
Sağlık İçin Spor Yapmada Uygulama Kolaylıkları
Yazan: Hayri Özmeriç
Spor Yapmayı Sağlayacak İtici Güçler
1. Her şeyden önce spor yapmanın faydalarına kendimizi şartlandırmalı ve bu inancı şuur altına yerleştirmiş olmalıyız. Böyle bir inancın devamında da spor yapmamak için herhangi bir bahane yaratmamak üzere kesin karar vermeliyiz. Diğer bir ifade ile; doktorun tavsiyesi veya bir dostun önerisi veya bir makalenin tesiri ile meydana gelen basit bir arzu değil, bizzat kendimizin kesin inancına dayalı olarak karar vermiş olmalıyız. Böyle ciddi bir karar vermedikçe devamlı spor yapmak pek mümkün değildir.
2. Ciddi spor yapma kararının hemen ardından spor yapmak için kendimize en uygun haftanın üç veya dört gününü ve saatini, KESİN SPOR TAKVİMİ olarak tespit etmeliyiz. Yaşantımızda bu takvimi uygulamak “olmazsa olmaz niteliğinde” olmalıdır. Bunun en önemli etkisi, spor takvimi günü ve saatinde, spor yapmak için ikinci bir kararımız gerekmeyecektir. Boş verme veya es geçme bahis konusu olmayacaktır, çünkü o saatte spor yapma, gündemimizde çok öncelerden yerini almış olacaktır.
3. Bütçemiz ölçülerine göre ciddi boyutta spor için malzeme yatırımı yapılmalıdır. Bu yatırım; kaliteli bir spor ayakkabı veya eşofmandan başlayarak kapasiteli koşu bandı veya fitness center’e üyeliğe kadar kısaca 300-500 liradan 5000 liraya kadar bir çerçeveye yayılır. Bu masraflar bizi “para verdim boşa gitmesin” psikolojisi tesiri ile devamlı spor yapmaya teşvik eder.
4. Psikolojimizin en isteksiz olduğu günde dahi spor takımlarımızı giyip sanki sadece kapı önüne çıkacakmış gibi kendimizi dışarıya atmalıyız. Bu kadar hazırlık yaptıktan sonra nasıl olsa kapı önünden geriye dönülmez, açık havanın getirdiği istek ve canlılık ile yürüyüş veya koşu programı uygulanacaktır.
5. Kendi dengimizdeki bir arkadaş ile yürüyüş veya koşu için randevulaşmak önemli bir itici güç olacaktır. Bu husus; hem verdiğiniz buluşma sözünü tutma sebebi ile sizi motive edecek hem de spor sırasında iki laf ettiğinizde oluşan monotonluk dağılacak ve spor daha keyifli olacaktır.
Sağlık İçin Spor Ölçüleri
Sağlık için spor konusunda yapılan tartışmalarda, en uygun olanın yürüyüş veya koşu olduğu konusunda genelde bütün tıp otoriteleri hemfikirdir. (Bu konuyla ilgili olarak, yazarımız Doktor Murat Kınıkoğlu’nun şu yazısını okumanızı tavsiye ederiz: Düzenli Koşmanın Yararları) Bizim de inancımız bu yönde olduğu için aşağıdaki hususları kısaca bilginize sunarız.
1. Haftada asgari 3 veya 4 gün ve her seferinde hafif koşu (jogging) 30 dakika, yürüyüş 45 dakika olmalıdır.
2. Egzersiz yoğunluğu:
Koşu için nabız yoğunluğu %75-80,
Yürüyüş için %65-70
seviyelerinde olmalıdır. (Nabız yoğunluğu hesabı = 225 eksi (-) yaşınız çarpı (x) yoğunluk yüzdesi) 50 Yaş için %65 nabız hesabı: Örnek 225 – 50 = 175 X 65% = Nabız 114
3. Nabız ölçme zaman alır, onun yerine yürüyüş için dakikada 135-140 adım ölçüsü kullanılabilir. Koşuda ise nefes alıp vermede hafif zorluk çekilen bir tempo önerilebilir.
4. Yürüyüş için diğer pratik basit ölçü ise: sizi uzaktan gören bir dostunuz sizin için “ ….. Bey/Hanım bugün canlı spor yürüyüşü yapıyor.” diyebilmelidir.
5. Koşu veya daha yoğun spor için doktor muayenesi de ihmal edilmemelidir.

Sağlık için spor, sporda motivasyon, spora başlama ve devam ettirme, düzenli egzersizi teşvik vb. konular hakkında olup sağlıklı yaşam (fitness) ve spor konularıyla ilgili olan bu yazıda kullanılan görseller: mikebaird ve Thomas Hawk Creative Commons lisanslarına uygun olarak kullanılmıştır.

Yazı için teşekkürler. Katılmadığım iki husus var:
1. Spor salonu üyeliğinin spora devam etme konusunda bir yardımı olsaydı, salon üyeliklerinin gittikçe arttığı son günlerde daha fit bir toplum olmaya başlamış olurduk. İstatistikler gösteriyor ki ciddi bir spor merkezine üyelik işe yaramıyor:
1-A. Her 5 kulüp üyesinden sadece 1’i spora en az haftada iki kere gidiyor
1-B. Kulüp üyeliğinin hemen ardından gitmeyi bırakanlar %40 civarında
1-C. Yıllık üyeliğin başlamasıyla ilk 30 günde 100 kişiden 60’ı kayıp
1-D. Üyeliğin ilk üç ayında ise salona gitmeyi bırakanların oranı %90’ları buluyor.
http://www.dovico.com/article_time_management_facts_figures.aspx
http://www.healthandfitness.com/resources/gym_evaluation.asp
http://www.sporsaglikdiyet.com/spor/bir-spor-salonuna-uye-olmadan-once-nelere-dikkat-etmeliyiz.htm
2. Tıp otoritelerinin yürüyüş ve koşuyu seçmelerinin nedeni bunların bizlere en uygun spor olmasından dolayı değil, kendilerine en kolay ve güvenli gelen egzersiz öğüdünün bu olmasındandır. Arkalarını sağlama almak istemektedirler. Halbuki farkında değildirler ki yürüme esnasında vücut ağırlığının yaklaşık 1,5-2 misli, koşma esnasında da 7-8 misli alt beden eklemlerine binmektedir. Bununla kıyaslandığında çömelme (squat) egzersizi diz ya da kalça problemi olan birisi için çok daha uygundur. Bazılarımızın yürümeden önce çok daha önemli konuları halletmeleri gerekebilir, mesela 60’larında bir bayanın kemik erimesini azaltmak için kemik yoğunluğuna yardım eden rezistans egzersizleri yapması veya postür bozukluğunu gidermek için genç bir kızın mobilite çalışması gerektiği gibi. Fitness ve sağlık sektörünün her bedene tek tip bir elbise uydurmaya çalışmayı bırakmasının zamanı çoktan geldi.
“Sağlık için spor yapmada uygulama kolaylıkları” konulu yazıma gösterdiğiniz ilgi ve yorumunuz
İçin teşekkür ederim.
Bahsettiğiniz hususlar hakkındaki görüşümü kıymetli değerlendirmenize
Sunmak isterim. Şöyle ki;
Spor salonları:
Spor salonu hakkındaki düşüncem, sağlıklı yaşam sporu yapmaya karar veren kişi için
Önemli olan bir yatırım yapma, bir ücret ödeme olayıdır. Para ödediği için halk tekerlemesi ile
“para verdim, hana kadar bineceğim” denmesi gibi, para verdiği için
Spor salonuna devam etmede itici güc olmasıdır. Spor salonunda yapılan
Çalışmanın sağlıklı yaşam sporu olup olmadığı ayrı bir konudur.
Örneğin; sport international’a yıllık peşin ödediğim aidatımı çıkarmak,
Her gidişimi yıllık vasatide daha ucuza getirmek için cabalar dururum
Sekseni devirdiğim halde Elimden geldiğince haftada
üc veya dörtten aşağıya düşürmemeye
Çalışırım.
Diğer taraftan spor salonlarında genelde yapılan,
body building sağlıklı yaşam spor değildir. Genellikle de spor salonunda
Body building’e itibar edeilir. Daha adaleli, gösterişli bir görünüme sahip olmak için.
Kenneth H. Cooper M.D. “Total Wellbeing” kitabında çok hoşuma giden bir
Anısını anlatır.
Muazzam kliniğine Texas Eyaletinin Body Building Şampiyonu Washington’ da yapılacak
U.S.A. şampiyonasına gitmeden evvel Cooper’ın kliniğine gelir.
Hemşireler delikanlının etrafında pervane olur.
Cooper; hemşirelere “Hiç merak etmeyin, bu delikanlı fitness testinda
Başarılı olamayacak” der. Ve netice şampiyon fitness testinde 10 üzerinden
Ancak 2 (iki) alabilir.
(Gayet açıktır ki; hafif ağırlık, sık tekrar şekli ile
Yapılan adale yapısını takviye çalışmaları ayrı konudur.)
Devamlılık ise; vatandaşlar arasında ekseri görünün çevreye hava atma için, göstermelik bir iki
Devam edip kısa zamanda spor çalışmasını angarye görüp kenara itmektir. Zaten
Kişisel sağlık sporuna ilginin çok az olduğu ülkemizdeki bu devamsızlık
Olaylarını spor salonunun müspet veya menfi bir durumu olarak değerlendirmemek lazım
Diye düşünürüm.
Aziz Serkan,
Değerli yorumuna katkıda bulunmak istedim, maalesef biraz uzun oldu.
Gerisini çok kısa keseceğim.
Diz antrenmanları (squat) konusunda 1994 yılındaki Los Angelos Dünya Atletizm
Şampiyonasının ortopedi uzmanı doktorun (ismini unuttum)
Ama kitabını hatırlıyorum (SAVE YOUR KNEE)
Bu kitapta çerçeve içinde vurguladığı en
Önemli tavsiyesini aşağıdaki sözlerle özetliyor:
“Hundred percent squat is best way to punish an innocent knee”
Bunu söyleyen Amerikan Milli Olimpiyat takımının
Ortopedist uzmanı. Takdirini sana bırakıyorum.
Dizlerin 90 dereceden aşağıya bükülmesi minisküse
Davetiye çıkarmaktır.
Yürüyüş ve koşu sporunun her hali ile sağlıklı yaşam sporunun
En önünde geldiğine, diğerlerindeki pek çok mahzurun
Yürüyüş ve koşu sporunda ihmal edilebilir ölçüde olduğuna inanıyorum.
Bu konudaki düşüncelerimi de ayrı bir yazı konusu yapacağım.
Selam ve sevgilerle,
Sayın Hayri Bey,
Yorumumu dikkate alıp yanıt verdiğiniz için asıl ben teşekkür ederim. Aşağıda yanıtlarımı maddeliyorum:
1. Sadece bir üye değil, spor salonlarında hem yurt içinde hem de yurt dışında 15 senedir antrenör olarak görev yaptığım için üye profilini daha yoğun olarak takip etme fırsatı edindim. Ne de olsa salonda birkaç saat kalıp gitmiyor, yeri geldiğinde 10-12 saat durarak kim var kim yok görebiliyordum. Sizler gibi yaptığı harcama ve hazırlığının karşılığını sonuna kadar çıkaran, düzenli, azimli birkaç üye tanıyorum. Ama ne yazık ki siz azınlıktasınız. Bunun dışındaki kesim kış başlarında ve yeni yılla birlikte büyük heyecan, para yatırımı ve azimle geliyor, ancak topu topu 3 ay sonra ortadan kayboluyor. Zaten verdiğim linklerdeki istatistikleri incelerseniz iddiamın doğruluğunu görebileceksiniz. Farkındaysanız kaynaklardan bir tanesi de Türkiyedeki istatistikleri ele alıyor. Yani kültür değişse de bu gerçek değişmiyor. Evet para harcıyor olmak salonda tutucu bir neden olabilir, ama istatistikler gösteriyor ki yeterli ve güçlü bir neden değil. İnsanların bence daha güçlü nedenlere ihtiyacı var. Mesela gerçekten yaptığından zevk almak gibi.. Sevmeyerek ve istemeyerek yapıyor ise bir insan bu sporu, isterse on maaşını versin onu yine de oraya getirtemezsiniz. Eninde sonunda kopacaktır.
2. Bence hiç bir “spor” sağlıklı yaşam değildir. SPOR demek Sistem Performans Organizasyon ve Rekor demektir. Yani bir sporcu eklemlerini parçalamak, omurgasında üç fıtığa yol açmak, karaciğerini dağıtmak ve psikolojisini bozmak pahasına o rekoru kırmaya ve sağlığını en son plana atmaya ant içmiştir. Bu açıdan bakıldığında bodybuilding sporcusu da, bir 400 metre engelli koşucusu da sağlık için spor yapmaz. Bahsettiğiniz test örneğine gelince: Bir yük katırını at yarışına sokar mısınız? Peki yarışçı bir ata yarım ton yükler misiniz? Her sporcunun adapte olduğu şartlar elbette ayrıdır. O nedenle herhangi bir sporcu adapte olmadığı bir teste zorlandığında elbette düşük skor alacaktır. Eminim eğer bir bench press testi uygulansaydı ya da leg press testi yapılsaydı aynı vücutçu skor tablolarının yukarılarında yer alacaktı.
3. Bahsettiğiniz sayın ortopedist “uzman” doktor sanırım hiç bir çocuğun nasıl yere çömelip kalktığını incelememiş. Ya da olimpik haltercilerin yaptığı silkme ve koparma hareketlerini, hem de üzerlerinde vücut ağırlıklarının 2-3 katı ağırlık varken. Ki bir haltercideli diz sakatlığı oranı, bir badmingtoncudakinin 5te biri bile değil. İnsanoğlunun en natürel hareketidir tam yani 100% squat. Vücut öne düşmeden ve topuklar yerden kalkmadan yapabiliyor ise bir insan squatı, pekala poposu topuklarına değene kadar çömelebilir bu doğaldır. Ancak esnekliği hasar görmüş, masa başında tembel tembel yıllarca oturmuş birisi ise birden ağırlık alıp tam squat yaparsa dizini eline alabilir. Bunun için yarım squatlar yapmak yerine, önce postür düzeltici esneklik egzersizleri ve sadece vücut ağırlığı ile yavaş ve kontrollü çömelmelerle derinliğini arttırmalı, yakaladığı her derinliği önce stabilite etmeyi öğrenmeli, sonra full squata ulaştığında yavaş yavaş ağırlık yüklemelerine geçmelidir. Aşağıda konu ile ilgili 3 adet referans yapıştırıyorum:
http://www.johnberardi.com/updates/jan312003/na_myths.htm
http://www.t-nation.com/free_online_article/sports_body_training_performance/leg_training_myths_exposed
http://www.capscave.com/2010/12/fitness-myth-squatting-below-parallel.html
Tekrar teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Hayri Özmeriç Yazmış 3 Temmuz, 2011, 12:39
Aziz Serkan,
Yorumları yakından takip edemediğim için yorumunuza görüşlerimi açıklamakta çok geciktim kusura bakma. Yazdıklarında bir iki husus var ki değinmeden geçemeyeceğim. Sağlık için spora teşvik edici yöntemlerden spor salonları sadece biridir. Spor salonlarının diğer teşvik edici faktörler, her türlü hava şartlarında yapılabilir olması/çevre ile dostluklar kurulup yalnızlık monotonluğundan kurtulmak/muhtelif çalışma olanaklarındaki değişiklerden yararlanmak/monoton tek düze bir tek dalda çalışmanın bıktırıcılığından kurtulmak/iç ve dış mekanlardan yapılmakta olan sporlar arasında değişik günlerde değişik alternatifler kullanmak vs vs Kısaca sadece para verdim konusu değil. İkinci ayni fikirde düşüncede olmadığımız husus: spor, sağlıklı yaşam değildir diyorsunuz. Akıllı ve bilinçli yapılan spor sağlıktır. Ama gücünüz olmayanı aştığınız takdirde netice ölümlere kadar dayanır. Mesela, bir iki bardak kırmızı şarap keyif verir, rahatlatır, ama bir oturuşta iki yetmişlik deviriseniz soluğu acil serviste koma halinde alırsınız. Bahsettiğiniz sporlarda verdiğiniz örnekler de bundan farklı bir şey değil.
Ben kişisel olarak otuz senedir spor yapıyorum, 50’sinden sonra başladım performansım düşmekle beraber sağlığım için yaşıma başıma göre aynen devam ediyorum. En önemli şansım gençllğimde yarışma sporu yapmamış, profesyonel atlet olmamış olmamdır. Bu açıklama sana sürpriz gibi gelir. Çünkü profesyonel spor yapanlar seneler ilerledikçe bir sene evvelki performansını tutturamaz (doğanın genel kaçınılmaz olgusu) bu durumla karşılaşınca “bende artık iş kalmadı, spordan bana hayır yok” der ve sporu tamamen terk eder. Bu da sporun sadece yarışma amacı ile yapılması gereğine inandığındandır. Ama dünya artık sporun bilincine varmıştır, milyonlar, milyonlar sağlık için spor yapmaktadır.
Ortopedi uzmanının çocukların çömelmesini hiç görmediğini yazıyorsun. Benim refere ettiğim ortopedi doktoru Amerikan Olimpiyat takımının ortepedi uzmanıdır tabii çocukların dizleri hakkında bilgisi olmayabilir. İkinci referans olarak Dr. Kenneth H. Cooper (biliyorsunuz FİFA uluslara arası futbol maçlarında hakemlik yapacakların COOPER’ın fizikel testinden geçmesini şart koşar, aksi takdirde maç yönetmesine izin vermez) Cooper’ınh oğlu ile birlikte yazdığı “START STRONG, FİNİSH STRONG” adlı kitabının 148 nci sayfasında total çömelmeyi tavsiye etmediği gibi dizlerin doksan dereceden fazla bükülmesini kesinlikle yasaklar. Tabii bu kısıtlama açıklaması; eklemlerin fevkalade esnek olduğu genç sporcuların gerekli esneme egzersizlerinden sonra yapması yorumumuz dışındadır.
Aziz Serkan hayat çizgisinin bir birinden oldukça uzak kutuplarında yer alan bizlerin değişik düşüncelere sahip olabileceğini anlayışla karşılayacağını ümit eder çalışmalarında başarılar dilerim.
[Bu Yoruma Yanıt Ver]
Sayin Hayri Bey,
Yanıtınız için teşekkürler. Konumuz spor salonlarının genel avantajları değil! Ona bakarsanız tek başına evde spor yapmanın da sürüyle faydası var: Alet sırasında beklemek zorunda kalmamak, gürültüden uzak kalabilmek, yakıt, zaman ve park yeri tasarrufu yapabilmek vs. vs.. Konumuz spor salonuna yazılmanın devamlılığa yardımı olup olmadığı. Bunu da zaten istatistiki kaynaklarla ben gösterdim.. Spor ve egzersiz kavramlarının kullanımında bence hala yanlış anlaşılmalar var. Sporu sporcu yapar, egzersizi ise genel popülasyon. Benim söylemek istediğim buydu. Bilinçli ve dozajında yapılması konusunda sizinle aynı fikirdeyim. Ancak sporda bilinç de dozaj da oldukça esnetilir, çünkü müsabaka ön plandadır, sağlık değil. Tam çömelme konusunda söyleyeceğim son bir şey dışında başka yorum yapmayacağım çünkü bilimsel kaynaklarımı zaten önceki yorumda vermiştim: Kullanmadığınız bir eklem açısını KAYBEDERSİNİZ!!! O nedenle bir hareketin herhangi bir derinliğini YASAKLAMAK yerine, azar azar o derinliğe ULAŞMAYA ÇALIŞMAK gerekir! Sovyetler buna şöyle der: Diz için azıcık zehir onu kuvvetlendirir! Son paragrafınıza da sonuna kadar katılıyorum. Oldukça farklı kutuplardayız. Ben hem doğu hem de batı kültürünü sentezlemeyi seçmişimdir blunduğum bu sektörde. Amerika daha bu işin çok başında. 🙂 Saygılar sunarım.
Aziz Serkan, mutluluklar dileği ile konulara geniş açıdan bakan kişilerle karşılıklı görüş alış verişinde bulunmak keyifli oluyor dersem gerçeği ifade etmiş olurum Yorumunuzdaki bir iki değerlendirmeniz konusunda kısacık söyleyeceğim şunlar olacaktır. “SPORU SPORCU YAPAR, EGZERSİZİ İSE GENEL POPÜLASYON” değerlendirmenizi kendimce şöyle ifade etmiş olacağım. SPORCULAR; PROFESYONEL SPORCULAR VE REKREASYONEL SPORCULAR olarak ikiye ayrılır dersek sizin ifade etmek istediğinizi daha kapsamlı çerçevelemiş oluruz. Benim üzerinde durduğumj ve bir nebze bilgi sahibi olduğum branş da “rekreasyonel spor” dalıdır. Profesyonel kısımda hemen hemen hiç eğitimim ve bilgim yoktur dersem doğru olur. İkinci bir hususa değinmeden de geçemeyeceğim. “SPORDA MUSABAKA ÖN PLANDADIR SAĞLIK DEĞİL” diyorsunuz. Her iki husus da tamamen ayni ağırlıkta önemlidir. Sağlığı korumadan (sporcu sağlığını, sakatlanma durumlarına dikkat etmeden) spor yapmak rus ruleti oynamaktır. Aylar boyu hazırlanırsınız, bir kaç gün kala yapacağınız dikkatsizlik bütün aylarca süren hazırlıklarınızı çöpe atar.
Bu vesile ile tekrar esenlikler ve mutluluklar dilerim.
Merhabalar Serkan bey
Kullanmadığımızı kaybederiz çok doğru bir yaklaşım. Ancak vücuda ekstradan bir ağırlık yükleyerek full squat yapmak niye bu kadar elzem gibi gösteriliyor ki. Biz haltercimiyiz. Yada olimpik bir 100 metreci mi ? Ağırlıkla full squat yapmak ciddi alt yapı isteyen bir harekettir. Hem fiziksel olarak hemde tekniksel olarak.
Peki sağlıklı bir yaşam için böyle birşeye illa gerek var mıdır? Sürekli olarak squat deadlift bench press gibi hareketleri olmazsa olmaz gösteren bir amerikan yaklaşımı var anlamadığım. Halbuki özel sağlık problemleri olmayan bir birey için. Vücut ağırlığıyla yapılacak full squatlar, sıçrama alıştırmaları ,sprintler , şınav , barfiks ,dips gibi egzersizler sağlıklı ve zinde kalmak için büyük oranda yeterli olabilecekken. Vücut ağırlığının 2 katını kaldırabilmek zindeliğin olmazsa olmaz bir göstergesi gibi pompalanıyor. Adete sağlıklı kalmak için egzersiz uzmanlarına muhtaçsınız propagandası yapılıyor.
Ayrıca sağlık için spor pek tabiki yapılabilir. Profesyonel spor ile rekrasyonel spor hayri beyin dediği gibi farklıdır. Öğreneğin mücadele sporlarına bakalım. Patlayıcı güç- kuvette devamlılık aerobik-anaerobik dayanınıklılık gibi bütün parametlerede fit olması gerekilir bu branşların sporcuları. Şimdi doğru metodolojilerle yapılmış mücadele sporları çalışmalarıyla gayette ”FİT” olunur kaldıki stress atmak konusunda ağırlık kaldırmadanda çok daha iyi çalışmadır.
Tabiki burada bireylerin sağlık problemleri olmadığını varsayıyoruz.
Aziz Sporsever Kustafa Dostum, herseyden once “SAGLIK İCİN SPOR YAPMADA UYGULAMA KOLAYLIKLARI” konusuna gosterdiginiz ilgiden dolayi tesekkur ederim. Bundan onceki yorumlarından anladıgım kadarı ile her ne kadar halter calismaları konusunda Serkan Bey ozel bilgi sahibi ve yetenekli ise de saglik icin spor konusunu yakindan ilgilendirdigi icin sorulariniza bu bakimdan aciklik getirmek istedim. Herseyden once profesyonel spor ile rekreasyonel spor kriterlerini birinden tamamen ayri kriterler ile dusunmek lazim. Profesyonel sporda amac fiziki yeteneklerin carpistırıldıgı arenada en iyi sonuca ulasmak, rakipleri alt etmektir, bunun icin her yol Roma’ya gider, saglığı hatta hayatı tehlikeye atacak derecelere kadar. Rekreasyonel sporda ise hayat ve saglikli yasam on plandadir. Hayatin normal akışı icinde gerekli vücut iç ve dış organlarının en verimli optimal düzeyde ve birbiri ile uyum içinde calışma yeteneğini devam ettirmesini sağlamaktır. Organlarımızın bir biri ile uyum içinde çalışmasını temin etme çalışmasına size çok çarpıcı gelecek geçmiç yıllardan bir örnek vereyim. Karşıyaka spor sahasında her sabah muntazam hafif koşu yapıyorum. Bu egzersizlerim sırasında benimle birlikte koşan bir şahıs ile tanışdım, hafif tempoda on tur, onbeş tur atıyoruz. Bir ara ne amacla kosu sporunu yaptıgını sordum ve öğrendim ki 30/35 yaşlarında olan bu dostum İzmir operasında ön sıralarda yer alan (bariton) ses sanatkarı. Amacı ses telleri kuvvetli ama onlara gerekli nefes akışını temin edecek alt diyagrafını kuvvetlendirmek, ve sahnede ses performansını kuvvetlendirmek. Düşünebilirmisin ki bir opera sanatçısı nefes gücünü kuvvetlendirmek icin koşu sporuna ihtiyacı var.
Aziz Mustafa, yazdıklarıma şöyle b,ir göz attım, maalesef ismini yazarken yanlışlıkla M harfi yerine K harfini basmışım, çok özür dilerim. Sağlıklı günlere
Aziz Serkan,
Yorumları yakından takip edemediğim için yorumunuza görüşlerimi açıklamakta çok geciktim kusura bakma. Yazdıklarında bir iki husus var ki değinmeden geçemeyeceğim. Sağlık için spora teşvik edici yöntemlerden spor salonları sadece biridir. Spor salonlarının diğer teşvik edici faktörler, her türlü hava şartlarında yapılabilir olması/çevre ile dostluklar kurulup yalnızlık monotonluğundan kurtulmak/muhtelif çalışma olanaklarındaki değişiklerden yararlanmak/monoton tek düze bir tek dalda çalışmanın bıktırıcılığından kurtulmak/iç ve dış mekanlardan yapılmakta olan sporlar arasında değişik günlerde değişik alternatifler kullanmak vs vs Kısaca sadece para verdim konusu değil. İkinci ayni fikirde düşüncede olmadığımız husus: spor, sağlıklı yaşam değildir diyorsunuz. Akıllı ve bilinçli yapılan spor sağlıktır. Ama gücünüz olmayanı aştığınız takdirde netice ölümlere kadar dayanır. Mesela, bir iki bardak kırmızı şarap keyif verir, rahatlatır, ama bir oturuşta iki yetmişlik deviriseniz soluğu acil serviste koma halinde alırsınız. Bahsettiğiniz sporlarda verdiğiniz örnekler de bundan farklı bir şey değil.
Ben kişisel olarak otuz senedir spor yapıyorum, 50’sinden sonra başladım performansım düşmekle beraber sağlığım için yaşıma başıma göre aynen devam ediyorum. En önemli şansım gençllğimde yarışma sporu yapmamış, profesyonel atlet olmamış olmamdır. Bu açıklama sana sürpriz gibi gelir. Çünkü profesyonel spor yapanlar seneler ilerledikçe bir sene evvelki performansını tutturamaz (doğanın genel kaçınılmaz olgusu) bu durumla karşılaşınca “bende artık iş kalmadı, spordan bana hayır yok” der ve sporu tamamen terk eder. Bu da sporun sadece yarışma amacı ile yapılması gereğine inandığındandır. Ama dünya artık sporun bilincine varmıştır, milyonlar, milyonlar sağlık için spor yapmaktadır.
Ortopedi uzmanının çocukların çömelmesini hiç görmediğini yazıyorsun. Benim refere ettiğim ortopedi doktoru Amerikan Olimpiyat takımının ortepedi uzmanıdır tabii çocukların dizleri hakkında bilgisi olmayabilir. İkinci referans olarak Dr. Kenneth H. Cooper (biliyorsunuz FİFA uluslara arası futbol maçlarında hakemlik yapacakların COOPER’ın fizikel testinden geçmesini şart koşar, aksi takdirde maç yönetmesine izin vermez) Cooper’ınh oğlu ile birlikte yazdığı “START STRONG, FİNİSH STRONG” adlı kitabının 148 nci sayfasında total çömelmeyi tavsiye etmediği gibi dizlerin doksan dereceden fazla bükülmesini kesinlikle yasaklar. Tabii bu kısıtlama açıklaması; eklemlerin fevkalade esnek olduğu genç sporcuların gerekli esneme egzersizlerinden sonra yapması yorumumuz dışındadır.
Aziz Serkan hayat çizgisinin bir birinden oldukça uzak kutuplarında yer alan bizlerin değişik düşüncelere sahip olabileceğini anlayışla karşılayacağını ümit eder çalışmalarında başarılar dilerim.
Hayri Bey ben kendi adima cok tesekkür ediyorum,,,spora yeni baslayan biri olarak tesvik edici sekilde beni ve benim gibileri bilgilendirdiginiz icin cok tesekkür ederim.Size bir soru sormak istiyorum 38 yasindayim kosu sporuna yeni baslamis biri olarak nasil bir yol takip etmem gerekiyor bu konuda bilgilendirirseniz cok sevinirim simdiden tesekkür ederim saygilar…
Nurcan Hanım, ilginize teşekkür ederim.
Gerçekten bu konuda önemli satırbaşları var ve yılların gözlemleri sonunda samimi olarak söyleyeyim ki bizlerde çok bilgi noksanlıkları var. Doğaldır, yeni yeni spora ilgimiz gelişiyor.
Müsaade ederseniz bir iki satırla geçiştirmekten ise bu konuyu bir makale çerçevesinde ele alayım ve sizin gibi spor severlerin
tümünün bilgisine sunabileyim.
Kısa zamanda faydalanabileceğiniz bilgileri sunmak ümidi ile,
esenlik ve mutluluklar dilerim.
SN ADMİN DİKKATİNE
– Sağlık için spor yapmada uygulama kolaylıkları başlıklı Sn Hayri Özmeriç in bu yazısında sporhocasi.blogspot.com başlıklı yorumlar bana ait değildir.Arkadaşların yorumlarını izlerken rastladığım bu durumun site alt yapısından kaynaklanabilecek ve tarafınızca giderilebilecek teknik bir sorun olabileceği düşüncesi ile bildirmek istedim.
Saygılar
Merhaba,
Evet, konuya sebep olabilecek teknik bir sorunumuz var ve lütfen hangi yorumların size ait olmadığını belirtiniz.
Saygılarımla,
Konuyla ilgili gerekli düzeltme yapılmıştır. Sistemimiz bazen önceki yorumcuların bilgilerini bırakıyor ve yeni yorum yapacak olan yazarımız bunu farketmeyip elle değiştirmezse eski bilgilerle yorum eklemiş oluyor. Bunun sebebini bulup sorunu çözemedik, eski bir tasarım ve sistem kullandığımız için bazı aksaklıklarımız var. Umarım yeni bir tasarım ve sisteme geçtiğimzide bu tip sorunlar yaşamayacağız.
Bilginize.
İlşad bey, siteniz ve topluma verdiği mükemmel bilgiler takdire şayandır,. ,aksaklıklar ve teknik sorunlar düzelebilecek şeyler.İlginiz ve ayırdığınız vakit için çok teşekkürler.