İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ercan Demir Söyleşisi

2025 yılı yeniden yayınlama notu: Aşağıdaki okuyacağınız yazı, sitemizin 10 yıllık aradan sonra yeniden açılması sonucu yayınlanmıştır. İlk yayın tarihi 2009’dur. Bu yazı, yazıldığı dönemdeki güncel olay, kişi, kurum, fiyat, ürün veya o döneme has bilgilere atıflar içeriyor olabilir. Bu unsurlarda değişiklikler olmuş olabilir. Yahut bahsedilen ürün, uygulama, hizmetlerle alakalı olarak yenilikler, çeşitlilikler, alternatifler de çıkmış olabilir. Aynı üründe farklı içerikleri olan ürünler çıkmış olabilir yahut ilgili ürün veya hizmetleri denetleyen kurum veya kuruluşlar değişmiş olabilir. Yazıda bahsedilen şirket, kurum ve benzeri her türlü tüzel kişilik el değiştirmiş olabilir yahut yetkilileri değişmiş olabilir; benzer şekilde bahsi geçen şahıslar iştigallerini değiştirmiş olabilir. Benzer şekilde zikredilen adres ve konumlar da artık geçerli ve doğru olmayabilir… Yazıyı okurken aradaki zaman farkını göz önünde bulundurarak her türlü bilgi, iddia ve tespitte aradan geçen bunca yıl içerisinde değişiklik olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurun ve gereken yerlerde bilgilerin geçerliğini kontrol ediniz.

Alaca’dan Almanya’ya Ercan Demir’in Yolu

Söyleyişi yapan ZT yazarı: Mehmet Oğuzcan

Ercan Demir tanışma ve konuşma imkanım olan Türk ağır sıklet vücut geliştirme yarışmacılarının en mütevazi en alçak gönüllü, en saygıdeğer gördüğüm iki sporcudan biridir diğeri ise çok sevdiğim Timuçin Canel’dir.

Ercan hocam, Pumping Ercan filminin tanıtımını görür görmez yazdığım yorumu hemen tekrar edip sorulara geçmek istiyorum: “Bir Türk olarak gurur duydum!”

Ercan hocam, sizinle belki sizin hiç fark etmediğiniz ya da hatırlamadığınız o kadar güzel anılarım var ki… İlk aklıma gelen sizinle ilk Bolu’da yarışmada şok edici bir karşılaşmamız olmuştu, sırf ben değil tüm Türkiye camiası sizin aniden ortaya çıkışınızla şok olmuştu, bunu birçok yarışmacının ağzından da şahsen duydum… Senesini hatırlayamıyorum, Ankara’da bir yarışmaydı, ağır sıklette Ankaralı bir abimizle yarışmıştınız. Tabii iki ağır sıklet olarak en son sizler çıktınız, doğal olarak da vücut geliştirmede en çok ilgi çekenler, en iri en büyük kaslara sahip olan ağır sıkletlerdir, doğal olarak seyirci akınına uğradınız, diğer sıkletlerin belki yirmi katı sporsever sizinle resim çektirmeye çalışıyordu. Hiç unutmam bazı yarışmacılar doğal olarak stres ve yorgunlukla podyum sonrası resimlerde çabuk bir sıkkınlık gösterirler… Hocam, siz tüm grubu topladınız, büyük bir Türk bayrağı vardı arka duvarda soyunma odasının dışında, uzakta, herkesi oraya çağırdınız ve bıkmadan usanmadan belki yüzlerce pozu özellikle Türk bayrağının önünde verdiniz. İnanın o günü hatırladığımda şimdi bile o beklentisiz, karşılıksız vatanseverliğiniz karşısında hâlâ tüylerim diken diken oluyor. Daha farklı yorumlara alışık biri olarak sizin yaklaşımınız bana farklı geldi ve beni çok etkiledi. Şimdi gelelim filme, IMDB’de film hakkında bilgi var ama bu filmin hikâyesini esas sizden kısaca da olsa dinlemek isteriz…

Film projesi nasıl oluştu, kimler destek verdi, konusu nerelerde size dokunuyor, size etkileyen sahnelerden biraz bahsedelim, Türkiye’de de gösterime girecek mi… Merak ettiğim çok şey var, sizin Almanca bir röportajınız var ama Almancam yeterli olmadığından orayı okuyarak hazırlanamadım. Aşağıdaki sorular da size yakından tanıyabilmek ve röportajı tam anlamıyla oturta bilmek için sıralandı.

Pumping Ercan

Almanya’da yaşayan ve büyük bir sakatlık geçiren, ancak yine de yılmayıp 40 yaşından sonra bir defa daha dünya şampiyonasına katılma isteğiyle hırsla antrenman yapan bir sporcunun hikâyesi. 14 aylık bir takip filmi. Her şey bire bir yaşanmış, belgesel niteliğinde gerçek bir anlatım. Almanya’dan Türkiye’ye, İç Anadolu’ya uzanan bir yapım. Bir mücadele öyküsü. Savaşçı bir ruhun, bazen sakatlıklarla, bazen vatan hasretiyle ve her zaman demirle olan mücadelesi. Tüm sporcular filmde kendisinden çok şey bulacak ve severek izleyecek.

Çorum’dan Münih’e, Futboldan Vücut Geliştirmeye…

Çocukluğunuzdan ve yetiştiğiniz çevreden bahseder misiniz? Nerede, nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

19 Mayıs 1970 Çorum‘un Alaca kazasının Küre köyünde doğdum. İç Anadolu’da küçük, sade ve fakir bir köyde… Yaşama mücadelesini küçük yaşta öğrendim yani. Ben doğduktan sonra babam Almanya’ya gitti ve biz üc kardeş; ablam, abim ve ben annemle 1979’a kadar köyde yaşadık. O yıllarım sade ama güzel geçti. 1979’da annemi ve abimi de babam Almanya’ya götürdü. Ben 9 yaşındayken ablamla ve eniştemle Ankara‘ya taşındık. Orda ilk defa kendimi kanıtlamama spor yardım etti. Çünkü hiç kimseyi tanımıyordum. Ama sokaklarda futbol oynamaya başlayınca herkes beni tanımaya başladı. Çok hırslı, çok istekli bir çocuktum. Kaybetmeyi sevmezdim ve çok hızlı koşardım. Bir sene Ankara’da okudum ve orada yaşadık.

1980 yılında annem ve babam beni de Almanya ‘ya götürmeye karar verdiler. Ben o sevinçle oradaki arkadaşlarımla bile vedalaşamadım. Çok yakın ve dürüst arkadaşlarım vardı. Sonra Almanya’nın Münih kentine geldik. Yine her şey yabancıydı ve bu sefer dil problemi de vardı. Yine okula yazıldım, yine zorluklar ve kabul edilmeme problemi yaşadım; ama burada da sadece ilk spor dersine kadar yabancılık çektim. İlk spor dersinde herkes gördü benim farklı olduğumu. Ben gönlümü futbola kaptırmıştım. Spor öğretmeninin önerisi ile Bayern Münih‘e kayıt oldum ve 16 yaşına kadar başarılı bir performansla futbol oynadım. Profesyonel olmak için her şey çok elverişli idi, ama bir sakatlık sonucu sahalara dönemedim ve ameliyattan sonra uzun bir süre rehabilitasyon yapmam gerekti. O rehabilitasyonda, bana bodybuilding tavsiye eden 65 yaşlarındaki bir bayan hoca beni motive etti, sakın sporu bırakma diye beni yönlendirdi. Benim bacaklarımla dalga geçercesine eğlenirdi. Bodybuilding yap bacaklarını geliştir derdi. İşte o gün benim için vücut geliştirme sporuna başlangıç olmuştur.

Ülkem İçin Yarışmak Hep Hayalimdi

Vücut geliştirmeyle nasıl tanıştınız, nasıl ve niçin başladınız?

Yani 16 yaşında body ile tanıştım. Tabii burada ilk farkına vardığım şey body ile futbol birbirinden çok farklı idi. Ama tek başına savaşabilen bir kişi için ideal olduğunu fark ettim. Tabii ki yine azim, hırs, istek ve en iyisini yapmak amacıyla rüyalar kurmaya başladım. Bir gün Türkiye için Türk Bayrağı altında yarışmak en büyük dileğimdi. Türkiye Futbol Millî Takımı’nın Almanya’ya karşı kaybettiğini hiç kabul edemezdim. Benim için geldiğim ülke her şeydi ve her zaman nerden geldiğimi unutturmayan güzel bir duygu idi. 18 yaşında ilk yarışmaya katıldım, Münih Şampiyonu oldum. Sonra Bavyera’ da iki yarışmaya daha katıldım ve onları da büyük bir farkla kazandım. Ondan sonra büyük bir Alman görevli bana Almanya’daki yarışmalarla uğraşmamın zaman kaybı olacağını söyleyip Dünya Gençler Şampiyonası için hazırlık yapmamı söyledi ve Almanya adına yarışmamı istedi; çünkü uluslararası yarışmalar benim için başlamıştı. O yıllarda Türkiye Vücut Geliştirme Federasyonu Jimnastik Federasyonu ile aynı çatı altında idi ve bunu bana Almanya Federasyon Başkanı söyledi. Eğer Türkiye adına yarışmak istiyorsan Özer Baysaling’i aramamı önerdi. Ben tabii ki Türkiye adına yarışmanın bir şeref olduğunu söyledim kendisine. Özer Abi’yi aradım, durumu anlattım. Sağ olsun Özer Abi sevindi ve bana kendi masraflarını ödediğin takdirde Türkiye adına 1989’da Brezilya’nın Sao Paulo kentinde Dünya Gençler Şampiyonası’na katılabileceğimi söyledi. Ben ve bodyci arkadaşım Ruhi Yalçın kendi imkânlarımızla yarışmaya katıldık ve ben Türkiye adına ilk Dünya Gençler Şampiyonu olan bodyci oldum. Ama en güzel olay eve döndüğümde Hürriyet Gazetesi’nin küçük bir köşesindeki yazı ve bir fotoğraf yayınlanması ile ailemin de ciddi bir yolda olduğumu anlaması idi. Tabi ki Özer ağabeyimin yazdığı tebrik mektubundaki sözlerin etkisini de unutmamak lazım, “Bütün Türkiye seninle gurur duyuyor, gözlerinden öperim” demesi, benim için ilk defa milli olmak, üstün bir gururdu. Ruhi arkadaşım 5. oldu ve bir süre sonra sporu bıraktı.

Rahmetli Babam Belli Etmese de Gurur Duyar, Gazete Haberimi Cebinde Taşırdı

Aileniz vücut geliştirme seçiminize nasıl karşılık verdi? Olumlu muydu, olumsuz mu?

İlk başta ne yaptığımı ve ne yapmak istediğimi anlamadılar. Diyet zamanının çok ezici olduğunu görüp üzüldüler. Ama ben ne istediğimi biliyordum, istediğim millî sporcu olmaktı. Onlar tabii ki geçim derdi falan derken tüm bunların içinde neler olduğunun pek farkında değillerdi. Ama hiç değilse artık rahmetli babam Hürriyet’e çıkan fotoğrafımı taşıyordu. Bu da onların göstermeseler de benimle gurur duyduklarını anlatıyordu.

Türkiye’de İstek Var, İmkân Yoktu

O zamanlar Türkiye’de veya Almanya’da Vücut Geliştirme ortamı nasıldı? Vücut geliştirme yapmanın ne tür avantajları, dezavantajları vardı?

O yıllar, Rambo filminin, Conan filminin bütün gençleri motive ettiği yıllardı. Almanya’da bu sporun en çok yarışma amaçlı yapıldığı yıllardı diyebiliriz. Türkiye’de istek var imkân yok; ama yapanlar büyük bir fedakârlık ve sevda ile yapıyorlardı. Benim Türkiye için yarışacağım baştan belli idi. Benim için Ali’nin veya Mehmet’in güven kazanması ve benim onlardan olduğumu görmesi çok önemlydi. Tabii ki Almanya adına yarışsam belki 1996′ da Dünya İkincisi değil de Dünya Şampiyonu olurdum. Çünkü Almanya Federasyonu Uluslararası yarışmalarda ağırlığını koyabilen bir kafileye sahip. Ama şunu da söylemem gerekir. Bizim federasyonumuzun geçmişi ortada. Kısa dönemi hedefleyen bir sistemle çalışıyor. Almanya’da böyle değil. Federasyon 35 yıldır aynı kişilerin elinde ve dürüstlük Almanlarda vazgeçilmez bir özelliktir.

Başlangıçta antrenman düzeniniz nasıldı?

Tabii başta antrenmanlarımızı tam olmasa da düzgün bir sistemde yapmaya çalışıyorduk . Haftada beş defa ve günde iki kez antrenman yapardık. Ama beslenme o zamanlar tam yeterli değildi. Bilgi kısıtlı idi. Şimdiki kadar Supplement (ek besin / beslenme desteği) yoktu. Şimdi gerçek bodybuilding yapmak isteyene internet bilgi ile dolu, ilgisi olan bilgisini de bulabiliyor.

Fitness Bir Spor Dalıdır Ama Bodybuilding Bir Yaşama Tarzıdır

Ne zaman ciddi olarak vücut geliştirme yapmaya başladınız?

Ben az şeyle uğraşan ama uğraştığı şeyi düzgün yapmaya çalışan bir insan olduğum için 18 yaşından sonra bütün hayatımı bodybuilding üzerine kurdum. Her zaman dediğim gibi, fitness bir spor dalıdır ama bodybuilding bir yaşama tarzıdır, 24 saat anlayış isteyen bir yaşama tarzı…

Hangi müsabakalara katıldınız?

1988 Münih Gençler 1.
1988 Donau Cup 1.
1988 Güney Almanya 1.
1989 Dünya Gençler Şampiyonu
1993 Bolu Türkiye Şampiyonu
1994 Konya Türkiye Şampiyonu / Şampiyonlar Şampiyonu
1995 Türkiye Şampiyonu / Şampiyonlar Şampiyonu
1995 Akdeniz Şampiyonu
1995 Avrupa Şampiyonu
1996 Türkiye Şampiyonu / Şampiyonlar Şampiyonu
1996 Dünya Şampiyonası 2. Aman, Ürdün
1997 Türkiye Şampiyonu / Şampiyonlar Şampiyonu
1997 Dünya Şampiyonası 4. (sakatlik sonrası)
1998 Türkiye Şampiyonlar Şampiyonu
1999 Şampiyonu / Şampiyonlar Şampiyonu
1999 Avrupa Şampiyonu 2. Belgrad Sırbistan
1998 Lichtenstein 1.
Ve 11 sene sonra 2010 Master Dünya Şampiyonası 2. Kemer Antalya

O günlere tekrar dönme şansınız olsaydı yine profesyonel vücutçu olmayı seçer miydiniz?

Evet, o günlere geri dönme şansım olsa tabii ki profesyonel olmak için çalışırdım. Zaten bir adım kalmıştı.1996’da Ürdün’deki yarışmanın hazırlık döneminde sakatlanmasaydım profesyonel olacaktım, ama bir söz var ve bence çok doğru: “Kötü bir profesyonel olmaktansa iyi bir amatör olmak daha iyidir.”

Bence Bu Sporda En Önemlisi Beslenme

Beslenmeniz nasıldı? Sentetik ek besinler kullanır mıydınız?

Beslenmek bilgi ile ilgili bence. Tabii ki başlarda çok imkânımız yoktu ama şu an kaliteli beslenme şansımız çok daha yüksek. Onu da şu anki bodybuilding’icilerde görmek mümkün. Önceden 185 cm boyundaki biri 110 kilo ile yarışmaya katılırdı. Şuan 170 cm boyundaki bir sporcu 110 kg ile yarışmaya katılabiliyor. Tabi ki çoğumuz buna inanmasak da yemekle ilgili olduğunu düşünüyorum ben. Bence beslenmek 1. sıradadır.

Protein Tozlarında Bir Sakınca Görmüyorum, Ama…

Peki ya doğal ek besinler?

Bence doğal beslenmek şart. Zaten sadece protein tozu ile beslenen bodyci yok ve protein tozu da doğal beslenmeye uygun bir ürün. Böyle kolaylaştırılmış ürünler de bir sakınca görmüyorum ama yine de et, yumurta, balık gibi protein yüklü ürünler olmadan bir yere varılmayacağını düşünüyorum.

Zararlı alışkanlıklarınız var mıydı? Ya da dönem dönem oldu mu?

Hayır zararlı alışkanlıklarım yok diyebilirim. Sakin, gece hayatı olmayan, sigara ve içki kullanmayan biriyim.

Bugün birtakım medya güçlerinin de çalışmaları sayesinde vücut geliştirme ve supplement birlikte anılır oldu. “Supplement’siz vücut geliştirme olmaz” gibi bir kanı oluşturulmak isteniyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence vücut geliştirmeyi ayırmak lazım. Eğer ”hedefiniz yarışmalara katılmaksa ve uluslararası bir şeyler kazanmak istiyorsanız supplementsiz bir yere varamazsınız. Çok faydalı ürünler var. Aminoasid, Creatin, L-carnitin gibi… Bence hepsi de önemli bir yer almış durumda bodybuilding sporunda. Tabii ki saymadığım çok daha doğal ürünler var. Kapsül formu verilmiş olsa da gerçek doğal ürünler bunlar.

Bir Sporcu Kaç Yaşında Olursa Olsun Hep Sporcu Kalmalıdır

Ne zaman yarışmacı olarak vücut geliştirme yapmayı bırakmıştınız?

Ben 11 sene ara verdim. Yani 1999’da son defa yarışmıştım. 2010’da tekrar döndüm. Ama iyi beslenmeyi ve antrenmanı hiç bırakmadım. ”Bence bir sporcu her zaman sporcu olarak kalmalıdır; kaç yaşında olursa olsun. Ben bodybuildingsiz bir hayat düşünemiyorum ve kendimi bırakmak da istemiyorum. Çünkü bu spor benim hayatımın bir parçası artık.

Ailemi Sporla Tanıştırdım, Çünkü Sporun Faydası İlaçlardan Daha Fazladır

Yakınlarınıza, vücut geliştirme veya başka bir spor yapmaları yönünde telkin ve teşvikleriniz oldu mu?

Tabii ki ailemi sporla tanıştırmaya çalıştım. Bazıları yapıyor ve faydasını da görüyor. Annem 67 yaşında. Köyde her gün sabah 45 dakika cross trainer yapıp gününe öyle başlıyor. ”Sporun faydaları bir ilaçtan daha fazladır ve önemlidir. Ama tabi yapmak ve devamını getirmek için de önce tadını almak gerekiyor.

Biraz da güncel konulardan bahsedelim istiyorum. Türkiye’deki vücut geliştirme camiasını takip ediyor musunuz hâlâ?

Evet çok yakından takip etmesem de ilgim büyük ve büyük değişiklileri takip ediyorum .

Sanırım Almanya’ da vücut geliştirme yarışma ve gelişmelerini takip ediyorsunuz?

Almanya’da da aynı durum söz konusu. Tabii ki yetiştirdiğim öğrenciler yarışmalara katıldığında ilgim yine yükseliyor ve yarışmaları izlemeye gidiyorum.

Yol Arkadaşınızı İyi Seçmelisiniz

Yabancı vücut geliştirmecilerle nasıl bir paylaşım ortamınız vardı? Onlardan neler öğrendiniz, onlara neler öğrettiniz?

Antrenman yaptığım partnerler çoğu zaman yabancı idi ve Türk bodycilerle beraber antrenman yapmadım hiç. Ama tabi ki bir partner ile antrenman yapmak bir yolculuk gibi. Yüzde yüz güven, dürüstlük ve aynı istekler peşinde olmayı gerektiriyor. Futbolu arkadaşlarınızla oynayabilirsiniz ama body oynanmaz, onun icin gerçek bodyciyi sadece bir bodybuilding yapan anlar. Oyun yok. Tabii ki beni etkileyen Türk bodycisi olarak tanıdığım bir Hamdullah Aykutlu abim oldu. Olağanüstü savaşçı ve bir yarışmada her önlemini almış olan bir bodyci kendisi . Tabii ki dünyaya bakışı da çok etkili ve bilgili, Türk olduğundan gurur duyduğum bir abim. Ayrıca o da Çorumlu. 47 yaşında dünyada o kalitede çok az bodyci vardır. Tabi ki söylemeden geçemeyeceğim. Yabancı bodyci Andreas Münzer, ne yazık ki kendisini 1996’da kaybettik. Bu kadar sakin ve disiplinli, yardımsever, mütevazı bir kişi görmedim ben. İki sene beraber aynı salonda antrenman yaptık. Örnek insanlığa sahip bir arkadaştı.

Ünlü vücutçularla alakalı olarak bizimle komik veya ilgi çekici birkaç anınızı paylaşabilir misiniz?

Güzel anılarımdan birisi de Kevin Levrone ile bir yarışmada ikimiz de guest posing yapmak için davet edilmiştik. Benim formum iyiydi ve Kevin off season da olduğu için formda değildi. Bana “sen Kevin ol bugün, ben de Ercan olayım” diye bir espri yapmıştı. Bu onun da büyüklüğünü gösteren bir diyalogdu.

Eski vücutçu arkadaşlarınızla ilişkileriniz hâlen devam ediyor mu? Ne sıklıkla, nasıl görüşürsünüz onlarla?

Tabii ki gerçek hayatta olduğu gibi spor âleminde de iyi ve iyi olmayan karakterler var. Hamdullah ağabeyimle çok olmasa da her bayramda, yılbaşında ve her görüştüğümüzde çok yakın ve samimi diyaloglarımız vardır. Tabii ki Türkiye’de yaşayan beraber yarıştığım değerli arkadaşlarım Hakan Gümüş, Kaya Arslantepe, Bahadır Tokmak gibi kişilerle de saygılı bir iletişimimiz var.

Türkiye’de En Büyük Problem Sporcular İle Federasyon Arasında Dargınlık Olması

Pek çok yurtdışı deneyimi olan bir sporcu olarak, Türk vücut geliştirmecilere neler söylemek istersiniz? Onlara tavsiyeleriniz var mı?

Bence Türkiye’de çok yetenekli ve çok güzel vücut yapısı olan gençlerimiz var ama profesyonel bakışları tam değil ve kendi değerlerini fark edemiyorlar. Bence hepsi çok büyük şampiyonluklar kazanacak kabiliyete sahip kişiler. Tabii biraz da Türkiye’de hedefin büyük konulması gerekiyor. Federasyonun biraz daha aktif olması ve sporcunun değerini belirlemesi gerekiyor. En büyük problem vücutçular ile federasyonun arasında dargınlık olması. Bu olayın bir birlik içinde çözülmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Spor Size Parayla Alamayacağınız Mutlulukları Yaşatır

Peki gençlere ve amatör vücut geliştirmecilere ne önerirsiniz?

Gençlere diyeceğim en güzel ve en önemli sözler; herkesin her zorluğu aşabilecek güçte olduğudur. Sporun size hiç ummadığınız ve para ile kazanamayacağınız mutlulukları yaşatabileceği bir hayat formu olduğudur. Tabii ki büyüdükçe eğilmeyi de unutmayın; sporcunun saygılı olması gerek. Sporcu ölçüsünü yarışmada göstermesi gerek, sokakta değil ve bilgisini bilmeyenlerle paylaşması gerek. Gelecek sizi bekliyor. Örnek: Ferhat Magan.

Şu an ne iş yapıyorsunuz?

Yarışmalara ara vermemin bir nedeni de Münih’in en eski salonunu 1999’dan beri çalıştırmamdı, Arnold Schwarzenegger’ in 1974’de antrenman yaptığı salon Ercan’s Body Gym. Yani 13 senedir buranın sahibiyim.

Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

Boş zamanlarımda doğa ile iç içe olmak en büyük mutluluğumdur.

Metinde, “vücut geliştirme sporcusu” anlamına gelen Türkçe-İngilizce karışımı, jargona yerleşmiş kelime olan “bodyci” kelimesine üslubu değiştirmemek için dokunulmamıştır. Bodyci (badici) kelimesi “vücutçu” ya da “vücut geliştirme sporcusu” anlamlarında kullanılan, bodybuilding sporunu yapan kişi anlamındadır.

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.

16 Yorum

  1. mehmet mehmet 18 Şubat 2012

    helal olsun gurur duydum her şey için bahane arayıp üretmeyen çalışmayanlara ibret olsun

  2. Ercan DEMIR Ercan DEMIR 19 Şubat 2012

    Selamlar …Yapilan yazisma bire bir aktarilmis olmasi cok hos olmus.. bunun icin Mehmet Arkadasima burdan tesekür etmek istiyor ve islerinde ve Hayatinda her seyin gönlünce olmasini diliyorum… Bu spora basladigimda sade bir spor sandim , ama su an geri baktigimda bu yasama tarzinin ne kadar büyük rol aldiginin farkina vardim hayatimda.. Arkadaslarim, Düsüncelerim,Sevgim, Güzellikler, hep bu spora uygun bir düsünce icerisinde, yani bütün hayatimin akisi bu yasam tarzi sinirlari icinde geciyor.. Bütün sporcu Arkadaslarima Selamlar… Savasan bir insan kazana bilir..savasmayan zaten kayip etmistir….

    • mitokondri mitokondri 21 Şubat 2012

      Ercan hocam ,motive edici sözleriniz için tüm spor severler adına, güzel sözleriniz ve vakit ayırıp sorularıma uzun uzun cevaplar verdiğiniz için kendi adıma çok teşekkür ederim.

      • Fikri Köroğlu Fikri Köroğlu 25 Şubat 2012

        Ercan hocam film gerçekten çok bilgilendirici ve bu deneyimlerinizi birikimlerinizi bizimle paylaştınız için çok mutluyuz , filmin ne zaman vizyona gireceği hakkında bilgi verirseniz sevinirm. 🙂

        • mehmet mehmet 26 Şubat 2012

          ercan hocanın yayınladığı bir nottan okuduğum kadarıyla mayısın ilk haftası önce Almanyada munihte gösterime girecekmiş, başka bilgi gelirse paylaşmaya çalışırım

          • Goethe-Institut Ankara Goethe-Institut Ankara 19 Kasım 2012

            Mehmet bey, bu film

            22.12. saat 18.30 Ankara Alman Kültür Mwerkezinde gösterilecektir

  3. gunlerin kopegi gunlerin kopegi 21 Şubat 2012

    Roportajindan dolayi sayin Ercan Demir`e tesekkurler. -Elbette roportaji hazirlayan Mehmet Oguzcan`a da .

    • mitokondri mitokondri 21 Şubat 2012

      teşekkürler dostum:)

  4. TURAN TURAN 24 Şubat 2012

    tek kelimeyle harika olmuş ercan hocama başarılar dilerim, şu an işte olmasam hemen eve gidip çalışasım geldi. bodytr ye de güzel röportaj için teşekkür ederim

  5. Ercan DEMIR Ercan DEMIR 1 Mart 2012

    Arkadaslar Film Pumping Ercan Mayis in 02. – 09. na kadar Münih de Sinemalarda gösterime girecek… Ayrica 08.05.2012 Almanyada yayin yapan BR 3 Telivisyon kanalinda 23:15 de yayinlanacak… tabiki bu bir kac defa tekrarlanicak.. Film Türkceyede cevriliyor ama Türkiyede ne zaman ve nerde yayina girecegi hakinda bilgimiz yok.. Selamlar Ercan..

  6. XLarge XLarge 4 Mart 2012

    Özellikle benim gibi bodybuilding’e yeni adım atmış arkadaşlara çok yardımcı olabilecek bir yazı 🙂 Ama sanırım herkesin edinip ‘body’ hayatına geçirebileceği bir çok bilgi de var içinde 🙂 Gerçekten çok faydalı olmuş emeği geçen herkese çok teşekkürler 🙂

  7. Oya Masali Oya Masali 9 Mayıs 2012

    Merhaba ben Wiyanadan Oya Masali. Tesaduf olarak alman kanali ni actim ve Ercan beyin filmini izledim bu gece. Gercekten cok etkilendim ve kendisine saygilarimi sunuyorum. Bu ornek azmini kutluyorum ve kendisinden bu aksam cok seyler ogrendigimi soyluyorum. Istemek ve basarmak. Tesekkur ederim Ercan Demir bey.  Wiyanadan size saygilarimi gonderiyorum. Oya Masali. 

  8. Ercan Demir Ercan Demir 20 Temmuz 2012

    Merhaba Oya hanim,, Filmin hosunuza gittigine sevindim ve sizi birazda Motive Etti ise ne Mutlu bana..Mûnihden Selamlar…Ercan

  9. barış uruç barış uruç 17 Ağustos 2012

    ercan hocam sa ben 7. sınıftan beri spor yapıyorum daha doğrusu vücut geliştirme şimdi 15 yaşındayım ve vg salonuna yazılacam ama hiç çevrem yok vede vücut geliştirme müsabakalarına katılmak istiyorum ama imkanım ve çevrem yok ne yapmalıyım sizce bu konuda çok istekliyim yani ciddiyim.şimdiden teşekkürler

  10. baybaron baybaron 18 Şubat 2013

    Merhaba , protein kullanımı hakkında  sorulaprim olacak · ben yıllar önce yarışma derecesinde body yaptım klasik anlamda fakat protein 6 sene ara verdim ve simdi tekrar başladım hatasız gidip busene sonunakadar 96 kiloda klasik vucutgelistirmede  yarışmak istiyorum ve sizden protein kullanımı hakkında destek istiyorum. Bbenim sunan almayı dusundugum bir kombine var ve bunu size sunmak istiyorum bu ‘nun hakkindaonerinizi rica ediyorum. 1adet whey(60protein protein 80 gr karbonhidrat olan)olan,1adet kazein  ,1adet gainer fakat bu kafamı karistiriyor çünkü(50gr protein ve240 karbonhidrat olan )  optimum , 1adet tirubulus düşünüyorum ve kullanımı hakkında kafam karisiyor. Bu konudadestek olabilirsiniz  teşekkürler 

  11. baybaron baybaron 18 Şubat 2013

    Başka türlü mesaj anlayamadım size bi makalesini okuyup üye oldum bugün 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir