İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dağların Şifası: Kenger Sakızı

Kenger sakızı sipariş, kenger sakızı satış, kenger sakızı faydaları, kenger sakızı nedir, kenger sakızı ne işe yarar konularındaki sağlıklı yaşam ve bitkisel ürünler yazımız.

Kenger bitkisi.

Dağların Şifası: Kenger Sakızı

Yazan: İlşad Özkan

Tercihen en az avuç içi büyüklüğünde, olabildiğince yassı, altında gölgelik oluşturabilecek taşlar arıyoruz, ne kadar çok bulursak o kadar iyi, çünkü sürekli ihtiyacımız oluyor. Abim birkaç adım ötede yerden bir taş kaldırıyor, göz ucuyla görüyorum onu, taşı eline almak üzere yerden birazcık kaldırıyor ki hızla elini taştan çekip birkaç adım geri gidiyor. İri gözlerle yere bakıyor, bu olanlar bizi de çoktan olay yerine davet ettiğinden hemen abimin yanına gidiyoruz, şimdi hepimiz aynı iri, şaşkın çocuk gözlerimizle yere bakıyoruz. Abimin kaldırdığı taş, orta boy bir sarı akrep saklıyormuş altında. Rahatsız edilen akrep, silahlarını bize göstererek yerde bir o yana bir bu yana yürüyor, kuyruğu dimdik ve iğnesi zehir dolu. Şaşkınlığımız, ürkekliğimiz, yerini şimdi meraka ve eğlence arayışına bırakmış durumda, ufak kurumuş otlarla küçük ama tehlikeli dostumuzla biraz uğraşıyoruz. Amcaoğlum Yusuf bu işten en çok keyif alanımız gibi, veteriner olacağı o günden belliymiş aslında. Bense gözlemlemeyi, incelemeyi seviyorum. Abim de gözlemleyip inceliyor ama çabuk sıkılıyor ve tekrar işe dönüyor, başka bir taş, başka bir taş daha… Sonra hepimiz sıkılıp akrebi rahat bırakıyor, işimize dönüyoruz. İşimiz var bizim, seninle uğraşamayız küçük akrep, kenger kesiyoruz burada!

İlk toplandıklrı halleriyle, temizlenmemiş kenger sakızları.

Kengerler oldukça sararmış, ama olsun, hâlen sütleri olduğunu biliyoruz. Köyün etrafındaki engebeli araziler kenger kaynıyor, zaten bu yüzden sakızcılar bizim köye uğramadan geçmez, birkaç gün kalır, kesebildikleri kadar kenger kesip giderler ama tepelerde çadır kurup yattıklarından köyde ancak su alırken görürüz onları. Aslında bizim köy Darende’de kengerin merkeziymiş, en çok kenger bizim köyde oluyormuş. Bizim ise sakızcılara da sakızlarına da ihtiyacımız yok, kendi kenger sakızımızı kendimiz yapıyoruz, bu şekilde daha fiyakalı oluyor. Büyüklere kendi kestiğimiz kengerlerin sakızını verince bir iş başarmış olmanın gururunu tadabiliyoruz çünkü. Bir kengeri keseceğimiz zaman öyle hemen kesmiyoruz, önce elimizdeki keserle kengerin etrafını eşiyoruz. Etrafı eşilen kengerin kökü ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan kökü keskin bir bıçak yardımıyla eğimli bir biçimde kesiyoruz. Kökünden kopan kurumuş kengerin gövdesi rüzgâra kapılıp gidiyor, rüzgâr yoksa biz bir tekme savuruyoruz ona. Tekme atmak size çok kolay gelebilir, bilmeyen için izlediği her şey kolaydır zaten! Bir kere, öyle rast gele tekme atayım dersen kengerin dikeni ayağına batabilir, lastik ayakkabı giyip çorap giymediysen de bu çok olasıdır. Tecrübe konuşuyor burada…

Etrafı eşilen ve kökü kesilen kenger “kanamaya” başlar, bu kanama öyle bildiğimiz kanamalar gibi değildir, usul usul akar kengerin sütü, özü, kanı… Dişe dokunur, sakız çıkarmaya yetecek kadar sütün akması içinse saatler gerekir, başında beklemeye gelmez ama hiç işin yoksa otur bekle, bana ne. Biz beklemiyoruz, kesilecek çok kenger var daha. Yalnız kengeri böyle kendi hâlinde kanamaya bırakırsak güneş hemen sütünü kurutuverir, zaten koyu olan kanı kuruyuverir, daha fazla akmaz. Bunun için topladığımız yassı taşları birbirine çatarak kesilmiş kenger köklerinin üstüne gölgelikler yapıyoruz. Kengerin sütü bu gölgelikte ağır ağır akar, artık ister ikindi vakti gel, istersen yarın, işine yarayacak kadar kenger akmış olur o kökten. Kök iyiyse birden çok defa da kesebilirsin, diyelim sabah kestin, gider öğlen sütünü alır, kökü tekrar keser ve bir de akşamüstü alırsın. Kökten akan sütünü almakla bitmez sakız işi, çünkü kengerin sütü akarken kökün eğimli kesiğinden akar, toprağın üstüne gelir. Bu süt öyle çok sıvı olmadığından, yeterince sakızımsı olduğundan da bir ucu kökte, bir ucu yerdedir. Çekip aldıktan sonra gidip pınarın buz gibi sularında yıkaman, topraklarından arındırman gerekir. Sakızcılar bu işlerin kolayını bulmuştur, kaynatırlar, süzerler, türlü türlü şeyler yapıp olabildiğince temiz sakızlar üretmeye çalışırlar. Biz sakızı sadece kendimiz ve çevremizdekiler için yaptığımızdan öyle kaynatmakla falan uğraşamayız. Babannene falan sakız vereceksen, o buz gibi sularda dakikalarca yıkayacaksın kengeri, babannelere topraklı kenger verilmez. Onun sakızını hazırladıktan sonra ellerin o kadar üşür ki kendi sakızını hazırlamaya cesaret edemezsin, sen topraklı topraklı çiğne, ağzında sakızı çiğnedikçe toprak sakızdan çıkar, tükürüğüne karışır. Tükür işte, bizim köyde yere tükürmenin cezası yok, zaten tükürmenin yasak olmasını gerektirecek bir yer yok. Tüküre tüküre temizle kendi sakızını. Çok yapmak istersen de sakızcılar gibi kaynatarak temizle. Sonra otur, kengerin o garip tadının keyfini çıkar günlerce, sakız bol ne de olsa…

Kenger nedir?

Yukarıda size kendi hayatımdan bir kesit sundum, yıllar öncesinden bir kesit. O zamanlar kengerin ne olduğunu bu kadar bilirdik. Büyüyünce öğrendik ki kenger yeşilken de toplanır yemeği yapılırmış, hatta bazı yerlerde kahvesini bile yaparlarmış. Bizlerin kenger dediği bitki bazı yörelerde başka adlarla da anılıyormuş, “enger, kengel, kengir, kengiotu…” Tabii bir de bilimsel adı var kengerin, Gundelia tournefortii. Kengerin yağını bile çıkartan, sonra da çıkardığı yağı inceleyip ne işe yaradığını merak eden bilim adamları da oluyor ara sıra. Kenger hakkında yurtiçi ve yurtdışı bilimsel yayınlar da hiç az değil. Mesela daha birkaç hafta önce bir grup İranlı bilim insanı, kenger yağını detaylı analizlere tabii tutmuş. Ortaya çıkardıkları sonuca göre, kenger yağı da pek bir iyiymiş efendim.

Kenger nerelerde var?

Kenger bitkisi yüzyıllardır bu coğrafyada tüketiliyor ama tabii modern ve fabrikasyon gıdalar hayatımızı sarıp insanlar köylerinden uzaklaştıkça tüketim de azalıyor, unutuluyor biraz. Hâlbuki kenger Anadolu’nun, Ortadoğu’nun öz çocuğu; Ege’den başlıyor ve Anadolu boyunca uzanıp Suriye’ye, Kudüs’e, Kıbrıs’a, Lübnan’a, Irak, İran ve Afganistan’a kadar uzanıyor kengerin habitatı. Kudüs’ün pazarlarında Yahudiler, Filistin’de Müslümanlar, Lübnan’da Hrıstiyanlar tüketiyor kengeri; görünen o ki kengerin lezzeti konusunda bu üç büyük dinin mensupları birleşmiş.

Kenger sakızı ne işe yarıyormuş?

Sadece yemeğini, salatasını, sakızını yapmaya yaramıyor kenger, süt ürünleri sanayisinde de yardımcı ürün olarak kullanılıyor bu bitki. Peynir mayalamak da mümkün kengerle, dondurmanın ömrünü uzatmak da. Kengerin endişe duygudurum bozukluğu dediğimiz anksiyete karşıtı olma yönünden de oldukça güçlü bir potansiyeli olduğunu 2005’de Türk bilim insanları ortaya koymuş. İranlı bilim insanları ise kengerin karaciğeri koruduğunu ama fazla yoğunlaştırılmış özünün yüksek dozda alındığında da tam tersi zehirleyici etki gösterebildiğini ortaya koymuş. Yani bu yoğunluğa sıradan tüketimle ulaşmak da pek olası değil, rahatlayın ve bulursanız çekinmeden yiyin tazesini. Kenger konusunda İsrailli bilim insanları da çalışıp çeşitli farklı faydalarını ortaya koymuşlar. Doğa, en büyük eczane, bilene tabii, bilimle yolunu aydınlatabilene…

Esas konumuz olan kenger sakızına gelirsek, sakızı konusunda araştırmalar yetersiz olduğundan ülkemiz bilim insanları kenger sakızını araştırmaya koyulmuşlar birkaç yıl önce. Halk arasında kengerin faydalarının özellikle dişe olduğu düşünülür ve Darende Belediyesi’nin resmî sitesinde yazılan diğer faydalar da şunlar:

Kenger bitkisinden sakız çıkaran bir sakızcı.

Patlayan kulak zarının düzelmesi,
Safra kesesinden taş düşürme,
Kalp damarlarının gevşemesi,
Dişetlerini kuvvetlendirici,
Orta kulak iltihaplanması,
Mide ağrısı ve şişkinliği,
Aperatif / iştah açıcı,
Dişleri temizleyici,
Çene gevşemesi,
Hazımsızlık,
Tansiyon,
Yüz felci,
Şeker hastalığı.

Darende Belediyesi Başkanı İsa Özkan kengerin tanınmasına ve tanıtılmasına da önem vermiş, çeşitli çalışmalarda bulunmuş, kendisine teşekkür etmemek olmaz. Ancak burada yazan faydalar halkın görüşü, yılların, nesillerin denemesiyle edinilen görüşler. Başta İnönü Üniversitesi olmak üzere bilim insanları bu faydaların ne kadar gerçekçi olduğunu araştırıyor, araştırmalar olumlu yönde seyrediyor ve gerekli olgunluğa ulaştıklarında bilimsel dergilerde yayınlanacaktır. Ancak kenger sakızının, kengerin özünden yapıldığı düşünülürse halkın inanışının hiç de asılsız olmadığını söyleyebiliriz.

Sporcu sakızı

Kengerin bir de mekanik faydaları var, örneğin kulağa olan etkisi diğer sakızlardan daha olumlu, çünkü kenger sakızı ilk çiğnendiğinde yumuşayana kadar uzun süre sertliğini koruyan bir sakız. Bu özelliği sayesinde çene ve birtakım yüz kasları üzerinde de olumlu etkiye sahip, fabrikasyon sakızların bu etkisi kenger sakızına kıyasla oldukça düşük. Ben kengerin diksiyon çalışmalarında da yardımcı olarak kullanılabileceğine inanıyorum bu özelliği sebebiyle. Çünkü kenger bilimsel açıdan kasların çalıştırılması prensibine de uygun bir davranışla çiğneniyor. İlk başlarda oldukça sert olan sakız çiğnendikçe kaslar yoruluyor ancak aynı zamanda sakız da yumuşamaya başladığından kademeli olarak kasların etkin çalıştırılması mümkün oluyor. Kengeri bu bilinçle çiğnemeye başladığımda onun sporcu sakızı olabileceği, boksörlerin işine de yarayabileceğini düşünmüştüm.

Ancak dikkat, diş hekimlerinin uyarısına da kulak verin: İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi ve Endodonti Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fuat Ahmetoğlu, “Ağızdaki eklemleri çalıştırdığı için belli bir süreye faydası var. Diş etlerine masaj etkisi yapıyor.” dedikten sonra kenger sakızının sert olduğu için ağza ilk alındığı anda eklemleri yorduğunu vurgulayarak, “Dişlerdeki dolgulara zarar verebilir ya da zayıf dişi olan varsa bunları kırar.” diye uyarmayı ihmal etmiyor. Onun için dişlerinizde bu ve benzeri sorunlar varsa diş hekiminize danışmayı ihmal etmeyin. Eğer bir maniniz yoksa kengeri de çiğnemeyi ihmal etmeyin, faydasını kendiniz anlayacaksınız zaten.

Kenger sakızına alışık olmayanlar için ön bilgiler

Kenger, buyurmaz mısınız?

Kenger sakızları oldukça titiz bir şekilde hazırlansa da doğal olarak işlendiği için her bir kenger sakızını topraktan tamamen arındırmak mümkün olamamaktadır. Kenger sakızlarının bazısında ufak toprak öbekleri görürseniz sakın ola endişe etmeyin, binyıllardır böyle çiğneniyor bu sakız ve kengerin toplandığı bölgeler kuş uçmaz kervan geçmez yerler, topraklardan bir sorun yaşayanı ben duymadım. Toprağı yadırgamıyorsanız kengerin o kendine has kokusunu da yadırgamayın, alışık olmayanlara garip gelebilir çünkü kenger bozkır kokar, çayır kokar ve hepsinden çok kendisi gibi kokar, kötü bir koku değildir ama alışık olmayanlar yadırgayabilir. Kengeri çiğnediğiniz zaman yumuşatamadıysanız dert etmeyin, çiğnenme süresi ve şiddetine bağlı olarak, içindeki özleri kaybettikçe sertliğini yitirir kenger sakızı. Yumuşatamadığınız bir sakız olursa eğer evdeyseniz onu temiz suyun içinde kavanozda muhafaza edebilir, ertesi gün çiğnemeye devam edebilirsiniz. Tadı da ilk başta kenger bitkisinin keskin aroması yüzünden bir farklı gelir ama çiğnendikçe bu tat da azalır, yok olur. Bir de esneklikten bahsedelim, kenger sakızı çok az esner. Sanayi tipi lastik gibi sakızlara alışkınsanız kenger sakızından balon yapmayı bol bol deneyebilirsiniz ama başarılı olacağınızı pek söyleyemeyiz.

Oruç bozmayan sakız vardı ya, kenger sakızı işte o

Kenger sakızından bahsederken 2012’de verilen “kenger sakızı çiğnemek orucu bozmaz,” fetvasını da es geçmeyelim. Bu olay ulusal gazetelerde de haber olmuştu. Tabii bu durum kenger sakızlarının satışına yansıdı ve kengeri de daha çok insanın tanımasını sağladı.

Kengerin mevsimi geçmeden…

Kenger sakızı, dört mevsim bulunmayan kengerden elde edildiğinden ülkemizde temmuz ve eylül arasında üretilir ve satılır. Tonlarca üretilen kenger sakızı, yöre insanları ve kengerin kıymetini bilen bir azınlık tarafından kısa sürede tüketilir. Kengerin 6 ay içerisinde tüketilmesi iyidir ama tüketemezseniz dert etmeyin ve şu tavsiyeme uyun: Kengeri koyduğunuz kavanozu ışık almayacak bir kaba koyun –örneğin ben boş kahve ambalajı kullanıp onu da lastikle sarıyorum. Bunu da alıp dolaba atın ve kengeri bir sene hatta daha uzun muhafaza edin. Birkaç ayda bir kengerlerin suyunu değiştirebilirsiniz.

Kenger sakızının fatydalarını görebilmek için her gün ya da iki günde bir olmak üzere sürekli kullanabilirsiniz. Kür şeklinde uygulamak isterseniz de en az 15 gün kullanmalısınız. Kenger sakızını yakında sitemizden, Zinde Market üzerinden satacağız ve pek çok sıra dışı ürünle birlikte bu değişik sakızı da sizlere sunacağız.

Bu yazı kanunen tescillenmiştir.
Temizlenmiş, satışa hazır kenger sakızları.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir