinde yaklaşık 359.000 perakendeci için ulusal düzeyde GPS izlemeli hareketlilik verileri ve mahallelerde sağlıklı gıda erişimini gösteren konum verilerini kullandı. Bu veriler, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nden (CDC) 2015-2020 yılları arasındaki obeziteyle ilişkili kanser mortalite verileriyle karşılaştırıldı.
Xu, obezitenin kanserle bağlantısını şöyle vurguluyor:
“Obezite, kanserle yakından ilişkilidir ve her yıl erkeklerde yeni kanser vakalarının %5’i, kadınlarda ise %10’u aşırı obezite veya vücut ağırlığına bağlanabilir. Bu çok ciddi bir sorun.”
Yeni Bir İndeks: Aktivite Tabanlı Gıda Ortamı
Araştırmacılar, 2018-2019 yıllarında SafeGraph’ten alınan GPS verilerini ve InfoGroup’tan perakendeci konum bilgilerini kullanarak iki indeks geliştirdi:
- Aktivite tabanlı indeks: Her ilçedeki insanların sağlıklı gıda perakendecilerine yaptıkları ziyaretlerin, tüm gıda perakendecilerine yapılan toplam ziyaretlere oranı.
- Konum tabanlı indeks: Her ilçede bulunan sağlıklı gıda perakendecilerinin, tüm gıda perakendecilerine oranı.
Sağlıklı gıda kaynakları olarak marketler, büyük depo kulüpleri ve çiftçi pazarları; sağlıksız gıda kaynakları olarak ise bakkallar ve fast-food restoranları tanımlandı.
Xu, bulguları şöyle özetliyor:
“Kısaca, insanların aktivitelerini ve nereye gittiklerini izlemek, konumdan çok daha güçlü bir şekilde obeziteyle ilişkili kanser mortalitesi olaylarını öngörüyor.”
Temel Bulgular
Araştırma, aktivite tabanlı indeksin, obeziteyle ilişkili kanser riskini öngörmede geleneksel konum tabanlı yaklaşımdan iki kat daha etkili olduğunu gösterdi. Bu, insanların gıda alışverişi için mahallelerinin dışındaki perakendecilere yöneldiğini ve sadece sağlıklı gıda marketlerinin yakınlarda olmasının diyet kalitesini iyileştirmede yeterli olmadığını ortaya koydu.
Ekipteki coğrafyacı Peter Chen, sosyodemografik faktörlerin bu ilişkideki rolüne dikkat çekiyor:
“Bu ilişki, özellikle İspanyol topluluklarda daha güçlü. Bu, ‘İspanyol Paradoksu’ ile açıklanabilir; İspanyol kökenli nüfus, dezavantajlı risk faktörlerine rağmen daha iyi sağlık sonuçları ve daha sağlıklı davranışlar sergileyebiliyor.”
Ayrıca, yüksek sosyoekonomik statüye (SES) sahip bireylerde bu ilişkinin daha belirgin olduğu bulundu. Chen, bunu şöyle açıklıyor:
“Yüksek SES’li bireyler marketlere gittiklerinde, sağlıklı ürünler satın almak için mali güce sahip. Bu, onların daha sağlıklı seçimler yapmasını sağlayabilir.”
Politika ve Davranış Odaklı Çözümler
Araştırmacılar, gıda çölleri (düşük gelirli ve market erişimi sınırlı bölgeler) gibi alanlara yeni marketler açmanın, insanların mahalle dışındaki perakendecilere yönelmesi nedeniyle beklenen etkiyi yaratmayabileceğini belirtiyor. Xu, bu durumu şöyle değerlendiriyor:
“Gıda çöllerine yeni marketler açmak, kaynakların yatırımı için mantıklı görünebilir. Ancak verilerimize göre, insanların gıda alışverişi çoğunlukla kendi mahallelerinin dışında gerçekleşiyor. Bu, gerçekten doğru yaklaşım mı diye sorgulamalıyız. Gerçek davranışlara ve aktivitelere odaklanmak, daha iyi politika sonuçları verebilir.”
Gelecek Adımlar
Araştırmacılar, geliştirdikleri indeksi kullanarak davranışları ve satın alma kararlarını daha derinlemesine anlamayı planlıyor. Şu anda yürüttükleri bir projede, gıda çöllerinde yeni marketlerin açılmasının etkisini GPS verileriyle sistematik olarak değerlendiriyorlar. Ayrıca, anketler gibi nitel araştırma yöntemleriyle, insanların neden mahallelerindeki sağlıklı marketlerde alışveriş yapmadığını (kolaylık, fiyat, marka sadakati veya diğer nedenler) anlamaya çalışıyorlar.
Bu çalışma, obeziteyle mücadelede davranış odaklı yaklaşımların önemini vurguluyor ve sağlıklı gıda erişimini artırmanın ötesinde, bireylerin alışveriş alışkanlıklarını anlamanın kritik olduğunu gösteriyor.
İlk yorum yapan siz olun