2025 yılı yeniden yayınlama notu: Aşağıdaki okuyacağınız yazı, sitemizin 10 yıllık aradan sonra yeniden açılması sonucu yayınlanmıştır. İlk yayın tarihi 2009’dur. Bu yazı, yazıldığı dönemdeki güncel olay, kişi, kurum, fiyat, ürün veya o döneme has bilgilere atıflar içeriyor olabilir. Bu unsurlarda değişiklikler olmuş olabilir. Yahut bahsedilen ürün, uygulama, hizmetlerle alakalı olarak yenilikler, çeşitlilikler, alternatifler de çıkmış olabilir. Aynı üründe farklı içerikleri olan ürünler çıkmış olabilir yahut ilgili ürün veya hizmetleri denetleyen kurum veya kuruluşlar değişmiş olabilir. Yazıda bahsedilen şirket, kurum ve benzeri her türlü tüzel kişilik el değiştirmiş olabilir yahut yetkilileri değişmiş olabilir; benzer şekilde bahsi geçen şahıslar iştigallerini değiştirmiş olabilir. Benzer şekilde zikredilen adres ve konumlar da artık geçerli ve doğru olmayabilir… Yazıyı okurken aradaki zaman farkını göz önünde bulundurarak her türlü bilgi, iddia ve tespitte aradan geçen bunca yıl içerisinde değişiklik olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurun ve gereken yerlerde bilgilerin geçerliğini kontrol ediniz.

BodyTR’nin Önsözü
Yumurta ve insan zekası başlığını taşıyan bu yazı sizi yanıltmasın. Bu yazıda yumurtanın zeka gelişimi ve muhafazasındaki olumlu yönlerinden pek bahsedilmiyor. Bu yazıya bu başlığın verilmesinin nedeni, insan zekasının neden “gün gibi gerçekleri” görmek istemediğiyle ilgili. Bana kalırsa çoğumuz önce bir sürü yalan bilgi sağanağına maruz kalıyoruz daha sonra da bu yalanlara sığınarak sağlıklı yaşamaya çalışıyoruz, halbuki bizim önümüze servis edilen bilgilerin nereden geldiğinden çoğumuzun haberi yok. Tek bildiğiniz falanca üniversitenin, falanca uzmanların araştırması oluyor olsa olsa. Sanki o uzmanları iyi tanıyoruz…
İşte bu şartlanmadan kurtulmadığımız müddetçe, gerçekleri kendimiz araştırıp kendimiz mukayese ederek bulmadığımız müddetçe, beslenme yalanlarıyla kendi kendimize kötülük etmeye devam ederiz. Daha sonra falanca modern hastalığa yakalanıp hastane hastane doktor doktor gezeriz, tonla ilaç yutup nerede yanlış yaptığımızı düşünüp dururuz, tabi ömrümüz elverirse !
İşte aşağıdaki iki yazıda geçen aylarda Bingür Sönmez’in sözlerinden sonra yazılmıştır. Ne gariptir ki Sayın Aydın gibi isimler kitlelere bu kadar kolay sesini duyuramadığı halde Sayın Sönmez anında gazetelerin Pazar eklerine manşet olmuştur. Ben bahsi geçen yazıyı ilk çıktığı gün okumuştum ve kendi kendime “Günaydın Sayın Sönmez” demiştim. Bana bu sözü söyleten şey yaptığım araştırmalar değildi, sadece her gün yumurta ve tereyağı yiyen 85 yaşındaki dedeme bakarak onların beslenmesindeki her şeyin yanlış olamayacağını düşünüyordum. Daha sonra bu kaynaksız düşüncelerim dürüst bilim adamlarıyla tanıştıkça kaynağını bulur oldu. Başka insanların sağlığı konusunda bilerek ya da bilmeyerek yanlış yönlendirmeler yapmayan vicdanlı, dürüst doktor ve bilim adamlarına çok teşekkürler.
Bana kalırsa bugün bu yazı sanıldığı kadar önemli değil çünkü artık köy yumurtası bulmak çok güç olduğundan yine gıda tüccarlarının köy yumurtasıyla kıyaslanamayacak kadar kalitesiz yumurta satışları artacaktır o kadar. Sizlerin de yorumlarını bekliyorum.
Bu yazıda kullanılan fotoğraf yumurtanın bahsedildiği gibi zararlı olmadığını bildiği halde yıllarca bunu söylemeyerek insanların sağlığıyla oynayan bütün “yumurta kafalı” bilim adamlarına armağan olsun (bu tip bilim adamlarının çoğu yurtdışındadır). Yumurtayı zararlı sananlara ve iyiniyetle hastalarına bunu söyleyenlere ise hiçbir lafımız yoktur (bu tip bilim adamlarının çoğu Türkiye’dedir). (BodyTR Editör)
Beslenme Bülteni Sitesinin Önsözü

Yıllar önce (26 Mart 1984) ünlü Time Dergisi yumurtayı kapak yapmıştı. Haftada 1 defadan fazla yemeyin diye. Geniş bir halk kesimi kolesterol lobisinin bu yalanına kandı. Onlara göre yumurta gibi kolesterol yönünden zengin besinlerin kandaki kolesterol seviyesini yükselttiği ve kalp krizi riskini arttırıyordu. İnsanlar yumurta yemeye korkar oldular. Aslında çok sayıda namuslu bilim adamı bunun yanlış olduğunu söylemesine rağmen seslerini yeteri kadar duyuramadılar. Binlerce ‘bypass’ ameliyatı yapmış ünlü bir kalp cerrahımız olan Prof. Dr. Birgün Sönmez geçen ay Star televizyonunda kendisiyle yapılan röportajda ‘yıllarca yumurtayı yasaklamakla’ yanlış yaptığını itiraf edince insanlar sarsıldı. Konunun yankıları devam ediyor. Bu nedenle bültenimizin bu sayısını ünlü edebiyatçı ve psikiatrist Uz. Dr. Kaan Arslanoğlu’nun yumurta ile ilgili ilginç yazısına ayırdık. Yazının sonunda editörümüzün yorumu da var.
Yumurta ve İnsan Zekası
Yazan: Prof. Dr. Ahmet Aydın
Star Haber’de Uğur Dündar’ın konuştuğu Prof. Dr. Bingür Sönmez yumurtanın itibarını iade etti! Sönmez hastalarına yıllarca yumurtayı yasaklamış, ama sonunda katıldığı bir kongrede söz konusu doğal besinin önemli bir zararının bulunmadığını öğrenmiş! Yumurtayı yasakladığı insanlardan özür diliyor! Ne çok ünlem işareti kullanmak zorundayım, ben de bunun için sizlerden özür diliyorum.
Prof. Dr. Bingür Sönmez Türkiye’de çok ünlü bir kalp cerrahı. Sözlerinin muhakkak bir hikmeti vardır. Zaten dikkat ederseniz ilk cümledeki tüm isimler ünlüdür, medyadır, medyatiktir. İşin aslı konuyla ilgili en önemli problemlerden biri de budur.
Tuhaf olan şudur ki, bundan yirmibeş yıl önce kanda yüksek kolesterol bulgularıyla başvuran hastalarına özellikle yumurta yemelerini öneren doktorlar biliyorum. Hem de istedikleri kadar. Dr. Bingür Sönmez’in yirmi beş yıl sonra ulaştığı noktada insanlara günde sadece bir yumurtayı artık yasaklamadığını koskoca bir kanalın ana haber bülteninde öğrendiklerinde acaba ne hissetmişlerdir?
Garip olan başka bir gerçek, Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Prof. Dr. Kenan Demirkol gibi ticari tıbba savaş açmış hekimler bu ülkede en az on yıldır doğru beslenme alışkanlıklarını öğretmek için mücadele veriyorlar. Söyledikleri bilimsel gerçeklerden biri de şudur: Kandaki kolesterolün yüksek olması tek başına tehlike değildir. Hatta iyi kolesterolün yüksekliği sevinilecek bir şeydir. Toplam kolesterol yükselişi olsa olsa bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterir. Asıl tehlike artmış insülin düzeyleri ve artmış insülin direncidir. Ve ayrıca, kanda kötü kolesterolü artıran şeyler, besin olarak alınan yiyecekler değildir, mesela yumurta değildir. Kolesterolü beden üretir. Bunu da en çok şekerden, karbonhidrattan, yani ekmekten, makarnadan, bisküviden üretir. Zararlı olan besinler bunlardır, kırmızı et, zeytinyağı, tereyağı değil, yumurta değil.
Konunun garip olan yanı söz konusu hekimler ve onlar gibi düşünenler pek çok araştırmaya dayanan bu gerçekleri sadece küçük muhalif medya organlarında değil, zaman zaman büyük medyada da dile getirirler. Lakin anlayan kim?
Her alanda aptalca önyargıların süregitmesinde daima ve sadece yönetenleri ve onların medyatik organlarını mı suçlamalıyız? Evet, onları da suçlamalıyız, hatta esas olarak onları suçlamalıyız. Bakın medyadaki reklamlara, yarıdan çoğu gıda reklamlarıdır. Para oradan geliyor, patron onlardır. Bu reklamı yapılan gıdaların da büyük çoğunluğu başlı başına zehir olan şekerli, unlu, karbonhidratlı gıdalardır. Bu durumda medyadan asla doğru beslenme mesajları beklemeyin, asla doğru uzmanların konuşmasını ummayın. Bir doğru mesaja karşın abartmasız en az on yanlış mesajı göze alın.
Ama Dr. Birgün Sönmez gibi arada sırada ve eksik çekinik doğru şeyler söyleyenler çıkarsa bunun toplumda doğru bir yönelime yol açmasını da asla beklemeyin. Ne kadar medyatik, ne kadar ünlü ve sevilir de olsalar, on tane Sönmez, on tane de Uğur Dündar gelse toplumdaki aptalca bilgisizliği, körcesine vurdumduymazlığı, andavalcasına önyargıları yıkamazlar.
İtiraf etmeliyim bir kez daha: İnsan zekasına hiç güvenmiyorum. Günde bir değil beş yumurta yeseler biraz düzelirler de, tam değil. Beslenme gibi hayli somut bir gerçeklikte değil mi ki tekrarlanan onca doğruya karşın yanlışta direniyorlar, daha soyut zekayı gerektiren toplumsal konularda pek fazla şeyler beklemeyin.
Yazdıklarımdan fazla bir şey anlamadıysanız ki, konuyla ilgili ilk kez böyle bir aykırı görüşle karşılaşmışsanız, size bir beslenme tarzından söz edebilirim: Taş Devri Beslenme İlkeleri. Bunun için www.beslenmebulteni.com adresinde çok ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz.
Taş Devri Diyeti
Kaan Arslanoğlu
Ahmet Aydın’ın Notu
Yumurtada bir canlıyı oluşturacak bütün ham maddeler mevcut. O nedenle yumurta değil, yumurtaya kötü diyenler kötüdür. İnsanların milyonlarca yıldır yedikleri mükemmel bir gıda nasıl böyle yerin dibine batırılır?
Yıllar önce (26 Mart 1984) ünlü Time Dergisi yumurtayı kapak yapmıştı. Haftada 1 defadan fazla yemeyin diye. Geniş bir halk kesimi kolesterol lobisinin bu yalanına kandı. Onlara göre yumurta gibi kolesterol yönünden zengin besinlerin kandaki kolesterol seviyesini yükselttiği ve kalp krizi riskini arttırıyordu. İnsanlar yumurta yemeye korkar oldular.
Birçok hekim ve diyetisyen kalp hastalığından korunmak için yumurta ve süt gibi doymuş yağ ve kolesterolden zengin yağların tüketilmemesini önermektedir. Yapılan araştırmalar ise tam tersini göstermektedir. Geleneksel diyetlerinde yüksek oranda (%60-80) doymuş yağ bulunan Aborijinler (Avusturalya), Eskimolar (Kanada), Hazdalar (Tanzanya), !Kunglar (Botswana), Pigmeler (Zaire) ve Yanomamoların (Brezilya) kan kolesterol düzeyleri çok daha az doymuş yağ tüketen (%35-40) Amerikalılardan (USA) çok daha düşüktür.
Diyetlerinde yüksek yağ bulunan topluluklarda ortalama kan kolesterol düzeyleri (Cordain L, Friel J. The Paleodiet for athlets. 2005, Rodale Inc, USA)

Yumurta nasıl yenmeli?
Yumurta en kaliteli protein kaynağıdır. Köy yumurtası tercih edilmelidir. (Özgür dolaşan tavuklar!). Günde 1-4 adet yenilebilir. Tercih sırasına göre :
1. Çiğ (enfeksiyon olmadığından eminseniz! (kabuğu sağlam, pis kokmuyor ve suya konduğunda yüzmüyorsa yumurta çok büyük bir olasılıkla temizdir)
2. Rafadan
3. Lop
4. Kızartma (mümkünse yenmemeli, yenilecekse, zeytinyağında ya da tereyağında yapılmalı ve önce akı pişirilmeli, sarısı ayrıca çiğ olarak eklenmeli)
Yumurtanın Yararları
• Görmede azlığına yol açan maküler dejenerasyonu azaltır (lutein)
• Kolesterolü düşürür!!! (kolin).
• Bellek ve öğrenme kapasitesini artırır (kolin)
• Asetilkolini artırır.
• Yumurta sarısı kalsiyumdan ve karotenoidlerden zengindir.
• Çinko içeriği yüksektir
• Magnezyum içeriği yüksek (migren, fibromiyalji vb)
• Antioksidan ve antienflamatuvardır.
• Omega-3’ten zengindir (Özgür dolaşan tavuklar!)
• A, D, K vitaminleri, demir, selenyum, riboflavin ve niasinden zengindir.
Köy tavukları
Son yıllarda kuş gribi bahanesi ile köy tavukçuluğu katledildi. Zannedersiniz ki kuş gribi sadece bizim ülkede oldu. Köy tavukçuluğunu yasaklamak öteki ülkelerden hiçbirinin aklına gelmedi nedense.
Ülkemizde halk sağlığını düşündüğünü söyleyen bazı bilim insanları (!), araştırmacı gazeteciler ve gıda tüccarları el birliği ile köy tavuğunu yasaklattılar. Bunların gözü dönmüş. Köylünün kazandığı üç kuruşta bile gözleri var.
Maalesef amaçlarına da ulaştılar. Köylü kendisi için önemli bir geçim kaynağı olan yumurta ve tavuğu artık pazarda satamıyor. Çiftlik tavukları ise birkaç hafta olan ömürleri boyunca ne ayakları toprağa değiyor, ne de güneşi görebiliyorlar. Önlerine konulan suni yemleri, hormonlu gıdaları yiyerek hızla kilo alıyorlar ve gün yüzü görmeden tenceremize düşüyorlar.

Tavuklar çok yumurtlasın diye gece gündüz ışık altında tutuluyorlar. Çiftlikler bir hayvan işkencehanesine benziyor.
Bu tavukların ne etlerinde ne de yumurtalarında yeteri kadar vitamin, mineral, omega-3 yağ asiti ve diğer besin maddeleri var. Bu yüzden etleri ve yumurtaları lezzetsiz. Zaten bu yumurtalardan civciv çıkması bile çok zor.
Kuş gribinden kurtulalım diye özgür dolaşan tavukları katledenler, börtü böceklerle beslenen bu hayvanların keneleri de temizlediğini ve sağlığımızı koruduğunu göz ardı ettiler.
Şimdi Kırım-Kongo kanamalı ateşi denilen ölümcül hastalıkla cebelleşiyoruz. Ne diyelim buna sebep olanlar uygun yerlerine kına yaksınlar!

YUMURTAYI BİZ AİLECEK ÇOK SEVİYORUZ AKLANDIĞINA O KADAR ÇOK MEMNUNUZKİ AYRICA HACAM DOĞAL BESLENMEYİ GERİ DÖNDERDİĞİNİZ İÇİN SİZE TEŞEKKÜR EDERİM
az gıda herzaman zeka için daha faydalı..çok yiyenin kafası bi şeye basmaz.yer içer uyuşur.açlıkta ilim toklukta akıl kıtlığı ara bulursun
Sayın Editör, Sayın Kaan Arslanoğlu,
Sitenizi Sn. Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın “Taş Devri Diyeti” kitabını okuduktan sonra tesadüfen buldum. Yumurta konusunda yaptığım çalışmalar (bilimsel ve medyatik) için şahsım hakkında kullandığınız alaycı cümleleri( “Günaydın Sayın Sönmez”,
“Dr. Birgün Sönmez gibi arada sırada ve eksik çekinik doğru şeyler söyleyenler ” gibi) esefle karşıladım.Sizinde ifade ettiğiniz gibi ünlü bir cerrah olanın bedeli olarak kabul ediyorum bunları. Kendinizden bu kadar emin iseniz Türk Kardiyoloji Derneğiniin sekreterinin ve bazı kardiyologların saldırıları karşısında dimdik durduğum zaman nerede idiniz. Benim medyatik çalışmamın bana ne katkısı olduğu bilmiyorum ama yumurta sektöründe %30 artış sağladı (bizzat sektörün ifadesidir). Bunun yan sektörler ile birlikte ülke ekonomisine katkısını, gelecek yıllar içinde insanların sağlığına olacak katkıları düşüncükçe sizin gibi düşünenlere (ünüme ün katmak vb) sadece tebessüm etmemin yeteceğini sanıyorum. Bu ülkenin kalp cerrahisine hizmet etmiş, doçentler – profesörler yetiştirmiş, mesleki doygunluğa ulaşmış bir bilim adamına bu kadar alaycı yaklaşmak ciddi bir siteye yakışmıyor.
Saygılarımla,
Dr. Bingür Sönmez
Sayın Bingür Sönmez,
Sitemizde 1,5 sene önce yayınlanan bu yazı; Beslenme Bülteni sitesinin editörü Sn. Ahmet Aydın’dan aldığımız izne binaen yayınladığımız yazılardan birisidir ve ben de bu konuya bir önsöz yazmak istemiştim. Yazınız (yorumunuz üzerine), kendi önsözümü ayrıntılı açıklamama izin verin:
Peşinen söylemeliyim ki, bu ülkenin bilimine -en azından şimdilik- katkısı olmayan bir vatandaşınız olarak, yaptığınız hizmet ve çalışmalar benim için fazlasıyla değerlidir ve bende herhangi bir akademik kıskançlık bulunması ihtimali yoktur. Ayrıca, içinde bulunduğunuz -ve içinde siz olduğunuz için kamuoyunda daha geniş yankı uyandıran- sosyal sorumluluk eylemlerini de takdirle izliyorum. Sanıyorum, benim durumumdaki pek çok insan size karşı benzer şükran ve takdir duyguları içerisindedir.
Bundan birkaç yıl önce okuduğum bir gazetedeki tam sayfa söyleşinizde yumurtayı “aklama” sözlerinizi de ilgiyle okumuştum. Yıllarca yumurtayı hastalarınıza yasak ettikten sonra, bunun doğru olmadığını görünce, geçmişinizdeki uygulamalarınıza aykırı da olsa bir karar değişikliğine gitmeniz de bir cesaret ve sorumluluk sahibi olma örneğidir bence. Ancak, geçmişteki yumurtayı yasakladığınızda; benim gibi, siz doktorların bu kararına anlam veremeyen sıradan insanların size bir türlü inanmak istemeyişini ve hatta inanmayışını biliyorsunuzdur. Ben de o inanmayanlardan biri olarak, bu yazınıza okuduğumda “Günaydın!” demiştim. Bu lafımda bir istihza olmasında, o an -hâliyle- yanımda bulunmayışınızın da etkisi olmuştur.
Daha sonra, sitemizde bu yazıyı yayınladığımda konu hakkında kendimde bir önsöz yazmak istemiş ve geçmişteki sözümü aynen buraya almıştım. Bu sözlerin size esef vereceği ihtimaline “düşük olasılık” gözüyle bakmıştım. Böyle küçük bir istihzanın, tarafınızdan, espri sınırları içerisinde değerlendirilmesini dilerdim.
Açıkçası, tıp konularından anlamıyorum, bilim adamlarını takip ederek kendime yetecek kadar tıp bilgisini edinmeye çalışıyorum; yani tıp konusunda ahkam kesecek en son insanlardan biriyim. Fakat, gözlemlerime dayanarak şunu söylemeliyim ki: “Ülkemizdeki doktorların azımsanmayacak bir kısmının, Batı kaynaklarına gözü kapalı itimat etmesini doğru bulmuyorum.” Sizin geçmişte, yumurtayı yasaklamanızın da, geçmişte Batı kaynaklarının doğruluğunu bir kere daha süzgeçten geçirmeden güvenilir bulmanızdan kaynaklandığı düşüncesine kapıldım. Elbette sizi sıradan bir doktorumuzla aynı ilim irfan seviyesinde görmüyorum, öyle olsa zaten bir nam edinemezdiniz. Fakat, meslektaşlarınızın arasından temayüz eden bir bilim adamı olmanıza rağmen hataya düşmekten masun olduğunuzu da düşünmüyorum. Geçmişte aldığınız hatalı bir kararı tashih edince size bir “Günaydın” denmesini de bu sebeple çok görmemenizi istirham etmek durumundayım.
Yazınızda bahsettiğiniz “Günaydın” bahsine cevabım budur. Elbette, sizin “esef duyduğunuzu” söylemenizden sonra, ben de üzüldüm, buna inanın. Diğer noktalar ise beni aşan konularda söylenen ve beni hedef almayan sözler. İlgilileri cevap verebilirler.
Ramazan bayramınızı kutlar, sağlık ve huzur içinde geçirmenizi; nice yıllar daha ülkemize ve milletimize hizmetinizde devam etmenizi dilerim.
Saygılarımla,
Bodytr Editörü
İlşad Özkan
Teşekkür ediyorum.
Dr Bingür Sönmez
yumurtayı çok severdim zaten.şimdilerde emekli olmuş bir bilim adamının (prf)tez olarak yıllar önce çalıştığı ve ortaya çıkardığı gerçek ”bunun bir tuzak olduğu”ve yumurtanın sonsuz faydaları gerçeği idi.bu bilim adamını tanımak benim için bir şansttı.ve hiç umursamadan tüketmeye devam ettim.tabi yıllar hocayı haklı çıkardı.şu anda ALLAH etti ve kendi ihtiyacımı karşılayacak kadar yumurta üretiyorum. …tavuklarım gün boyu bahçe içinde geziyorlar.sonuç::günde 3 tane yumurta tüketiyorum…olmyanlarında sahip olabilmeleri dileğiyle….esenlikler
Öyle bir özendirmişsiniz ki terasa kümes yapıp tavukları koyacağım içine neredeyse! 🙂 Yarasın efendim, darısı cemi cümlemizin başına diyelim…
İlşad hocam,güzel sözler için teşekkür ederim.ve dileklerinize bende bir kez daha katılıyorum.ama bizim gibi toprağa daha yakın hale gelince (!)mecburen her derdin devasını arar oluyor insan…:)spor,beslenme
vs vs gibi. ALLAH olmayanlarada tüm dilediklerini verir inşallah…esenlikler.